1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

21.07.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Ahmet Günaltay21 Temmuz 2005
https://p.dw.com/p/Abpq

Bugünkü Alman gazetelerinin yorum köşelerinde Almanya’daki erken seçim kampanyası hazırlıkları dışında daha çok dış konular ele alınıyor. Türkiye’deki son bombalı saldırıların sabrını taşırdığı Ankara yönetiminin Kuzey Irak’a askeri müdahale yapılmasının ihtimal dahilinde olduğunu duyurması Alman basınında da yankılandı. Neue Ruhr/Neue Rhhein Zeitung gazetesi Türkiye’nin turistik merkezlerindeki saldırıların muhtemel sonuçlarını şöylle değerlendiriyor:

„Şimdiye kadar Türkiye ne zaman PKK militanlarının Irak’ın kuzeyinde yuvalanmalarından duyduğu sıkıntıyı dile getirse, Vaşington bu şikayete kulaklarını tıkardı. PKK’nın şiddet eylemleri ve özellikle de turistleri hedef alan saldırılar karşısında ABD konuyu artık görmezlikten gelemez. Ama Washington'un işi zor. PKK’ya karşı harekete geçebilmesi için Irak’ın diğer bölgelerinden asker çekmek zorunda kalır. Pasif davranırsa o zaman da Türkiye’nin sınır ötesi operasyon başlatması riskini göze almış olur ki, bu durumda Irak’ın nispeten sakin olan bu bölgesi de istikrarsızlığa sürüklenir. Vaşington şimdilik zaman kazanmaya çalışıyor ve Amerikan askerlerinin önümüzdeki aylarda Irrak’taki PKK militanlarını yakalamaya çalışacağını söylüyor. Söylediğini yapmaz ise Türkiye’nin sabrı tükenebilir. ABD’nin Irak’taki sorunlarına şimdi PKK militanları da eklendi.“

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumunda ise şu satırları okuyoruz:

„PKK’dan kopmuş bir grubun düzenlediği tahmin edilen Kuşadası ve Çeşme’deki terör saldırılarının hemen ardından Başbakan Erdoğan Genel Kurmay’ın da desteği ile, PKK susturulmadığı takdirde Irak’ın kuzeyine operasyon düzenleyecekleri tehdidinde bulundu. Erdoğan’ın dün de tekrarladığı müdahale tehdidi yüzünden Ankara ile Bağdat ve Washington arasında limoni bir hava doğdu. İki yıl önce Türkiye’nin Amerikan askerlerine toprakları üzerinden Irak’a girme izni vermemesi, ilişkilerin gerilmesine yol açmıştı. Irak Kürt bölgelerindeki elverişli ortam PKK şahinlerini Güneydoğu Anadolu’da yeniden boy göstermeye cesaretlendirmişe benziyor. Ankara’nın gösterdiği son yaklaşım bu sürekli anlaşmazlığın istikrarlı ve demokratik çözüme kavuşturulması umutlarını arttırmıştı. Ama reformlar henüz yeterli değil. Erdoğan’ın tehditleri öncelikle 3 Ekim’den itibaren Türkiye’nin AB üyeliğini görüşmek isteyenlerin hoşuna gitmeyecektir.“

Irak’taki gelişmelerle ilgili olaraksa Berlin’in Tagesspiegel gazetesindeki yoruma göz atıyoruz:

„Irak Anayasa Komisyonu’nun iki sünni üyesinin katledilmesi üzerine diğer sünni üyeler de komisyondan çekildi. Bu durumda anayasa taslağı ancak tartışmalı konular çözümlenmeyip ertelendiği taktirde 15 Ağustos’a yetiştirilebilir. Sünnilerin komisyona sırt çevirmesinde suikastler kadar Kürtler ve Şiiler ile sürdürülen görüşmelerin çıkmaza girmesi de rol oynuyor. Bu şartlar altında komisyonun sunacağı anayasa taslağı muhtemelen Iraklı sünnilerin onayını bulmmayacaktır.“

Gazze Şeridi’nin tahliyesine karşı başlatılan İsrail’deki direnişin yol açabileceği gelişmeleri değerlendiren Süddeutsche Zeitung gazetesi, Amerikan Dışişleri Bakanı Rice’nin hafta sonunda Ortadoğu’ya yapacağı kriz ziyaretinin sonuçsuz kalabileceği görüşünü savunuyor. Yorum özetle şöyle:

„Ortadoğu’da üç cephe savaşı cereyan ediyor. Radikal Filistinliler rokat saldırılarıyla Gazze Şeridi’nin boşaltılmasını Hamas’ın zafer hanesine yazdırmaya çalışıyorlar. Filistin Başkanı Mahmud Abbas’ın bir haftadır Gazze’de bulunmasına rağmen radikal grupların Filistin polisiyle mücadelesi de sürüyor. Bu yetmiyormuş gibi radikal Yahudiler de polis ve askeri güçleri protesto gösterileriyle meşgul ederek terör ile mücadelenin zayıflamasına yol açıyorlar. Amerikan Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’nin kriz diplomasisinin bu ortamda başarıya ulaşması zor. Bayan Rice’nin bundan bir ay önceki ziyareti sırasında da Amerikan basını güzel sözlerin Ortadoğu barış sürecini yeniden canlandırmaya yetmeyeceği yorumunu yapmıştı. Rice bu kez her iki tarafa da baskı yapmak ve bir yandan Filistin şiddetinin önlenmesine yardımcı olurken, diğer yandan da radikal yahudi yerleşimcilerin eylemlerini, demokrasiyi hedef alan bir saldırı şeklinde ağır bir dille eleştirmek zorunda.“

Son yorumumuzu Südwest Presse adlı Alman gazetesinin, Pakistan yönetiminin terör ile mücadeleye katkısı konu alan yorumuna ayırdık. Yorumda şu satırları okuyoruz:

„Londra’daki terör saldırıları ile ilgili olarak Pakistan’dan gelen haberler çelişkili gözlemlere neden oluyor. Bir yüksek düzey istihbarat yetkilisi saldırıların parde arkasındaki en önemli teröristi yakaladıklarını söylerken, hükümet bu haberi yalanlıyor. Devlet Başkanı Pervez Müşerref anti terör ittifakına katıldığını duyurmasından bu yana innandırıcılığını kanıtlayabilmiş değil. Keşmir’de Hindistan’a bomba atan kendi militanlarına ses çıkartmıyor. Hatta Usame Bin Ladin’in de sınır vilayeti Veziristan’da yuvalandığı tahmin ediliyor."