1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

18.02.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Cem Sey18 Şubat 2005
https://p.dw.com/p/AbrY

Avrupa basınında bugün, Irak’taki siyasi durum, Başkan Bush’un Avrupa gezisiyle ABD’nin İran ve Suriye’yle olan sürtüşmeleri, NATO’da reform tartışması ve Almanya’daki vize skandalı var. Bu arada, bugün Almanya’da ön plana çıkan ilginç bir konu da ünlü futbol kulübü Borussia Dortmund’un mali sıkıntıları nedeniyle gündeme gelen, spor ve ekonomi ilişkisi.

İtalyan Corriere della Sera gazetesi, Irak seçimlerinin ardından Şiiler’in kendi aralarında anlaşıp anlaşamayacağı sorusuna yanıt arıyor:

“Irak’ta kim başbakan olacak? Davullu zurnalı bir şekilde seçimi kazandılar, ama şimdi çoğunluğunu Şiiler’in oluşturduğu koalisyonun liderleri en ağır görevi yerine getirmek zorunda: Bir başbakan üzerinde anlaşmak. Bu, ittifakı oluşturan 19 siyasi grup arasında onarılmaz yaralar açma tehlikesi içeren bir çıkmaz.”

Yine İtalya’da yayınlanan La Stampa gazetesiyse Ortadoğu’daki sorunlarla, ABD Başkanı George Bush’un önümüzdeki hafta Avrupa’da yapacağı görüşmeler arasındaki ilişkilere dikkat çekiyor:

“Avrupa gezisinde Başkan Bush’un gündeminin en üst sıralarında İran ve Suriye konuları var. Her iki krizi de müttefikleriyle işbirliği yaparak, diplomatik yollardan çözebileceğini umuyor. Ama İsrail’in güvenliği tehlikeye girerse, ABD kesinlikle İsrail’in yanında yer alacaktır.”

Sol liberal Independent gazetesi ise şu görüşlere yer veriyor:

“Amerikan hükümeti dikkatli olmalıdır. Askeri güç gösterileri kolaylıkla ters tepebilir. Irak’ın işgali, başka devletleri, diğer ülkelerin içişlerine karışmama uyarma konusunda Amerika’nın ahlaki hakkını elinden aldı. Amerika, İran’ın nükleer silah edinme çabalarından kendisinin sorumlu olduğunu da unutmamalıdır. İranlı mollaların Irak Savaşı’ndan çıkardığı ders, ancak bu bombanın kendilerini bir Amerikan işgalinden koruyabileceği yolunda.”

Irak’ta kitle imha silahları hakkında araştırma yaparken bilgi aldıkları kaynakları açıklamayı reddeden Amerikan gazetecilerinin şimdi 18 ay hapis cezası alması olasılığı karşısında Fransız Le Monde gazetesi şu düşünceleri dile getiriyor:

“Gazetecilikten bazen çok kötü söz ediliyor. Fakat medya çağdaş demokrasilerin vazgeçilmez bir unsuru kalıyor. Kaynaklarının korunacağı güvencesi olmadan bu denge unsuru görevini yerine getiremez. Hükümetler sık sık kendilerini rahatsız eden bilgileri kontrol altında tutmayı, hatta gizlemeyi deniyor.”

NATO’nun yeni pozisyonunun açıklıkla yapılması gerektiğini yazan Hollanda gazetesi De Volkskraant, Alman Başbakanı Schröder’in bu yöndeki girişimini sert şekilde eleştiriyor. Gazete bunun ancak karşılıklı güven ortamında yapılabileceğinin altını çizdikten sonra şunları yazıyor:

“Bir Alman başbakanının Putin’in Rusya’sından, Berlin’de de hala stratejik ortak olarak görülen müttefiklerden daha sıcak söz etmesi, Atlantik İttifakı’nı hala güvenlik politikalarının temel direği olarak gören eski ve yeni üyeler için garip.”

Berlin’de yayınlanan Tagesspiegel gazetesi, Federal Emniyet Teşkilatı’nın Almanya’daki aşırı sağ grupları daha yakından kovuşturmaya başlayacağını haber veriyor. Gazeteyle görüşen kurum başkanı Jörg Ziercke, ülkede gösteri yürüyüşleri yasasının sertleştirilmesini talep ediyor. Ziercke, İslamcı teröre karşı mücadelede yetki sorunları nedeniyle yetersiz kaldıklarını anlatırken de, “Oysa, sekiz ya da dokuz vakada mutlaka harekete geçmemiz gerekirdi” ifadesini kullanıyor.

Efsanevi Alman futbol takımlarından Borussia Dortmund’un içine girdiği muazzam mali kriz, bu sabah Alman basınını en çok meşgul eden konu. Örneğin, ekonomi gazetesi Handelsblatt şu yorumu yapıyor:

“Borsada işlemi yapılan bir işletmenin kaderi insanları çok nadir bu kadar yakından ilgilendirdi. Sadece idarenin hatalarının neler olduğunu araştıranlar, yetersiz kalır. Bu bunalımın daha derinde yatan nedeni, Borussia Dortmund’un borsada yerinin olmamasıdır. Bugünkü yapılarıyla futbol kulüpleri sermaye piyasasına uymuyor.”

Yine de kulübün idaresi ateş altında. Frankfurter Rundschau, sert eleştiriler yöneltenlerin başında geliyor.

“Para verenlerin tereddüt ederken, kuşku duymak için çok nedeni var. Kulübün eski idaresinin mali yeteneksizliği bağırıyor. Bu nedenle komadaki hasta Borussia Dortmund’un hızla sağlığına kavuşacağına inanmak zor.”

Frankfurter Allgemeine ise, yaklaşık yüz yıllık bir tarihe sahip olan kulübün sprodaki başarılarına değindikten sonra yorumunu şöyle tamamlıyor:

“Eskiden hak edilerek kazanılan zaferlerin ardından ‘belirleyici olan sahadır’ denirdi. Bu çoktan geçersiz. Belirleyici olan bilanço.”

Die Welt gazetesiyse, Almanya’nın borsada işlem gören tek kulübü olan Borussia Dortmund’un sistemin içerdiği çıkar çatışmasını aşamadığını savunuyor. Gazete, “Yatırımcılar karlarını ön planda tutarken, futbol yöneticileri ilk planda sportif başarılara önem veriyor” ifadesini kullanıyor.