1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

20.01.2012 - Alman basınından özetler

20 Ocak 2012

Bugünkü Alman gazetelerinden seçtiğimiz yorumlar, Amerikan Kodak şirketinin iflas koruma başvurusunda bulunması, İran'la Hürmüz Boğazı krizi ve İtalya'da batan yolcu gemisi "Costa Concordia" ile ilgili.

https://p.dw.com/p/13mys

Süddeutsche Zeitung, “Başarının Bedeli” başlıklı uzun yorumunda, bir işletmenin başına gelebilecek en kötü şeyin çok fazla başarılı olmak olduğunu belirtiyor. Başarının tembelleşmeye yol açtığını, çünkü her şeyin iyi yapıldığı kanısına düşüldüğünü belirten gazete, sadece her daim piyasalara ve müşteri taleplerine uygun davrananların iş piyasasında ayakta kaldığı görüşünü savunuyor. Yorum şu satırlarla son buluyor:

 “Şu sıralarda piyasada ayakta kalmayı başaran ürünlerin görünümleri, eğlenceli özellikleri, reklamları ve dijital teknikleri ile bunu başardıkları görülüyor. Dünün başarılarının fazla önemi yok. İnsanlar artık internete girip, ansiklopedik bilgileri oradan sağlıyor, o yüzden büyük Brockhaus ansiklopedisinin ciltlerine dönüp bakan yok. Herkes artık mümkün olduğu kadar çok şeyi, hızlı ve en iyi fiyatlara istiyor. 1932’de ölen Kodak kurucusu George Eastman, kaleme aldığı veda mektubunda değişimi şöyle konu ediyordu: ‘Benim eserim tamamlanmıştır, o halde daha neyi bekleyeceğim?”

Braunschweiger Zeitung da Kodak şirketinin geleceğine ilişkin yorumunda şu görüşlere yer veriyor:

“Şimdi artık kurtarılabilecek ne varsa kurtarılacaktır. Kodak ise dijital fotoğrafçılık patentlerini satmayı göze almış. İşletme, dijital fotoğrafçılığın ilk yıllarında aktif rol oynamıştı. Kodak’ın printer branşında uzmanlaşması hedefleniyor. Ümit edilir ki Kodak yönetimi, holdingin ayakta kalması için ileriyi gören bir strateji belirlemiştir. Nostaljik nedenlerle değil, işletmede çalışanların geleceği açısından.”  

ABD ile İran arasındaki gerilim, İran’ın Basra Körfezi ile Umman körfezini birleştiren Hürmüz Boğazı’nı kapatma tehdidi ile iyice tırmanmıştı. İran herhangi bir Amerikan veya İsrail saldırısı durumunda, ticari açıdan önemli bir transit geçit yolu olan Hürmüz Boğazı’nı kapatacağını söylüyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung’dan seçtiğimiz yorum, bölgede tansiyonun düşürülmesine ilişkin girişimlerle ilgili:

Çin Başbakanı Wen Jiabao’nun da araya girip, İran’ı, ‘uluslararası toplumun genel eğilimlerine aykırı düşecek olan böyle aşırı bir girişimde bulunmaması” yönünde uyarması ile Tahran yumuşamaya başladı. İran Dışişleri Bakanı, ülkesinin ‘barış ve istikrar’ istediğini söyledi. Bu noktaya gelinmesinde ABD hükümetinin tehditlerinin yanı sıra İran’ın nükleer donanımı konusunda Tahran ile doğrudan görüşmelere açık olduğunu bildirmesi de rol oynadı. Bunlar, gerilimin artmasıyla tüm tarafların etkileneceği bir durumu yumuşatma çabaları olarak görülebilir. Ancak bu girişimler, İran’ın yaptırım kafakolundan kurtulmasına meydan vermemelidir.”

İtalya önlerinde batan büyük yolcu gemisi “Costa Concordia”nın yakıt deposunun zarar görmesi durumunda büyük bir çevre felaketi doğabileceğine işaret ediliyor. Hessische-Niedersächsische Allgemeine gazetesinin, olayda geminin İtalyan kaptanı ve İtalyan makamlarının sorumluluğunu konu alan yorumu şöyle:

“Costa Concordia’nın kaptanının yüz kızartıcı tavrı ve garip açıklamaları çok sayıda gazete tarafından kollektif bir fiyasko olarak yorumlanıyor. Eski Başbakan Silvio Berlusconi’nin ülkenin imajına verdiği büyük zarardan sonra bu yeni durum, şimdilerde İtalya’nın rotasından çıktığının yeni sembolü olarak nitelendiriliyor. Gerçekten de son günlerde Almanya’da da İtalya’nın imajı konusunda satır aralarına saklanmış bazı ifadeler dikkat çekiyor: İtalyanlar hakkında genel yargılar, İtalyanların kriz durumlarını kötü yönetmeleri ve cesur olmamaları gibi… . Bu kapsamda çoktan tarihe karıştığı sanılan bazı önyargılar da su yüzüne çıkmış oldu.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Başak Özay