Avrupa basınından özetler

Norveç'te geçen yıl temmuz ayında planlayarak 77 kişiyi öldüren saldırgan Anders Behring Breivik'in yargılanmasına dün başlandı. Fransız La Nouvelle Republique du Centre Ouest konuyu şöyle yorumluyor:  

"Avrupa'nın tamamının günümüzde ekonomik krizle birlikte daha da güçlenen aşırı sağcıların huzursuzluk verici oranda yükselişini yaşadığını hepimiz biliyoruz. Kurbanların aileleri ve mahkemeyi tahrik etmeye çalışan, hiçbir pişmanlık belirtisi göstermeyen saldırgan Breivik'in görüntüsü, psikolojik olarak zayıf insanların etkilenip, ilham alabileceği aşırı sağcılığın tohumlarını ortaya çıkarıyor. İşte bu riski ortadan kaldırmak için Norveç'in örnek bir yargılama sürecine ihtiyacı var. Yani Breivik'e tribünlere oynama imkanı sunmak yerine onun bu eyleminin ne kadar trajik bir çılgınlık ve tamamen delilik olduğunu gösteren bir dava sürecine."

Bir başka Fransız gazetesi L'Est Republicain gazetesi ise davayla ilgili yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"ABD'deki aşırı sağcı çevrelerin delillerinden ve Nazi döneminin faşizminden etkilenen bu yalnız kurt (Breivik), fanatizmle çılgınlık arasındaki karanlık sınırda, bir nefret dağında kaybolmuş gibi görünüyor. Breivik diğer yandan Norveç toplumuna ayna tutuyor. Norveç toplumu bu kâbusu örnek bir erdem ve ağırbaşlılıkla taşıdı. Norveç polisi, kızgın mistisizm yanlıları ve ırkçıları etkisiz hâle getirdi. Norveç hükümeti de aynı anda aşırılığa kaçan güvenlik önlemleri almaktan kaçınarak vatandaşlarına, özellikle de kurbanlara, şimdi kamuya açık bir dava sundu."

İran'ın nükleer faaliyetleriyle ilgili müzakerelere geçen hafta sonu İstanbul'da devam edilmesi, gazetelerde yankılanmaya devam ediyor. Fransız Le Monde gazetesi, 'İran'la doğru uzlaşma arayışı' başlıklı yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

"Doğru uzlaşma bulunmaya çalışılıyor. İran itibarını koruyabilmek için belli bir oranda nükleer kapasitesini korumak zorunda. Büyük güçler, BM ve İsrail'in ise Tahran'ın nükleer silah geliştirmeye tamamen son verdiğinden emin olması gerekiyor. Bu da İran'ın nükleer programının kontrolünün tam olarak kararlaştırılacağı, derin bir tartışmayı zorunlu kılıyor. Şeytanın detaylarda gizli olduğu bilinir. Müzakereler Barack Obama ile bu konuda görüşmeler yürütümek için sınırsız bir süre tanımıyor. Mutlaka bir uzlaşma bulunmak zorunda, ancak taviz vermeden."

Bugünkü gazetelerin yer verdiği bir başka konu ise Fransa'daki cumhurbaşkanlığı seçimleri. Rus Nesawissimaja Gaseta şimdiki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin pek de sevilen bir cumhurbaşkanı olmadığı görüşünde:

"Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy bundan tam 200 yıl önce Paris'te, 16. Ludwig'in kellesinin alındığı yerde, Fransızların cumhurbaşkanı olarak kalması gerektiği konusunda halkı ikna etmeye çabalıyor. Ancak halk bu siyasi bukalemunu artık sevmiyor gibi görünüyor. Yapılan kamuoyu anketlerine bakılırsa, Sarkozy, Fransa'da sevilmeyen politikacılar arasında rekorlar kırıyor. O ise ülkeyi solculardan kurtarması için seçmenlerine çağrıda bulunuyor. Ancak bu seçimlerin en çarpıcı şahsiyeti ne Sarkozy ne Sosyalistler'in adayı François Hollande ne de karizmatik bir troçkist olan Jean-Luc Melenchon. Bütün adayların en büyük rakibi, seçmenlerin ilgisizliği."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Hülya Köylü