1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

2003 yılı Doğal Afetler Raporu

Joachim Schubert-Ankenbauer29 Ekim 2004

Yardım örgütleri Kızıl Haç ve Kızılay, bugün Cenevre’de 2003 yılı Dünya Doğal Afetler Raporu'nu açıkladılar. Rapor, 2003 yılında doğal afetlerin ve kurbanlarının 2002 yılına oranla artış gösterdiğini ortaya koyuyor.

https://p.dw.com/p/AafD
Raporda, Bam'da meydana gelen depremde yardım örgütlerinden çok halkın birbirine yardım ettiği belirtiliyor.
Raporda, Bam'da meydana gelen depremde yardım örgütlerinden çok halkın birbirine yardım ettiği belirtiliyor.Fotoğraf: AP

2003 yılında, doğal afetler nedeniyle hayatını kaybeden insanların sayısı bir yıl öncesine oranla üç kat artarak 76 bine ulaştı. Bu artışın başlıca nedenlerinden biri, Avrupa’da hüküm süren aşırı sıcaklardı. Avrupa’da geçen yıl aşırı sıcaklar 35 bin kişinin ölümüne yol açtı. Kızıl Haç ve Kızılay’ın ortak raporunda, yetkili makamların nasıl bu denli hazırlık olabildikleri de soruluyor.

Son 10 yılın bilançosu çıkarılıyor

Rapor aynı zamanda son 10 yılı da değerlendiriyor ve bu süre içinde gerek doğal afetlerin gerekse insanların yol açtığı ölümcül felaketlerin tüm dünyada arttığını saptıyor. Artan felaketler arasında uçak kazaları da bulunuyor. 1994 yılında doğal afet ve felaketlerin sayısı 400 iken, bu sayının 2004 yılında şimdiye dek 650’ye ulaştığına işaret ediliyor. İklim koşullarına dayanan sel baskınları, fırtınalar ya da aşırı kuraklık dönemleri gibi afetlerin de arttığı bildiriliyor.

Yardım örgütlerinin yıllık raporunda, sadece felaketlerin listesi değil, aynı zamanda olağanüstü durumlarda nasıl yardım edilebileceği de yer alıyor. Kızıl Haç ve Kızılay, bunun için düşünce tarzının kökten değişmesini talep ediyor. Uluslararası kızıl Haç Örgütü uzmanlarından Eva von Oelreich:

”Afetlerle karşılaşan insanların aciz kurbanlar olduğu düşüncesi masaldan ibaret. Bu, batılı hükümet ve yardım örgütlerinin felaket durumlarında daha bilgili ve etkin olduğu da bir masal. Doğal afet bölgelerindeki duruma sadece dış yardımın başarıyla müdahale edebileceği masalı hapimizin içine yer etmiş."

Bu yanılgı, acil durumda insanların kendi kendilerine yardım edebilme olanaklarının ellerinden alınması, bağımlılıklar yaratılması ve insanların afetlerle başedebilmelerinin önlenmesi ile sonuçlanabiliyor. Kzıl Haç ve Kızılay, afetler ya da felaketlerle yüzyüze olan kişilerin, dışarıdan göründüğünün aksine, kendilerini kurtarma ve tahribatı giderme konusunda çok daha başarılı oldukları görüşünü savunuyor. Buna örnek olarak, İran’da depremin meydana geldiği Bam kenti sakinlerinin, enkaz altında kalanları kurtarmada, en modern techizatla donanmış batılı yardım ekiplerinden çok daha fazla kişiyi kurtardıkları gösteriliyor. Uluslararası bir yardım ekibinin 6 günlük çalışmasının 50 bin dolara malolduğuna, bu parayla yerel ekiplerin eğitilerek, iki yıl boyunca tüm masraflarının karşılanabileceğine dikkat çekiliyor. Eva von Oelreich şöyle konuşuyor:

"Dışarıdan yardıma ihtiyaç olmadığını söylemiyorum. Denge gerektiğini söylüyorum. Yardım, ancak bölgesel tecrübe ve bilginin yardımıyla etkili olabilir. Doğal afetlerle karşılaşan insanlar, tahmin ettiğimizden çok daha fazla şey yapabilir. Onların becerilerini değerlendirmeyi denemek zorundayız. İnsanların kendi başlarına felaketlerin üstesinden nasıl geldiklerini daha iyi anlamayı öğrenmeliyiz. Şimdiye dek izlediğimiz yolun aksine, bu yolu seçmeliyiz."

İnsanlar birbirlerine yardım edebilir

Kızıl Haç ve Kızılay, insanların kendi kendilerine yardım etmesini desteklemeyi tercih ediyor. Bu yöntem, Filipinler’de uygulanıyor. Bölgedeki yerli Kızıl Haç Örgütü, yetkili makamlar ve bağımsız örgütlerle işbirliği yapıyor, afetler konusunda halkı bilgilendiriyor, alınacak önlemler konusunda kurslar düzenliyor. Kızılhaç ve Kızılay bu yöntemin diğer alanlarda da, örneğin AIDS ve Malarya ile mücadele de uygulanabileceğini savunuyor.