Alman basınından özetler

Ekonomi gazetesi Handelseblatt'ta Avrupa Birliği'nin Rusya'ya karşı genişletmeyi planladığı yaptırımlara ilişkin bir yorum göze çarpıyor:

“Avrupa Birliği şu ana kadar oldukça itidalli bir yaklaşım sergiledi ve yaptırım planını üç aşamaya böldü. Şu anda seyahat yasakları ve banka hesaplarının dondurulmasını öngören ikinci aşama uygulanıyor. Avrupa Birliği, gerginliğin büyümesinde rolü olduğunu düşündüğü 13 Rus ve sekiz Kırımlı politikacıdan oluşan 21 kişiye bu yaptırımları uygulama kararı aldı. Söz konusu listeyi Putin'e yakın politikacılar, iş dünyasından isimler ve şirketleri de kapsayacak şekilde uzatmak akıllıca olur. Fakat bu yeterli mi? Uzun vadede bakıldığında yaptırımlar Rusya ekonomisine büyük zarar verebilir. Bazı gözlemciler ise felakete yol açabilecek sonuçlardan söz ediyor.”

Stuttgarter Zeitung'da aynı konudaki yorumda Almanya Başbakanı Angela Merkel'in tutumu irdeleniyor:

“Her şey birbirine bağlı. Başbakan Merkel'in Putin'e karşı temkinli bir diplomasi izlemesi için yalnızca dış siyasi sebepler yok. Merkel'in soğukkanlı tutumunun mantıklı olduğu görülüyor. Madalyonun diğer yüzü ise Ukrayna'ya yapılması planlanan yardım. Kiev’in göstermelik hükümeti, karanlık güçlerin elinde olduğu sürece Merkel'in bu konuda da temkinli hareket etmesi gerekiyor. Paraları ile yüzleri mavi-sarıya boyanmış aşırı sağcıların desteklenmesi kesinlikle Alman vergi mükelleflerinin menfaatine değil. Avrupa, yeni ortaklarını Avrupa değerlerine saygı duymaya zorlamalı.”

Bonn'da yayımlanan General Anzeiger gazetesindeki yorumda da büyüyen Rusya-ABD gerginliği ele alınıyor:

“Birleşmiş Milletler'in büyük güçlerinin etkisi olmaksızın, Suriye'deki çatışmayı diplomatik yollarla çözüme kavuşturma ihtimali yok oluyor. Ruslar ve Amerikalılar el ele verirse çok şey başarabilir. Fakat bu yönde bir işaret yok. Uluslararası toplumda daha çok Moskova ile Washington arasında bir buz çağı başlayacak gibi görünüyor ve bunun kurbanı da barış olacak.”

Rhein-Zeitung'da ise üzerinde anlaşmaya varılan Avrupa Bankalar Birliği'ne ilişkin bir yorum yer alıyor:

“Bir inşaat projesi, bitmiş bir ev demek değil. Mali sektörü daha güvenli bir hale getirmek için sürecin sonunda yeterince bilgi birikimi sağlamak ve kurumların üzerinde bir işbirliğini oluşturmak mümkün olacak mı, bunu zaman gösterecek. Fakat buna rağmen, Avrupa ülkeleri mali krizden etkileyici bir ders çıkardı. Ancak tüketici, bankacılık sisteminde yapılan büyük ve küçük düzeltmelerin çoğunun maliyetinin düşük olmayacağının da bilincinde olmalı. Yüksek öz sermaye oranları, 2 binden fazla çalışanla ortak bankacılık denetleme kurulu, ilave bir tasfiye birimi, tasfiye fonlarını elinde bulunduran bir idare, bütün bunlar piyasadan milyonlar çekileceği anlamına geliyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Özay

Editör: Hülya Schenk