1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

21 Mart 2012

Bugünkü Avrupa gazetelerinden seçtiğimiz yorumlar, tek bir konuya, Toulouse’daki suikastların Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerine olası etkisine odaklanıyor.

https://p.dw.com/p/14OXu
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Bölgesel Fransız gazetesi Ouest-France, Fransa’da cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna kadar daha altı haftalık bir süre olmasına rağmen, Toulouse’daki dramın cumhurbaşkanlığı seçiminin çehresini olumlu yönde değiştirmesini ümit ettiğini belirtiyor ve yorumuna şu satırlarla devam ediyor:

“Bazı adayların kısa bir soluklanma molası kararı, içinde bulunulan şoku atlatma ve tutulan yasa katılma açısından gerekliydi. Ancak bu mola, temel bazı sorulara yanıt vermekten kaçmak için bahane olarak kullanılmamalı! Burada cumhuriyetin sembollerine, orduya ve okullara saldırılar, yani planlı olarak düzenlenmiş terör eylemleri söz konusudur. Ve eğer bir saldırgan cinayet eylemlerinin hedefine Müslümanları ve Yahudileri koymuşsa, o zaman burada hiç şüphesiz ırkçılıktan söz etmek durumundayız.”   

İtalyan gazetesi La Stampa, Toulouse'daki suikastların Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerine etkisini ise şöyle irdeliyor:

“Fransa’da şu anki kuşatma atmosferi içerisinde cumhurbaşkanı adayı François Hollande, daha önceleri de yaptığı gibi, siyasi hasmı Sarkozy’nin dümen suyunda gitmeyi yeğlediği izlenimi veriyor. Toulouse’da yaşanan dramın, her kolektif duygu yoğunluğu anında olduğu gibi, iktidarı almak isteyene değil, iktidarda oturana yaradığı yaygın bir kanıdır. Bu saptamaya rağmen, düzenlenen son anketlerde Hollande’ın, seçimin hem ilk, hem de nihaî kararın çıkacağı ikinci turunda şimdiki cumhurbaşkanı Nikolas Sarkozy’e fark atarak üstünlük sağlayacağı ortaya çıkıyor. Yani sonuç olarak şu söylenebilir: Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir ‘Toulouse efekti’nden bahsedilemez.”

Avusturya gazetesi Der Standart ise Toulouse’daki saldırı eylemlerinin tam da cumhurbaşkanlığı seçimlerine denk gelmesinin bir rastlantı olmadığı görüşünde:

“(Sosyalist cumhurbaşkanı adayı) Hollande kadar, Macaristan ve Yunanistan’dan Fransa’ya göç etmiş anne-babanın çocuğu olan Sarkozy de ırkçılıkla ilişkilendirilemez. Ancak Sarkozy, ateşle oynuyor, ateşe körükle gidiyor. Onun bu tavrı, Fransa'da zaten çok ateşli geçen cumhurbaşkanlığı seçim kampanyalarını iyice kızıştırıyor; daha ziyade de Cezayir’den dönenlerin, Mağriplilerin ve Seferat Yahudileri’nin bir arada yaşadığı Güney Fransa’da… Daha önceleri ateşe körükle giden aynı cumhurbaşkanı adayları, şimdilerde ibadethaneler için polis koruması talep ediyorlar, ülke çapında saygı duruşları organize ettiriyorlar, bir yerden öbürüne koşturuyor, sinagogları ziyaret ediyorlar. Katil ise belki de televizyondan bu siyasi şamatayı izliyor ve nelere kadir olduğunu görüyor.”

Hollanda gazetesi NRC Handelsblad da ilgili yorumunda, bu tür suikastların seçim atmosferini değiştirdiğini, Fransa’daki cumhurbaşkanlığı seçiminin kaçınılmaz olarak siyasi şiddetin etkisi altına girdiğini yazıyor:

“Peki acaba hangi toplumsal atmosferde terör yeşerebiliyor? Merkez kanatın siyasetçilerinden François Bayrou’ya göre siyasilerin konuşmalarına ve fiiliyatlarına damgasını basan ‘acımasızlık', şiddetin de bilenmesine yol açıyor. Bayrou bu saptaması ile Nikolas Sarkozy’nin yabancı düşmanı Ulusal Cephe’nin seçmeninden oy alabilmek için yaptığı konuşmaların dozunu sertleştirmesine göndermede bulunuyor. Bu tavrı ile Sarkozy çizmeyi aşmıştır. Sarkozy, Toulouse’daki suikastlardan sonra siyasi şiddete karşı mücadele edecek tek garantör olarak halk tarafından kucaklanmayabilir. Seçimlere de gölge düşmüştür. Zaten gerekçeleri ne olursa olsun her teröristin hedefi, demokratik atmosferi dinamitlemektir.”


© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Çelik Akpınar

Editör: Gezal Acer