1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

18.02.2010 - Alman basınından özetler

18 Şubat 2010

Alman havayolları şirketi Lufthansa pilotlarının greve gitme kararı ve Katolik kilisesindeki cinsel taciz skandalı bugünün Alman basınında öne çıkan konular arasında. Gazetelerde farklı yorumlar yer alıyor.

https://p.dw.com/p/M4RA
Fotoğraf: AP

Financial Times Deutschland gazetesi, Lufthansa pilotlarının grev kararının yanlış zamanlama olduğu yorumunda bulunuyor:

“Pilotlar meslek grubu olarak pek mütevazılıklarıyla tanınmaz. Lufthansa pilotlarının grev kararı da sektörün içinde bulunduğu kriz ortamında temkinli bir tutum değil. Tam tersine. Maaş zammından vazgeçmenin karşılığında kapsamlı tavizler koparmak istiyorlar. Uzun vadede şirket yönetiminin alacağı önemli stratejik kararlarda söz sahibi olmak gibi. Pilotların bu talebi hedefi aşıyor. Lufthansa'nın hangi uçak modellerini hangi pilotlarla hangi hatlarda kullanacağı gibi konularda söz hakkı istemek, sendikaların gerçek faaliyet alanını aşar.”

Berliner Zeitung'un yorumu ise şöyle:

“Lufthansa, Avrupa içindeki hatlarda küçük uçakları büyükleriyle değiştirmek ve bu şekilde masraflarını azaltmak istiyor. Pilotlar ise, 'Eğer daha büyük uçaklar kullanacaksak, daha fazla para isteriz' diyor. Havayolları dünyasında herşey yolunda gidiyor olsaydı, bu talep anlaşılabilirdi. 2009 yılı sektörde, istatistikler tutulduğundan bu yana yaşanan en kötü yıl oldu. Dünya çapında milyarlarca euro zarar edildi. Özellikle birinci sınıf ve business gibi pahalı biletlere olan talep kırıldı, artık yöneticiler bile ekonomi sınıfında seyahat ediyor. Yolcu sayısı giderek azalıyor, ucuzcu havayolu şirketleri nedeniyle fiyatlar üzerindeki baskı artıyor. Yani Lufthansa'nın masraf kısmak dışında seçeneği yok. Bu şartlar altında grev makul bir uzlaşı yolu değil.”

Rhein-Neckar Zeitung da pilotların grev kararına eleştirel yaklaşıyor:

“Lufthansa pilotlarının grevi dayanışma ruhundan uzak olmakla kalmıyor, aynı zamanda dar bir bakış açısını da yansıtıyor. Çünkü Lufthansa, yolcu sayısının azalması ve masrafların yüksekliği nedeniyle zaten türbülans içinde. Pilotlar bu durumu gereksiz ve izole bir savaşla daha da kötüleştirmek istiyorlarsa muhtemelen erişmek istediklerinin tam tersini bulacak ve imtiyazlı işlerini uzun vadede riske atacaklar.”

Katolik kilisesinde çocuk ve gençlere yönelik cinsel taciz skandallarına bir yenisi daha eklendi. İrlanda'da 1975-2004 yılları arasında 300 kadar çocuk ve gence din adamları tarafından cinsel, fiziksel ve psikolojik tacizde bulunulduğu ortaya çıktı. Mitteldeutsche Zeitung kilisenin cinselliğe bakışını gözden geçirmesi gerektiği yorumunda bulunuyor:

“Katolik Kilisesi'nin muhtemelen nasihate ihtiyacı yoktur. Ama kendi kendine çıkaracağı derslerden biri şüphesiz, din adamlarının cinselliğe bakışı ile ilgili acilen tartışma başlatılmasıdır. Bu tartışmanın korkmadan kamuoyu önünde de yapılması gerekir. İkiyüzlülük ve örtbas etmek ne kiliseye ne de cemaatine yarar getirir. Belki de yaşamları boyunca geçmişte yaşadıklarının sarsıntısını atlatamayacak olan mağdurlara ise hiç fayda sağlamaz.”

Emder Zeitung'un yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

“Katolik okullarında birbiri ardına ortaya çıkan taciz skandallarının nedenleri ile ilgili hızlı sonuçlar çıkarmaktan kaçınmak gerek. Ancak yine de tabuların olmadığı bir tartışma ortamı yaratmak kurbanlar açısından da gerekli. Suçların ortaya çıkarılması yerine örtbas edilmesine yol açan disiplin ve hiyerarşi üzerine kurulu Katolik dünya bakışının tartışılması gerek. Ancak aynı zamanda her zaman her yerde cinsellik anlayışına yol açan cinsel devrim de tartışmaya açılmalıdır. Giderek daha fazla alanda egemen olan ölçüsüzlüğün de tartışmaya açılması gerekli.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ahmet Günaltay