1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

19.05.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Ahmet Günaltay19 Mayıs 2004
https://p.dw.com/p/Abuf

Irak ve Ortadoğu krizleri bugünkü Avrupa basınında yorum köşelerine yansıyan konuların başında geliyor. Basın özetlerini İngiliz Independent gazetesinin yorumuyla başlıyoruz. Yorumda, İngiltere’nin hatalı Irak politikası izlediği dile getirildikten sonra devamla şu görüşlere yer veriliyor:

”Bush’un başkanlık seçim kampanyasının Irak politikasına damgasını vurması karşılıksız kalmayacaktır. Bunun bedeli kanla ödenecektir. Önümüzdeki ayın sonunda birşeylerin değişebileceğine inanan tek Iraklı'ya dahi rastlamadım. İşgalin ancak silahlı direnişle sona erdirilebileceğini düşünen Iraklılar'ın sayısı durmadan artıyor. İngiltere hükümeti 3 bin asker daha gönderek Irak’ta düzeni sağlayabileceğini düşünüyorsa, durumun vehametini hala kavrayamadı, demektir.”

Fransız Liberation gazetesi ise bugünkü baş siyasi yorum köşesinde Ortadoğu krizini ele almış:

”Irak’ın işgali ve İsrail’in ABD’nin desteğinde Filistin özerk yönetimini çökertme harekatı başlatması, çaresizlik içindeki Arap aleminin öfkesini artırıyor. İslami terör, hem bölgede hem de dünyanın diğer köşelerinde bu öfkeyi suistimal ediyor. ABD Başkanı Bush’un elinde hiçbir çözüm formülü yok ve kasım ayındaki seçimden başka birşey düşünmüyor. İsrail Başbakanı Ariel Şaron ise, sadece askeri zaferin İsrail’i güvenliğe kavuşturabileceğini düşünüyor. Gazze Şeridi’ndeki kıyımın İsrail’i yeniden intihar saldırılarına hedef yapacağını ve sonsuz savaşa yol açacağını söylemek için kahin olmak gerekmiyor.”

Viyana’da yayımlanan Der Standard adlı Avusturya gazetesi yorumunda ABD’nin baskısı olmadan Ortadoğu’dda çözüme ulaşılamayacağı görüşünü savunuyor:

”Uluslararası protestolar boşa gidiyor. İsrail’i ancak ABD yola getirebilir. Ancak kasım ayındaki başkanlık seçiminden önce Washington’un harekete geçeceği sanılmamalı. Şimdilik tek olumlu haber Amerikan yönetiminin Filistinliler'le yeniden irtibat kurmuş olması. Özerk yönetim, İsrail’in çekilmesinden sonra Gazze Şeridi’nde Hamas’ı sindirebilecek konuma getirilmelidir. Filistin lideri Yaser Arafat’ın güvenlik servislerinin yeniden teşkilatlandırılmasını önlemeye çalışması, küçümsenemeyecek bir sorun. Ürdün Kralı Abdullah’ın, Arafat’ı dolaylı olarak istifaya davet eden ilk Arap devlet başkanı olması tesadüf değildir.”

Avrupa Anayasası’yla ilgili tartışmalar sürüyor. Muhafazakar İngiliz gazetesi The Daily Telegraph, anayasa pazarlığını Londra açısından değerlendiriyor:

”İngiltere’nin herhangi bir yabancı anayasaya teslim olması hatadır. Koparacağı bütün tavizler, milli ve ekonomik çıkarlarımızla çelişen bir belgenin giriş bölümünü süsleyen değersiz cümlelerden ibaret olacaktır. Çünkü anayasa, üye devletlerin hükümranlığı karşısında AB’ye öncelik tanıyacaktır. Birlik üyeleri, kendi başkanı ve dışişleri bakanı olan yeni bir devletin vilayeti duruma düşeceklerdir.”

Hollanda’nın De Telegraaf gazetesi de Avrupa Anayasası’nın son derece çetin bir ceviz olduğuna işaret ediyor:

”Madrid saldırılarının ardından aklı başına geldiği sanılan AB üyeleri yumurta kapıya dayanınca yine kendi kabuklarına çekildiler. Madrid’in kaldırdığı toz bulutu çoktan dağıldı. Ufukta yine kara bulutlar belirdi. Polonya hükümetinin sallantıdaki geleceği ve İngiltere’nin anayasa referandumu, anayasanın onaylanmasını başka bir bahara bıraktırabilir.”

Son yorum Pforzheimer Zeitung adlı Alman gazetesinden. Yorumun konusu, 2012 Olimpiyatları'na adaylığını koyan Leipzig’in dün Lozan’da uğradığı hayal kırıklığı:

”Uluslararası Olimpiyat Komitesi sayesinde, Alman vergi mükellefi, zaten abes olan olimpiyat adaylığının yol açacağı muzzam masraftan kurtulmuş oldu. Nasıl Komite Başkanı Jacques Rogge soğukanlılıkla eleme sonucunu açıkladıysa, Almanya da bu karara katlanabilmelidir. Aslında Leipzig’in olimpiyat adaylığı kent dışında kimseye heyecan vermemişti. Medyatik olay haline getirilmişti, ama kimsenin umurunda değildi.”