1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

20 Haziran 2013

Bugünkü Alman basınında ABD’nin Taliban ile doğrudan görüşmeler yürüteceği yönündeki haberler ve Brezilya’daki gösterilere ilişkin yorumlar öne çıkıyor.

https://p.dw.com/p/18tjU
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Afganistan Devlet Başkanı Hamid Karzai, ABD'nin Taliban ile Doha'da doğrudan görüşmeler yürüteceği haberlerine sert tepki gösterdi. Münchner Merkur gazetesinin müzakerelere ilişkin yorumu şöyle:

“Taliban ile müzakereler dışında başka bir seçenek yok. Meseleyi yokuşa sürmeden ve önkoşul da öne sürmeden; çünkü bu önkoşulların yer alacağı belgelerin aslında hiçbir kıymet-i harbiyesi yok.  Taliban kendini galip olarak görüyor. Haksız da sayılmaz. Afganistan büyük güçlerin mezarı konumunda. Ruslar bunu biliyor, İngilizler de biliyor olmalı, ABD ise yeni öğreniyor. Taliban ile müzakereler sanki teslim bayrağı çekilmiş izlenimi verse de şu bir gerçek: Halkın büyük bir kısmının sadece savaşı tanıdığı bu ülkede sonuçta barışa götürebilecek tek yol Taliban ve geri çekilmedir.”

Kölner Stadt-Anzeiger de aynı yoruma yer veriyor:

“Taliban, yabancı birlikler 2014 yılının sonuna kadar çekilmeden önce NATO ve Kâbil'in de bir siyasi çözüm bulmak isteyeceğini biliyor. Doha’daki görüşmelerde, Taliban kendi çıkarlarına uyduğu sürece, Kâbil ve ABD'ye ödün vermeye yanaşmayacaktır. Bu yüzden de ilk aşamada ilerlemeden ziyade gerileme olacaktır. Daha fazla savaşılıp, bombalar patlayacak ve ölümler meydana gelecektir.”

Brezilya, son 20 yılın en büyük protesto gösterilerine sahne oluyor.  İki hafta önce patlak veren protestoların fitilini  toplu taşıma araçlarındaki bilet fiyatlarının artırılması ateşlemişti. Ancak protestolar kısa süre içerisinde yolsuzluğa ve Brezilya’nın ev sahipliği yapacağı 2014 Dünya Futbol Şampiyonası ve 2016 Olimpiyatları için milyarlarca dolar harcanmasına karşı gösterilere dönüştü. Westdeutsche Zeitung, konuyla ilgili bir yoruma yer veriyor:

“Brezilya'nın daha şimdiden 13 futbol stadyumu için ödediği 3 milyar 300 milyon dolardan ağzı yandı. Bu, dünya genelinde kabul görme özlemiyle Güney Afrika'nın 2010 yılında yaptığı yatırımdan üç kat daha fazla. Ülke bunun sonuçlarını bugün bile hâlâ hissediyor. Devasa arenaların çok fazla kullanım imkânı da yok. Top yuvarlanmadığı sürece futbol dikkatlerden uzak kaldığı için (yatırımlar) hemen arka plana itiliyor. Güney Afrika ve Brezilya işte bu gelişmenin baş oyuncuları konumunda. Bu yüzden FIFA'nın yakında Dünya Futbol Şampiyonası'nı baskıcı bir biçimde yönetilen Rusya ve zengin Katar'da düzenlenmesi şaşırtıcı olmaz. Blatter ya da ondan sonra gelecek yöneticiler için bu ülkelerin daha sakin olacağı kesin."

Allgemeine Zeitung Mainz gazetesi ise yorumunda Brezilya'da yoksullarla zenginler arasındaki büyük uçuruma dikkat çekiyor:

“Rüya tatil bir klişe mi? Brezilya'da Kesmeşeker Dağı ve Copacabana dışında gecekondular ve acı bir yoksulluk olduğunu herkes biliyor. Protesto ve isyanlar, geçmişinde zorlu bir siyasi süreç bırakan, 1964'ten 1985'e kadar askerî idarenin hüküm sürdüğü bu ülkede temelde yeni değil. Demokrasiye geri dönüş, bugüne kadar bertaraf edilemeyen ve Brezilya toplumuna büyük zarar veren bir yaraya yol açtı: Yolsuzluk... 1980'li ve 1990'lı yılların sonunda sosyal sefaletin daha da kötü olduğu dönemde Brezilyalıların acı çekme yeteneğinden sık sık bahsedilirdi. “Tanrı Brezilyalı” ve “Pislik içindeyiz ama futbol ve sambamız var” türündeki sözler ülkede en yaygın ifade biçimleriydi. Brezilya bugün dünyanın altıncı büyük ekonomisi. Yüksek büyüme oranlarına ve dış ticarette rekorlara sahip. Ancak yoksullarla zenginler arasında her daim derin bir uçurum var. Brezilya'da Dünya Futbol Şampiyonası öncesi ateşi körükleyen de işte bu.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Sezen

Editör: Çelik Akpınar


 

DW Türkçe'yi Facebook (https://www.facebook.com/dwturkce), Twitter (https://twitter.com/dw_turkce) ve Youtube (http://www.youtube.com/deutschewelleturkish) üzerinden de takip edin!