1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

18.11.2008 - Alman basınından özetler

Derleyen: Hülya Topcu / Meltem Karagöz18 Kasım 2008

Bugünkü Alman gazetelerinin ağırlıklı konusu, mali kriz yüzünden zor durumda olan Alman otomotiv şirketi Opel'in, Alman hükümetinden istediği kredi güvencesi.

https://p.dw.com/p/Fwy4

Die Welt gazetesi yorumunda mali yardımın yapıcı olmayacağı görüşünü savunuyor:

"Politikacılar, ekonomi politikaları açısından yanlış olduğunu bile bile vatandaşların ödediği vergilerle duruma müdahale etmeşe çalışıyor. Peki Opel uzun vadede bu şekilde kurtarılabilir mi? Alman otomotiv şirketi Opel Amerikan General Motors'a ait. O zaman Opel'in General Motors düşünülmeden kurtarılması tahayyül edilemez. Hem ABD, hem de Almanya'da otomotiv şirketlerinin kurtarılması için vatandaşların ödediği vergilerin kullanılması öngörülüyor. Oysa bu koşullar altında Opel'in konkordato ilan etmesi, hem en ucuza malolacak yol olur, hem de yeni yatırımcılar ya da diğer Avrupalı otomobil üreticilerin uzun vadede rekabetin sürmesi için, Opel'deki işyerlerinin kalmasına şans tanımasına olanak sağlar. Devletin otomotiv sektöründeki bu gelişmeleri durdurmaya çalışması bir yanılgı olur."

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi de yorumunda benzer görüşlere yer veriyor:

"Detroit'teki otomotiv üreticisi General Motors'un yöneticileri, Alman Opel şirketini kötü yönettikleri için batmanın eşiğine getirdiler. General Motors'un bu yanlış kararlarının faturası Almanya'daki vatandaşlara çıkarılamaz. Bunun sonucunda Almanya'daki Opel tesislerinde çalışan 26.000 kişinin işsiz kalması sözkonusu olsa bile."

Frankfurter Rudschau gazetesi konuyla ilgili yorumunda, "Hükümet ,devletin vergi gelirlerini özel bir kuruma destek için harcayabilir mi ?" sorusuna yanıt arıyor:

"Alman ekonomi politikasının prensiplerinden bu kadar kolay vazgeçebiliyor olması şaşırtıcı. Oysa yatırım teşviklerinden vazgeçmek için az zahmete katlanmamıştık. Şimdiyse tam tersi bir tabloyla karşı karşıyayız. Şaşılacak olan şey politikacıların bu konuda çark etmesi değil, bu türlü bir yönelimin Almanya için en hayırlısı olması. Mali kriz öyle bir boyuta erişti ki, bir benzeri yok ve krizle baş etmeyle ilgili örnek alınacak düzenleme ve kurallar da bulunmuyor. Şimdi ders kitaplarında okutulan yöntemlerle bu işin üstesinden gelmeye çalışmanın zamanı değil."

Berlin'de yayımlanan Tageszeitung gazetesi ise Opel'deki mevcut krizde şirketin üst yönetiminin de payı olduğunu vurguluyor:

"Bir kenarda kâr oranı yüksek Opel fabrikaları, diğer yandaysa felaket rüzgârlarının estiği General Motors. Bu "fail-kurban" hikâyesi artık inandırıcı değil. Zira Federal Motorlu Araçlar Dairesi istatistiklerine bakıldığında Opel'in satışlarındaki gerilemeden dolayı derin bir krizin içinde olduğu anlaşılıyor. Yani aslında Opel'in hikâyesini farklı şekilde anlatmak mümkün: Olası devlet desteği, rakip şirketler karşısında kötü yönetilen Opel'i daha iyi bir konuma getirecektir. Bu yüzden destek süreci sektörün tüm temsilcileri devletten yardım isteme fikrine kapılmadan sona erdirilmeli. Daimler Yönetim Kurulu Başkanı Zetsche, şirketleri için böyle bir alternatife işaret etti bile. Ancak böyle bir destek neden sadece otomobil sektörü için gündemde olsun? Şayet devletten destek bekleme anlayışı benimsenecek olursa o zaman örneğin inşaat sektörü ya da perakende ve mağazacılık zincirleri de benzer talepler yöneltebilirler. İşte bu durumda devlet günün birinde işin içinden çıkmaz hale gelir."

Pforzheimer Zeitung gazetesi ise Opel'in zor duruma düşmesinin tek sorumlusunun Amerikan General Motors olmadığını savunuyor:

"Evet, otomotiv sanayinde bazı terslikler yaşandı. Buna iki örnek: Daha tasarruflu benzin harcayan otomobillerin üretilmesinin gerekliliği, gözardı edildi. Opel, sahibi olduğu General Motors'un milyonlarca dolar kaybettiği bir yer haline geldi. İki durum da hükümetin başarısız olduğunu gösteriyor. Şimdi bu başarısızlığın faturası geliyor."

Düsseldorf'da yayımlanan Westdeutsche Zeitung gazetesinin Opel'le ilgili yorumunda şu satırları okuyoruz:

"Devlet yardımı ile Opel ve çalışanlarına uzun vadede yardım edilmiş olunmaz. Burada yapılması gereken, gelecekte otomotiv pazarında ilgi görüp, satılabilecek otomobillerin üretilmesi. Ancak bu da ancak özgür bir sistem içinde mümkün olur."