1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

17 Nisan 2013

Bugünkü Avrupa basınından seçtiğimiz yorumlar tamamen Boston saldırılarına odaklı.

https://p.dw.com/p/18HIq
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

İsviçre'den Neue Zürcher Zeitung’un “Amerika hedef olmaya devam ediyor” başlıklı yorumunda şu satırlar göze çarpıyor:

“İster istemez gündeme gelen tartışma, 2001 saldırıları ertesinde alınan güvenlik ve izleme önlemlerinin yeterli olup olmadığı ya da ülkenin terörle mücadelede ihmalkâr davranıp davranmadığı yönünde… . Başka bir soru da, Boston’daki suikastın, kitlelere yönelik yeni bir saldırı kampanyasının başlangıcı olup olmadığı… . Zira bu olayın acı bir biçimde gözler önüne serdiği üzere, Amerika’nın havalimanları ve hükümet binaları eskiye göre daha iyi korunuyor olsa bile, hâlâ ülkeyi kırılgan yapan pek çok  güvenlik zaafı bulunuyor.  Bu durumun temelden değiştirilmesi ise devasa harcamalar yapılmadan ve kamu yaşamında güvenliğe ilişkin sınırlamalar en üst seviyeye çıkarılmadan mümkün görünmüyor.”

Fransız gazetesi Liberation, hukuk devletinin terörizmle mücadelesinin nasıl olması gerektiğine ilişkin yorumunda şu görüşleri savunuyor:

“Hukuk devletleri de direniş göstermeli ve kendilerini savunabilmelidir. Ancak bunu yaparken karşıtlarının lekelemeye çalıştıkları değerlere riayet etmelidirler. Terörle meşru mücadele ise istisnaî yasalara gerek duyulmadan yapılmalı, mevcut yasalar çiğnenmemeli ve vatandaşlık haklarına saygılı olunmalıdır; bunlar özgürlük düşmanı kişilerin hakları olsa bile… . Burada söz konusu olan siyasî ahlâktır. Bu ise teröristlerle başa çıkabilmek için yegâne yöntemdir.”  

Hollanda gazetesi Algemeen Dagblad, “Terörizmle yaşamayı öğrenmeliyiz” başlığını kullandığı yorumuna şu satırlarla devam ediyor:

“Boston’daki saldırıyı düzenleyenlerin kim olduğuna dair henüz bir işaret olmasa bile New York ve Washington’daki terör saldırılarından bu yana uluslararası terörle mücadelede pek çok kazanım olduğunu söyleyen uzmanlar haklı. El Kaide ile örgütün lideri Usame Bin Ladin’in etki alanı epeyce azaltıldı, örgüte bağlı alt gruplar birkaç ülkede sefil bir biçimde varlık gösteriyor. Ancak diğer yandan Boston’daki trajik olaylar terörizmin kuşkusuz geriletilebileceğini, ama tamamen ortadan kaldırılamayacağını bize öğretiyor. İster sportif bir etkinlik olsun, ister Margaret Thatcher’in cenaze töreni – her an bir saldırı düzenlenme tehlikesi ile yaşamayı öğrenmek zorundayız.”

İsviçre'den Tages-Anzeiger, neredeyse herkesin bomba imal edebilecek durumda olduğuna işaret ederek, terör gruplarını analiz ediyor:

“Eğer bir maraton yarışı terörist saldırıların hedefi olabiliyorsa, bir alışveriş merkezi ya da bir okul, yani tüm kamu alanı da tehdit altında kalabilir demektir. Bunun ötesinde Boston’da kullanılan bombaların nasıl imal edilmiş olduğuna bakılacak olursa, herhangi birinin bomba imal edebilecek ve büyük zarara yol açabilecek yeteneğe sahip olduğunu da görmüş oluruz. O nedenle Boston'daki gibi kanlı bir saldırı düzenlemek için Amerika dışından terörist grupların olması kesinlikle gerekmiyor. Amerikan toplumunun sağ kanadında yer alan kimi eksantrik tipler ve siyasî çılgınlar bir süreden beri ateşle oynamaktalar ve önemli bir şiddet potansiyeli oluşturmuş durumdalar. Nitekim Oklahoma'da ya da 1996’da Atlanta’da düzenlenen Olimpiyat Oyunları’ndaki bombalı saldırılar bu potansiyele işaret etmekte. ABD’de 60’lı 70’li yıllara sol şiddet eylemleri damgasını basarken, şimdilerde ülkede şiddet tehdidinde bulunanlar aşırı sağcılar.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen Çelik Akpınar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu