1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

20.07.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu20 Temmuz 2006
https://p.dw.com/p/Abli

İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışma bugünkü Alman basınında da çeşitli yönleriyle ele alınmaya devam ediyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung’un yorumu şöyle:

“Uluslararası topluluk bir konuda hemfikir: Şiddetin tırmanması radikal İslamcı güçlerin suçu. Ama sadece görüş ayrılıkları değil, fikir birliği de sorunlara yol açabilir. Amerikalılar ve Avrupalılar terörizme destek veren Suriye ve İran’ı dışlananlar listesine aldı. Şimdi Şam ve Tahran uluslararası baskıya daha iyi karşı koyabilmek ve hasara yol açma potansiyellerini artırabilmek için omuz omuza verdi. Ortadoğu’da çözüm arayışlarının anahtarlarından biri, işte bu bağlantıyı kırmak olacaktır.”

Hamburg’da yayımlanan Die Zeit gazetesinin yorumunda ise şu satırlar yer alıyor:

“Ağır bir sarsıntı geçiren Lübann’a istikrar getirmek önümüzdeki ayların en zorlu görevi olacak. BM Güvenlik Konseyi için de. Baygın büyük güçlerin bir icraatı daha mı? İlle öyle olması gerekmiyor. Güvenlik Konseyi 2004 yılında başarıyla çıkardığı, Suriye’nin Lübnan’dan çekilmesini talep eden 1559 sayılı karara bir yenisini ekleyebilir. Bu kararla İsrail, Suriye ve İran’dan Lübnan’ın egemenliğine saygı göstermesi, Hizbullah’tan da silah bırakması talep edilebilir.”

Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel gazetesi ise yorumunda ABD’nin Ortadoğu politikasını eleştiriyor:

“Bir zamanlar ABD Ortadoğu’da arabulucu rolü oynardı. İsrail’in varlık hakkını tasdik için. O zamanlar geride kaldı, yerini giderek Savunma Bakanlığı Pentagon’un söylemi ve güç araçlarına bırakan dış politikanın enkazı altında kayboldu. Amerikan diplomasisinin Ortadoğu’da geçmişte nelere kadir olduğunu İsrail ile Ürdün ve Mısır arasındaki ilişkilerde görmek mümkün. Ama o zamanlar Beyaz Saray’da barış için cesaret verebilecek kadar kendine güvenen Başkanlar vardı. Amerika’ nın bu rolünü Avrupalılar’ın üstlenebileceği ise şimdilik sadece hayalci bir görüş.”

Berliner Zeitung’un yorumunda da Bush yönetimi eleştiriliyor:

“Batılı ülkeler hiçbirşey yapmıyor ve bunu İsrail’in varlık hakkını savunmak olarak adlandırıyor. ABD de BM’deki her karar tasarısını refleks şeklinde engelleyerek, Hizbullah ile birlikte İran’ı da zayıflatabileceği gibi komik bir inanca sahip. Bush söylemiyle çatışmayı daha da alevlendiriyor. Fransızlar, eski sömürgelerinde yeniden bir rol oynayabilme peşinde. Alman siyasetçilerin tutumunu, Antisemitizm suçlamalarından duyulan korku belirliyor. Avrupa’nın diğer ülkeleri ise yumuşak ricalarla yetiniyor. Arap diktatörler Amerikalılar’dan, İsrail’den, İslamcılar’dan, kendi halklarından korkuyor. İsrail korunmalı. Sadece radikal Araplar’a karşı değil, kendi kendisinden de!”