1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

USA Schuldenkrise

29 Temmuz 2011

Piyasalar Amerikan ekonomisinin son anda kurtarılacağına olan inancını halâ kaybetmedi. Kongre'de uzlaşma sağlanamazsa, 2 Ağustos felaketin başlangıç tarihi mi olacak?

https://p.dw.com/p/125yi
Fotoğraf: AP
Barack Obama Gesundheitsreform
Fotoğraf: AP

Cumhuriyetçi ve Demokrat Partiler, 14,3 trilyon dolarlık kamu borçlanma limitinin daha da yükseltilmesi için çetin bir pazarlık sürdürüyor. Günler akıp gidiyor. Tam taraflar arasında uzlaşma sağlandığı sanılırken, bir bakıyorsunuz çözümün çok uzağına düşülmüş. Bütçe krizini çözecek yasa tasarısıyla ilgili Kongre oylamaları sürekli erteleniyor.

Uzlaşma olmazsa, ABD önümüzdeki Salı gününden itibaren ödeme yapamayacak. Memur ve emekli maaş alamayacak, vadesi gelen borçlar ödenemeyecek. Tam bir felaket. Kimse bu kilitlenmenin sonunu düşünmek bile istemiyor.

DekaBank baş iktisatçısı Ulrich Kater, ‘uzlaşmazlık siyasi ve ekonomik intihar anlamına gelir’, diyor. Çözüm bulunamazsa Obama’nın 23012’de yeniden başkanlığa seçilme hesapları suya düşer. Ama Cumhuriyetçilerin bu oyundan kârlı çıkacakları da garanti değil. Uzayan kavganın ekonomik felakete götürmesi de kaçınılmaz. Derecelendirme şirketlerinin ABD’nin kredi notunu kırması sadece Amerikan ekonomisini değil, bütün dünya ekonomisini temellerinden sarsabilir.

Endişe var, panik yok

ABD’nin ödeme yapamaz duruma düşebileceğine kimse ihtimal vermediğinden, piyasalar da soğukkanlı davranıyor. Herkes Demokratlarla Cumhuriyetçilerin kamu borçlanma tavanının yükseltilip devlet harcamalarının azaltılması konusunda anlaşacaklarına güveniyor.

Ama asabiyetin arttığı da gözden kaçmıyor. Dolar yumuşuyor, Japon, Çin ve İsviçre paraları karşısında değer kaybediyor. Borç krizi yüzünden başı dertte olan Avrupa ortak para birimi Euro bile dolar karşısında prim yapıyor. Tırmanan altın fiyatı, yatırımcının borç krizinin büyümesinden ne kadar korktuğunu yansıtıyor. Altının ons fiyatı 1 625 doları aşarken hisse senedi borsalarında da tansiyon yükseliyor. Hisse senetleri Avrupa, Asya ve ABD borsalarında değer kaybediyor. Endekslerde ani iniş – çıkışlar olması bekleniyor.

2 Ağustos kıyamet günü mü olacak?

Uzmanlar 2 Ağustos'a kadar uzlaşma sağlanamaması durumunda da piyasaların çökebileceğine ihtimal vermiyorlar. Nitekim ABD eskiden de büyük ekonomik felaketler atlatmış, 1979 yılının nisan ve mayıs aylarında da borçlanma limitine takılmıştı. Ödeme yapamayan ABD üç büyük borç tahvilinin faizini ödeyememiş, ama ülke ekonomisi batmamıştı.

Sermaye piyasasında türbülansa yol açabilecek tehlikelerin başında beklenti endeksleri geliyor. Bunun bir uyarı olduğuna dikkat çeken ekonomistler, bu durumda hisse senetlerinin hızla değer kaybedebileceğini ve bunun da yeniden beklenti endekslerine yansıyacağını ve bu gelişmenin bir sarmal halinde Amerikan ekonomisini dibe vurdurtabileceğini hatırlatıyorlar.

DekaBank baş iktisatçısı Dr. Ulrich Kater
DekaBank baş iktisatçısı Dr. Ulrich KaterFotoğraf: DekaBank
NO FLASH Symbolbild USA Schuldenkrise Haushalt Rating
Fotoğraf: picture alliance/dpa



15 Ağustosa kadar mehil mi?

2 Ağustos'un son gün olacağı söylense de önümüzdeki salı Amerikan ekonomisinde şalterlerin indirileceği gün olmayacak. Ne finans piyasalarında ne de Washington yönetiminde. Çünkü paranın tam olarak ne zaman tükeneceği açık edilmiyor.

New York'un finans merkezi o tarihten iki hafta sonrasına kadar yönetimin idare edebileceğini ve kritik günlerin 15 Ağustos'ta başlayacağını tahmin ediyor. Para akışının aniden kesilmesi ve borçlanma limitinin bir anda mesele haline gelmesi uzak bir ihtimal.

Ne zaman ne olacak? Her şey mümkün

Kafalardaki bir çok soru gibi, ‘büyük uzlaşma gerçek olacak mı, olursa ne zaman olacak?' sorusuna da yanıt bulunamıyor. Uzlaşma borsalara sınırsız rahatlama mı getirir, yoksa bunun tam aksi mi olur? Trilyonlarca dolarlık tasarruf paketinin Amerikan ekonomisini resesyona sürükleme ihtimali de endişeye yol açıyor. Bütün bu soruların yanıtları 2 Ağustos'tan sonra alınacak.


©
Deutsche Welle Türkçe


Bettina Seidel/A. Günaltay

Editör: Nihat Halıcı