1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

22.01.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Tuba Tunçak22 Ocak 2004
https://p.dw.com/p/Abvy

Düsseldorf’da yayınlanan Rheinische Post, Almanya Dışişleri Bakanı Joschka Fischer’ın Ankara temaslarına yer veriyor satırlarında. Gazetenin yorumu şöyle:

”Joschka Fischer Ankara’da. Peki ama neden? Almanya Dışişleri Bakanı, ‘Türkiye’nin AB’ye yakınlaşması’ konulu temaslarda bulunuyor. Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın, daha birkaç gün önceki Berlin temaslarında da AB konusu ele alınmıştı. Yakında Hristiyan Demokratlar'ın lideri Merkel ile önde gelenlerinden Schaeuble de Türkiye’ye gidecek. Erdoğan Berlin’de, Alman muhalefetinin, Türkiye’nin adaylığı hakkındaki görüşlerini de öğrenmişti. Öyle ise Hristiyan Demokrat politikacılar neden Ankara’ya gidecek? İnsanın aklına "Berlin, Ankara’nın peşinden mi koşuyor?" sorusu geliyor. Erdoğan’a, adaylık şansının düşük olduğu açık açık söylenebilecek mi? Görünen o ki Alman poltikacılar, bunun için gerekli cesaretten yoksunlar.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung, Almanya’nın eski başbakanlarından Helmut Kohl ile yapılan bir ropörtaja yer vermiş. Kohl, Irak Savaşı nedeniyle üyeler arasında yaşanan görüş ayrılığının, AB’yi ve Avrupa Anayasası sürecini olumsuz etkilediğini belirtiyor. Kohl, Türkiye’nin, gerekli kriterleri yerine getirdiğinde AB’ye üye olabileceğini, ancak Birliğin coğrafi sınırlarının fazla zorlanmaması gerektiğini söylüyor. Kohl, Türkiye’ye atıfta bulunarak ”Neden AB içinde, üyelik dışında daha sıkı ilişkilere dayanan ortaklıklar hakkında, ciddi anlamda kafa yorulmasın ki?” diye soruyor. Eski Başbakan, Türkiye’nin kendi sorunlarını çözmek için mi Birliğe üye olmak istediği sorusunu ise ”Bu, yorum meselesi. Türkiye, Almanya’ya dostluğunu pek çok kez kanıtladı. Ancak Alman iç politikasında, Türkiye’nin adayığı konusunun öne çıkmasında, partilerin kendi menfaatleri rol oynuyor” diye yanıtlıyor.

Die Welt gazetesi ise Türk ve uluslararası kamuoyunda yankı uyandıran, ”Ararat” filmini konu ediyor satırlarında. Gazete, Ermeni sorunun ele alındığı filme ilişkin ”kişisel bir yükümlülüğün ve gerçeği aramanın ürünü” ifadelerini kullanmış.

Financial Times Deutschland gazetesinin, NATO‘nun yeniden yapılanma sürecini değerlendirdiği yorumuna kulak veriyoruz:

"Eski NATO kendini yeniden bulmaya çalışıyor. Amerikalılar'ın önerdiği “Büyük Ortadoğu Modeli”, stratejik donanımda önemli bir değişiklik öndörüyor. Model, aynı zamanda, ittifak üyelerinin farklı politik ağırlık noktalarını ve yeteneklerini birleştirme fırsatını da sunuyor. NATO‘nun doğuya doğru genişleme süreci, bu yaz İstanbul’da düzenlenecek zirve ile tamamlanacak. İttifak için gelecekte en büyük risk teşkil edecek bölge, Yakın ve Ortadoğu olacak. Bölgenin çok çeşitli sorunlarını çözmek, ittifak üyelerinin kendi menfaatine."

Süddeutsche Zeitung ise ABD Başkanı Bush’un geleneksel ulusa sesleniş konuşmasını değerlendiriyor. Gazetenin yorumu şöyle:

”Başkan Bush bir geleneği bozdu ve ulusun durumuna ilişkin konuşmasını, seçim kampanyasının bir etkinliği haline getirdi. Eğer bu konuşma, önümüzdeki aylardaki politik tartışmalarının bir emaresi ise her türlü yolun deneneceği bir seçim kampanyasına hazırlıklı olmak gerekiyor, demektir. Ve Bush konuşmasına bir slogan arasaydı; bu, Edith Piaf’ın bir şarkısından alınan ”Hiç, hiç mi pişman olmadım” dizeleri olurdu. ”

Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi de Bush’un konuşmasını ”ikinci kez seçilebilmek için, kendinden emin bir şekilde yapılan saldırgan bir reklam” olarak tanımlıyor. Gazete, Bush’un kendi zayıf noktalarını konu ederek, muhalefetin seçim malzemesini zayıflattığını öne sürüyor. Yorumda, Amerikan Başkanı’nın seçim kampanyasının odağına, istihdam, sağlık ve eğitim sorunlarını oturttuğu belirtiliyor.