1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

21.10.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Elmas Topcu21 Ekim 2005
https://p.dw.com/p/Abom

Alman ve Avrupa gazetelerinde bugün, Asya ve Avrupa’da kol gezen kuş gribi salgını, Pakistan depreminin ardından deprem bölgesinde yürütülen yardım çalışmaları, Almanya’da vatandaş olmak isteyen göçmenlerin tabi tutulduğu Almanca sınavına ilişkin Federal İdare Mahkemesi’nin verdiği karar ve Almanya Hür Demokrat Partisi’nin Türkiye ile kurulmasını önerdiği karma gençlik örgütüne ilişkin haber ve yorumlar damgasını vuruyor.

Asya’da Moğolistan ve Tayvan’da, Avrupa’da ise Romanya, Türkiye ve Yunanistan’da görülen ve göçmen kuşların getirdiğine inanılan kuş gribi virüsü Avrupa’da paniğe neden oluyor. Virüsün Avrupa’ya Rusya’dan gelen göçmen kuşlardan taşınması ve Rusya’daki hayvan ölümleri üzerine Alman makamları, kümes hayvanlarının kapalı alanlarda beslenmesi zorunluluğunu getirdi. Almanya bu tür önlemlere başvururken, komşu ülkelerin tepki vermemesi Freiburg kentinde yayımlanan Badische Zeitung gazetesinde eleştiriliyor. Gazetedeki yorum şöyle:

“Çernobil faciası yaşandığında Almanlar yine paniğe kapılmış, komşumuz Fransızlar ise sanki nükleer ışınlar sınıra kadar gelip duracakmış gibi hiçbir önlem almamıştı. Şimdi de durum aynı. Biz kümes hayvanlarının dışarıya salınmasını yasaklarken, Fransa’da tavuklar yeşillikte geziniyor. Avrupa kuş gribi salgınıyla mücadele konusunda bölünmüş durumda. Dünya Sağlık Örgütü, bugün sadece hayvanlarda görülen bu hastalığın günün birinde insandan insana sıçrayan bir salgına dönüşebileceğini söylüyor. Peki salgın gerçekten yaşanırsa Avrupa acil önlem programını uygulayabilecek mi? Daha hayvanların sadece kapalı alanlarda beslenmesi gibi daha basit konularda bile ortak bir çizgi izleyemiyoruz ki.”

İsviçre’nin Cenevre kentinde yayımlanan Berner Zeitung gazetesi de bugünkü yorum sütunlarında kuş gribi histerisine değiniyor:

“Kuş gribi virüsü sınır tanımıyor. Virüsün biçim değiştirip insandan insana bulaşması olasılığı da var, ancak bu şimdilik zayıf bir ihtimal. Buna rağmen panik yaşanıyor. Oysa hergün binlerce insan besin yetersizliğinden, sıtmadan, şiddet olayları ve trafik kazalarından ölüyor, ancak bunlar kimseyi paniğe sürüklemiyor. Olası bir ölümden önce korkuya kapılmak daha çok hoşumuza gidiyor herhalde.”

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan, yaklaşan kış nedeniyle tüm devletlere Pakistan’a yardım yapmaları konusunda bir kez daha çağrıda bulundu. Bölgedeki yardım kuruluşları da bölgeye acil yardımlar yapılmaması halinde ikinci bir ölüm dalgası yaşanacağını duyurdu. İngiliz The İndependent gazetesi konuya ilişkin yorumunda uluslarası toplumun duyarsızlığına dikkat çekiyor:

“Pakistan gibi fakir bir ülke kendi koşulları için oldukça iyi bir afet planı uyguladı, ancak uluslararası toplum üzerine düşeni yerine getirmekte gecikiyor. NATO bölgeye yardım ekiplerini hemen gönderebilirdi, ancak ilk ekip Türkiye’deki NATO üssünden daha dün bölgeye uçtu. Aslında batılı devletlerin Pakistan’a yardım etmelerinin önemli bir boyutu daha var. Pakistan, Müslüman bir ülke ve Keşmir de radikal İslamcı örgütlerin yuvası. Batılı devletler bölgeye yardım eli uzatarak, Ortadoğu’da hakim olan, batının Müslüman devletlere karşı olduğu yönündeki önyargı giderilebilir.”

Almanya’daki vatandaşlık yasası, Alman olmak isteyen göçmenlerin dil sınavına tabi tutulmasını öngörüyor. Bu sınav şimdiye dek her eyaletin ve dairenin kendi takdir yetkisine bağlıydı ve istenen Almanca bilgisinin düzeyi kesin çizilmemişti. Federal İdare Mahkemesi dün aldığı bir kararla bunun sınırları daha net belirledi. Köln’de yayımlanan Kölner Stadt Anzeiger gazetesi, mahkemenin uzun yıllardır Almanya’da yaşayan, Almanca yazamayan ancak okuyup, anlayabilen birinin vatandaşlığı alabileceği yönündeki kararını “Önemli olan anlamak” başlığı ile duyurmuş. Anasayfadan verilen haberde, hakimlerin yıllarca Alman makamlarındaki işlerini halledebilen bir göçmenin Almanya’da yaşabilecek Almanya’ya sahip olduğunu vurguladığını aktarıyor. Münih’te yayımlanan Abendzeitung gazetesinin yorumu ise şöyle:

“Biz Almanlar bir çok devlet tarafından kullanılmayan bir yönetmeliği örnek vatandaşlık yasasıymış gibi gösterip, Alman olmak istiyorsanız dilin tüm kullanım alanlarında iyi olmalısınız diyemeyiz. Okumada, anlamada ve yazmada bir çok Alman özellikle de genç kuşaklar iyi değilken, bunu sonradan Almanca öğrenmiş göçmenlerden beklemek doğru olmaz.”

Basın özetlerimizde son olarak Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde Hür Demokrat Partisi’nin Türkiye ile bir Türk-Alman karma gençlik örgütü kurulması teklifine ilişkin bir haberi aktarmak istiyoruz. Kölner Stadt Anzeiger gazetesi, Hür Demokrat Parti Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Genel Sekreteri Christian Lindner’in Türkiye ile Avrupa birliği arasındaki yakınlaşmanın sadece kağıt üzerinde kalmaması için bir teklif getirdiğini yazıyor. Lindner’in kurulmasını teklif ettiği gençlik örgütü sayesinde geleceğin birlikte biçimlendirilmesinin mümkün olacağını söylediği yazılı. Hür Demokrat partili politikacı, ayrıca kurulmasınını önerdiği gençlik örgütüne Mustafa Kemal Atatürk Türk Alman Gençlik Örgütü adının verilmesini teklif etti.