Avrupa basınından özetler

Fransız Le Courrier Picard gazetesi iflas tehlikesi geçiren Yunanistan'daki durumu mercek altına alıyor: 

"AB ağır ekonomik, sosyal ve insanî sonuçlara yol açacak tasarruf önlemlerini almaya zorlarken, Yunanistan iki yıldan bu yana hızla uçuruma yaklaşıyor. Birbirini izleyen Yunan hükümetleri aşırı faizler yüzünden bunalmış durumda olan, kayıt dışı ekonomi ve vergi kaçakçılığı yüzünden zayıflayan ülke ekonomisini kontrol altına almaktan aciz kaldı. AB iki yıl boyunca Yunanistan'a daha yoğun biçimde karışmaya yanaşmamakla, Yunanların batmakta olduğu çukuru daha da derinleştirmiş oldu."

Bugünkü gazetelerin ele aldığı bir başka konu da Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un, art arda ortaya çıkan skandalların ardından geçen hafta istifa etmesi. Rus gazetesi Nowaja Gaseta istifayı şöyle yorumluyor:

"Cumhurbaşkanı Christian Wulff'un istifası Rusların bakış açısına göre gülünç görünse de, Cumhurbaşkanı inanılırlığını, güvenilirliğini yitirmişti ve istifa etmekten başka seçeneği kalmamıştı. Wulff'un attığı bu adım Almanya genelinde derin nefes alınmasına neden oldu. Hatta Wulff'un skandalları hakkında konuşmamakta ısrar eden Almanya Başbakanı Angela Merkel bile istifa kararıyla rahatlamış görünüyor. Gerçi Wulff istifa kararını özgür iradesiyle aldığı izlenimini uyandırmaya çabaladı. Ancak gelinen noktada Wulff kendi kaderinin efendisi olmaktan çoktan çıkmıştı."

Macaristan'dan Nepszava ise aynı konuyla ilgili yorumunda Macaristan Cumhurbaşkanı Pal Schmitt ile Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff'u mukayese ediyor:

"Almanya Cumhurbaşkanı tıpkı Macaristan Cumhurbaşkanı gibi ülkenin birliğini temsil edecek ahlâkî itibara, otoriteye sahip olmalıdır. Ancak bu beklentiyi ne Wulff, ne de Schmitt yerine getirdi. Her ikisi de bu makamın ahlâkî  saygınlığına zarar verdi. Aralarındaki benzerlik ve farklılıklara dikkatle bakıldığında, şu göze çarpıyor: Wulff'un istifasından sonra Almanya Başbakanı Angela Merkel, Cumhurbaşkanı'nın attığı bu adımın Alman demokrasisinin ne kadar güçlü olduğunu kanıtladığını açıkladı. Merkel haklı. Peki ama Schmitt'in görevinde kalması neyin kanıtı?"

De Volkskrant adlı Hollanda gazetesi bugünkü sayısında Rusya Başbakanı Vladimir Putin'in devlet başkanlığı seçimleri için yürüttüğü kampanyayı ele alıyor. Gazete Putin'in, bir Moskova parkında, insanların düşüncelerini özgürce dile getireceği bir 'konuşmacılar köşesi' kurulması önerisine değinerek, şu analizi yapıyor:

"Putin'in sloganı, önce sosyal-ekonomik iyileştirmelere devam edilecek, ondan sonra sıra siyasî reformlara gelecek. Mart ayından itibaren ülkeyi yönetmeye aday olan 'yeni Putin' eskisine çok benziyor. Ancak ayakta kalmaya çalışan ve zengin arkadaşları için mücadele eden Putin'in felsefesini otoriter bir liderin gerçeklerin üzerini kapatma girişimi olarak görenler için de bir teselli bulundu. Londra'nın Hyde Park'ındaki konuşmacılar köşesi gibi Moskova Parkı'nda da insanların özgürce düşüncelerini dile getirebileceği bir yer kurulması. Bu yerde herkes düşündüğünü yüksek sesle dile getirebilecek."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Ahmet Günaltay