1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 1705 Presseschau 2

17 Mayıs 2011

Bugünkü Avrupa basını cinsel taciz suçundan gözaltında bulunan Uluslararası Para Fonu Başkanı Dominique Strauss-Kahn'ın salıverilme talebinin reddedilmesini ele alıyor.

https://p.dw.com/p/11Hcy

Fransız Dernieres Nouvelles d'Alsace Strauss-Kahn'la ilgili iddiaları şöyle yorumluyor:

"Paris'teki politikacı ve gazetecilerin küçük dünyası, para, seks, ya da her ikisi sözkonusu olduğunda kendi elit kesimlerinin sergilediği şüpheli ve kızgınlık uyandıran davranışlarınaa hoşgörü gösteren eğilimlerini sorgulamalı. Çünkü politikacılar ya da birçok gazeteci tarafından Dominique Strauss-Kahn'ın sözümona 'küçük zaafları' yıllardır biliniyordu. Sadece onlar değil Sosyalist Parti'nin politik sorumluları da... Ancak özel yaşama saygı nedeniyle buna göz yumdular. Ve bilinçli olarak böyle bir felaket riskini göze almış oldular."

Hollanda'dan NRC Handelsblad, Strauss-Kahn'a yöneltilen suçlamaların, Çin gibi gelişmekte olan ülkelerin yararına olacağı tespitinde bulunuyor. Yorumda bunun gerekçeleri şöyle açıklanıyor:

"Uluslararası Para Fonu kurulduğundan bu yana bir Avrupalı ile Amerikalı bir yardımcı tarafından yönetiliyor. Bu baskınlık Batı dışındaki yerlerde kızgınlığa neden oldu. Bilhassa son zamanlarda Uluslararası Para Fonu'nun Avrupa ülkelerine, Üçüncü Dünya ülkelerine kıyasla daha az sert davrandığı yönündeki izlenim arttı. Gerçek ya da değil, ekonomileri gelişen, uçsuz bucaksız sınırlara sahip Çin, Hindistan ya da diğer gelişmekte olan sanayi ülkeleri, bu geleneğe artık son verilmesi yönündeki taleplerini tam da zamanında dile getirme fırsatını yakaladılar. Elbette Dominique Strauss-Kahn'ın suçlu olup olmadığı henüz bilinmiyor. Ancak Strauss-Kahn'ın karıştığı skandal sadece kişisel foyasını ortaya çıkarma tehdidini barındırmıyor. Bu skandal, aynı zamanda parasal-diplomatik dünyanın da zararına olmuştur."

Fransa'dan muhafazakar Le Figaro, Dominique Strauss-Kahn'ın 20 Mayıs'a kadar tutuklu kalması kararını, Fransız Sosyalist Parti açısından değerlendiriyor:

"Strauss-Kahn'ın trajik kaderi, Sosyalist Parti'nin cumhurbaşkanlığı için yapacağı ön seçimleri gölgeleyecek. Sosyalist Parti'yi yenileyecek ve solcuları Elysee Sarayı'na taşıyabilecek bu tecrübeli politikacıyı seçmek istiyorlardı. Bunun yerine parti lideri Martine Aubry ve 10 yıldan fazla bir süre Sosyalist Parti'yi yöneten François Hollande'ye rıza göstermek zorunda kalacaklar. Onların da sorunu, yedek aday olmak istememeleri. Strauss-Kahn'ın taraftarları B planını uyguluyor ve Sosyalist Parti'nin hakettiği bir aday ikame edememesini üzüntüyle karşılıyorlar. Ancak ellerinden başka şey gelmez. New York'taki hakim Melissa Jackson böyle karar verdi."

Gazeta Wyborcza adlı Polonya gazetesi ise İtalya ve Fransa'nın göç akınını önlemek için Schengen Antlaşması'nda değişiklik talep etmeleri üzerine, Danimarka'nın sınır kontrollerini yeniden başlatmayı planlamasını ele alıyor:

"Arap baharı Avrupa'da zafer kazandı. Ortadoğu'daki isyancılar Essad ve Kaddafi'yi devirmeyi şimdiye kadar başaramadılar. Ama Avrupa'nın önemli yapı taşlarından birine zarar vermeyi belki başarabilirler: Ortak birimi Euro'dan sonra Avrupa'nın en önemli kazanımı olan Schengen Antlaşması'na. 'Fransız-İtalyan Savaşı' ve mülteciler konusunda yapılan bütün tartışmalar, ülkelerin bencillikleri karşısında kaybeden, Euro dayanışması uydurmasını ya da en azından bu dayanışmanın zaaflarını gözler önüne serdi. Bunun yanı sıra demokratik hükümetlerin yanıt veremediği soruları dile getiren, aşırı sağın siyaset sahnesini istila etmesine de yardımcı oldu. Demokratik ülkelere örnek gösterilen, Hollanda, Danimarka, Avusturya, Belçika ya da Finlandiya, popülistlere bağımlı hale geldi."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay