1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

18.11.2003 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı18 Kasım 2003
https://p.dw.com/p/Abwc

Alman basınında bugün Sosyal Demokrat Parti kurultayı ayrıntılı şekilde ele alınıyor. Alman basınından yaptığımız seçmelerin diğer konularıysa İstanbul’da sinagoglara yapılan baskınlar ve uluslararası hukuk, Sırbistan’da devlet başkanlığı seçimlerinin yeniden iptal edilmesinin bölgeye etkisi ve El Kaide örgütünün ekonomik gücü.

Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin 52’nci olağan genel kurultayı, Alman basınının en önemli gündem maddesini oluşturuyor. Gazeteler, sütunlarında tabanın parti yönetimine isyanını ele alıyor. Berlin’de yayımlanan Die Welt Gazetesi, Başbakan Gerhard Schröder’in parti içi sol muhalefete rağmen pek korku duymasına gerek olmadığını yazıyor:

”Parti politikasından memnun olmayanlar, uygulanan reformlardan yorgun düşenlerin gücü yetmeyecek. Parti izlediği çizgisine devam edecek. Bochum kurultayının ilk öğrettiği belki de bu. Başbakan rahat bir nefes alabilir.”

Münih’te yayımlanan Süddeutsche Zeitung gazetesi, Schröder’in kurultayda yaptığı konuşmanın asıl muhatabının parti delegeleri olduğu görüşünde:

”Schröder, hükümetin izlediği reform politikasından dolayı akılları karışan, son seçimlerde alınan sonuçlardan dolayı depresyona giren, saflardan birer ikişer ayrılan parti üyeleri nedeniyle morali bozulan kadroların moralini yeniden düzeltmek istedi. Şimdiye kadar yalnızca parti üst yönetiminin sahiplendiği reform çizgisini parti tabanına da aşılamak istedi. Bu aşı biraz geç ve kaba oldu, ama başarılıydı doğrusu.”

Berliner Kurier Gazetesi, Başbakan Gerhard Schröder’in konuşmasının amacına ulaşıp ulaşmadığını irdeliyor:

”Gerhard Schröder duygulara ustalıkla seslenebilen bir insan. Kurultayda da delegelerin yüreklerini okşadı. Ama beyinlerine ulaştığını söylemek pek mümkün değil. Schröder’e göre, yoldaşlar partinin icraatından gurur duymalıydı. Ancak birçoğunun gözü yalnızca şunları görüyor: Daha az ücret, daha az emekli maaşı, kamu hizmetlerinde kesinti. Schröder, reformların zorunluluktan kaynaklandığına işaret edip destek talep etti. Ancak kadroları tam anlamıyla harekete geçirebildiğini söylemek mümkün değil.”

Berlin’de yayımlanan Neues Deutschland Gazetesi, Schröder’in konuşmasının olumlu sonuçlanmadığı görüşünü sütunlarına taşıyor:

”Kurultay, sosyal demekrat parti yönetiminin taşımasını umduğu çıkışı beraberinde getirmeyecek. Bırakın parti dışına, parti kadrolarına yönelik umulan çıkış da gelmeyecek. Ortaya konulan kuru bir ‘böyle devam yoldaşlar’ teşviki ve biraz da parti tabanından yükselen protesto. Bir de Schröder ‘sosyal devleti kimsenin bozmasına izin vermeyeceğiz’ demez mi? Başbakan bunu söylerken herhalde özeleştiri yapıyor.”

Sosyal Demokrat Parti’nin umut ve korku arasında gidip geldiğini, bir ikilem içinde olduğunu yazan Neue Westfaelische Gazetesi, kurultayı değerlendiriyor:

”Umut... Reform adımlarının ekonomide bir an önce iyimser işaretler ortaya koyması umuluyor. Ve korku... Sosyal güvenlik sistemine vurulan neşterin, kötü yönetimin olumsuz etkilerini iliklerine kadar yaşayan seçmenin artık oyunu sosyal demokratlara vermekten vazgeçmesi korkusu. İşte, sosyal demokrat partinin yüz yüze kaldığı ikilem.”

Frankfurter Rundschau Gazetesi de Schröder’in konuşmasıyla delegeleri yeterince ikna edip edemediği üzerinde duruyor:

”Başbakan Schröder, istediği zaman gayet güzel bütünleştirici konuşmalar yapabiliyor. Schröder’in vermek istediği mesaj şuydu: Bu partide bir liderlik işbaşında. Liderlik, geleceğin toplumunu tasavvur etmeye çalışıyor.”

Tagesspiegel’de ”Yanlış Gözyaşları” başlığıyla yer alan yazıdaysa İstanbul’daki sinagog bombalanması eylemlerinin Almanya’yı bir gerçekle yüz yüze bıraktığı vurgulanıyor:

”Olaydan sonra Türk hükümetine çok sayıda mesaj gönderildi. 'Acınızı paylaşıyoruz' denildi. Oysa Türk hükümetinin bu türden mesajlara değil, uluslararası teröre karşı işbirliğine gereksinimi var. El Kaide’yle bağlantıları olduğu belirtilen ve kendisini halife ilan eden Metin Kaplan adlı kişi, Alman yargısı tarafından hala Türkiye’ye teslim edilmedi. Türkiye’nin kast ettiği bu. Avrupalı devletlerin teröre karşı mücadele için katı hukuk devleti kurallarını biraz esnetmesi gerekiyor.”

İsviçre’de Almanca yayımlanan Neue Zürcher Zeitung, Sırbistan’da üçüncü kez başarısızlığa uğrayan devlet başkanlığı seçimlerinin uzun vadeli etkilerini ele alıyor:

”Avrupa Birliğine üyelik sürecinin Sırp siyasetinde bir yumuşama, taraflar arasındaki uçurumları kapatması beklenirdi. Anlaşılan bu, zaman ve enerji kaybından başka bir anlamı olmayan pek yanıltıcı bir beklenti. Aralık ayı sonunda parlamento seçimleri yapılacak. Reformcu güçler canlanıcak mı yoksa milliyetçilerin yeniden güçlenmesine mi tanık olacağız. Kuşkusuz Sırbistan’da milliyetçiliğin yeniden yükselmesi tüm bölge için ölümcül sonuçları beraberinde getirecektir. Sırbistan’da istikrar sağlanamadığı sürece Balkanlar’ın batısında huzurun sağlanması mümkün değildir.”

Düsseldorf’ta yayımlanan Rheinische Post, İstanbul’da iki sinagoga gerçekleştirilen saldırıların El Kaide’nin imzasını taşıdığına dikkat çekerek, örgütün ekonomik gücüne işaret ediyor:

”İki yıldır aranmalarına karşın hala örgüt yönetiminden tek bir kişi dahi yakalanabilmiş değil. Buna karşılık El Kaide tıpkı uluslararası bir holding gibi yeni şubeler açarak Batı Avrupa’da da yayılıyor. El Kaide kasasını hala uyuşturucu parasıyla dolduruyor. Birleşmiş Milletler verilerine göre, Afganistan’da afyon üretimi yüzde 8 artış gösterdi. Afyon üreticilerinin ve tüccarların ceplerine yaklaşık 1,3 milyar dolar aktı. El Kaide, hem üreticiler hem de tüccarlarla işbirliği içinde. Afganistan’da üretilen uyuşturucu, pazar olarak Avrupa’yı seçiyor. Terör bize birçok cephede saldırıyor.”