Avrupa basınından özetler

Sağ liberal İspanyol gazetesi El Mundo, Kıbrıs Parlamentosu'nun AB’nin sunduğu kurtarma paketini reddetmesiyle kaosun eşiğine geldiği görüşünü savunuyor. Yorumun devamını okuyoruz:

“Kıbrıs’ın şimdiye kadar uyguladığı ekonomik modelin savunabilecek bir tarafı kalmadı. Söz konusu sistem, yabancı sermayeyi düşük faizler ve uygun banka düzenlemeleriyle ülkeye çekmeye dayanıyordu. Ancak Euro Bölgesi'nin 100 bin euronun altındaki mevduat hesaplarından vergi kesilmesi yönünde geçen cumartesi günü aldığı kararını açıklığa kavuşturması gerekiyor. Çünkü AB bu kararıyla tasarruf mevduatlarını koruma prensibini ihlâl etmiş ve halk arasında huzursuzluğa meydan vermiş oldu.”     

Rus Wedomosti gazetesi de aynı konuya ilişkin yorumunda şu görüşleri savunuyor:

“Kıbrıs Cumhuriyeti Maliye Bakanı Mihalis Sarris, taze para bulma umuduyla Moskova'yı ziyaret ediyor. Kıbrıs’taki banka mevduatlarından kesilecek vergiyle para temin edilememesi halinde, özelleştirme gündeme gelecek. Bu nedenle Rusya şimdi hangi ilginç alanlara yatırım yapması gerektiği konusunda öneri bekliyor. Böyle bir işbirliği, örneğin Rus devi Gazprom’un bağlı olduğu bankanın, Kıbrıs’ta doğal gaz üretimi için alacağı lisans karşılığında malî yardım yapması olabilir. Büyük Rus iş adamları paralarını zaten Kıbrıs’taki bankalarda tutmuyor, Kıbrıs’ı sadece transit ülke olarak kullanıyor. Onların parası çoktan daha güvenilir ülkelere, İsviçre, Lüksemburg ve İngiltere’ye yatırılmış durumda. Bu sorun daha çok Rus orta sınıfını ilgilendiriyor.”   

Hollanda gazetesi NRC Handelsblad, ABD Başkanı Barack Obama’nın Ortadoğu’ya ilk resmî ziyaretine ilişkin olarak kaleme aldığı yorumda, “bu ziyaretten çok fazla şey beklenilmemesi gerektiğini” belirtiyor:

“ABD'nin beklentileri düşük olduğu için İsrail hükümetinin Obama ziyaretinden çok fazla endişelenmesine de gerek yok. Gerçi Başbakan Netanyahu’nun oldukça sağ eğilimli kabinesinin hükümet sözleşmesinde barış görüşmelerine yeniden başlanacağına ilişkin bir pasaj var; ancak kabinedeki anahtar pozisyonlara aşırı milliyetçi bakanların getirilmesi, işgal altındaki Filistin topraklarında Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesi ve bu bölgelerden çekilmenin mümkün olmayacağı eğilimini gözler önüne seriyor. Obama’nın bunu anlaması için Kudüs’ü ziyaret etmesi gerekmiyor. Öte yandan bu durum Amerikalıların sorunun çözümünde artık bir rol oynamak istemediği anlamına da gelmiyor. Obama sadece sorunun çözümünü zamana bırakıyor. Eğer bugünkü İsrail yönetimi ile olmuyorsa, o zaman Obama, bir Filistin devletinin kurulmasının onların çıkarına olacağı konusunda İsrail’in genç kuşağını ikna etmeye çalışacaktır.”

Muhafazakâr İsveç gazetesi Svenska Dagbladet’ten seçtiğimiz yorumda ise Irak Savaşı’nın 10, yıldönümünde bir bilânço niteliğinde:  

“Aradan geçen 10 yıl sonra Irak Savaşı’nın ABD açısından bir başarısızlık örneği olduğu söylenebilir. Pek çok şeyin yanı sıra, Saddam Hüseyin’in elinde kitle imha silahları bulunmadığını ve terörist eğitmediğini de artık biliyoruz. Geriye bakıldığında, özellikle de işgal dönemi sırasında, her şeyin çok daha farklı yürüyebileceğini görmek zor olmuyor. Ama bölgenin en insafsız canisi ve diktatörü olan Saddam Hüseyin’i iktidardan devirme kararı doğruydu. Aşikâr olan, 2003 yılının Irak'ında askerî güç olarak ABD’nin yumruğuna ihtiyaç hissedilmiş olmasıdır. Bu güce bugün de gerek duyulmaktadır.”   

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen Çelik Akpınar

Editör: Hülya Schenk