1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

17 Mayıs 2013

Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın görevinin birinci yıldönümü vesilesiyle düzenlediği basın toplantısı, ABD'de patlak veren skandallar ve İngiltere'de AB karşıtı eğilim öne çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/18ZrY
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Muhafazakâr Fransız gazetesi Le Figaro, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın görevinin birinci yıldönümünde Elysee Sarayı'nda düzenlediği genel değerlendirme gündemli basın toplantısına yer veriyor. Gazetenin yorumunda şu satırları okuyoruz:

"Herkesin dehşet verici bulduğu, Cumhurbaşkanı Hollande'ın ise gayet iyimser yaklaştığı durum konusunda ortaya çıkan zıtlık, şaşırtıcı. Fransa'da bazıları Cumhurbaşkanı'nın bu basın toplantısında bir U dönüşü yapmasını ya da en azından hükümetin izlediği politikaya yeni bir yön vermesini umut ediyordu. Bunun yerine hep yapıldığı gibi bilmem kaçıncı kez gelecekteki emeklilik reformundan bahsedildi ve bugüne kadar muğlakta kalan tasarrufların sözü verildi. Avrupa'nın bu konuda bir oyalama manevrasına girmesi, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in iyi niyet sergilemesine bağlı. Kamu yatırımlarının kredilerle finanse edilmesi öngörülüyor. Peki, o zaman bir an için bile olsa, Fransa'nın durumunun iyiye gideceğine nasıl inanılır?"

Bir başka Fransız gazetesi La Republique des Pyrenees'in aynı konuyla ilgili yorumu ise şöyle:

"Şüphe duyanlar için belirtelim ki Fransa Cumhuriyeti'nin pilot kabininde iyi bir Cumhurbaşkanı var. François Hollande dünkü basın toplantısı sırasında, dümeni elinde tuttuğu konusunda insanları ikna etmek için çaba göstermekten çekinmedi. Resesyonun sadece Fransa'yı etkilemeyeceği olgusu bu taaruzu daha da uygun hale getiriyor. Almanya'nın durumu daha iyi değil. Bunun ortaya konulması bazen unutuluyor. Bunun yanı sıra Avrupa Birliği'ne eleştirel yaklaşan Fransızlara sürekli olarak, Avrupa'nın sorundan çok bir çözüm olduğu formülünün de 'satılması' şart. Bu henüz bir kazanım haline gelmiş değil. Ancak insanlara sunulacak başka bir çıkış yolu var mı ki?"

Gazetelerde yer bulan bir başka konu ise ABD'de art arda patlak veren skandallar nedeniyle ABD Başkanı Barack Obama'nın zor duruma düşmesi. İtalya'dan sol liberal La Repubblica, Obama'nın içinde bulunduğu durumu şöyle değerlendiriyor:

"Başkan Obama, Ronald Reagan'dan Bill Clinton'a kadar yeniden seçilen başkanların başına gelen ikinci görev dönemindeki uğursuzluk tehlikesinin içine girmiş gibi görünüyor. ABD'deki sağ partilerin skandalları yorumlamasına göre Obama kontrolsüz, kibirli ve istila edilebilir bir devletin mimarı oluyor. Muhafazakârlar bu nedenle skandallarla ilgili araştırma komisyonlarının sayısının artırılmasına çabalıyor. ABD Başkanı kendi internet sayfasında yine de, kamudaki açığın azaldığını gösteren olumlu ekonomik sonuçlara işaret etmeye devam edebilir."

Rusya'dan Nesavissimaya Gaseta bugünkü sayısında İngiltere'de AB karşıtı eğilimin giderek güçlenmesini ele alıyor. Gazete, muhafazakârların AB konusundaki tavrını mercek altına alıyor:

"Muhafazakârlar arasında Avrupa Birliği'ne eleştirel yaklaşanlar isyan etti. Avam Kamarası'nda İngiltere'nin AB üyeliği konusunda referanduma gidilmesi yönünde oy kullandılar. İsyancıların bu girişimi kabul görmemesine rağmen, Başbakan David Cameron'u güç kaybına uğratmaya yetti. Sonuç olarak Cameron, Brüksel'in tavizler vermesini umut ederek, halkoylamasının muhafazakârların seçimleri kazanmasi halinde en erken 2017 yılında yapılacağı sözünü vermişti. Ancak Cameron'un referandumu, muhafazakârların seçimleri kazanması koşuluna bağlayan çizgisi, Avrupa Birliği'nin dikte etme politikasından rahatsız olan birçok İngilizin hoşuna gitmiyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Ercan Coşkun