22.03.2010 - Avrupa basınından özetler

Viyana'dan Der Standard gazetesi, Irak'ta seçimler sonrasında yaşanan gelişmeleri irdeliyor. ‘Yeni bir felaket geliyor' başlıklı yorumda şu satırlar yer alıyor:

“Irak'ta yeni bir felaketin işaretleri geliyor. Seçim Komisyonu kimi galip ilân ederse etsin, toplumun önemli bir bölümü sonucu kabul etmeyecek. Şu anki Başbakan Nuri Maliki önde giderken, en büyük rakibi İyad Allavi, seçimlere hile karıştığını haykırıyordu. Şimdi ise tersine döndü. Kaldı ki Maliki'nin olası şiddet olaylarına karşı yaptığı uyarının şeytanî bir yönü de var. Başbakan olarak dinci Şii cephenin hislerini kışkırtmak yerine yatıştırıcı bir rol oynaması gerekir.”

Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da yayımlanan Politiken gazetesi ise İsrail'in Yahudi yerleşimler politikasını ele alıyor ve ‘İsrail'in kendi kendine zarar verdiği' yorumunda bulunuyor.

“Demokrasi, yükümlülükler getirir. İsrail bu nedenle Ortadoğu'daki otoriter rejimlerden daha farklı, daha yüksek bir standarda ulaşmak zorunda. Ancak maalesef Filistin bölgelerinde yıllardır birbiri ardına inşa edilen yeni yerleşimler İsrail'de hukuka uygunluğu dikkate almayan antidemokratik bir kültürün yerleşmesine neden oluyor. ABD, AB ve demokratik dünyanın geri kalanıyla yaşanan anlaşmazlık, şüphesiz ülkenin gelişimine katkı sağlamıyor. Bu tutumun ne geçerli bir barış çözümüne ne de İsrail'in demokratik ülkeler topluluğu ile bütünleşmesine yararı var. Başbakan Benyamin Netanyahu, İsrail'in itibarına ve özsaygısına zarar veren bir sağ popülisttir.”

ABD Başkanı Barack Obama'nın en önemli iç siyasî projesi olan sağlık reformu Temsilciler Meclisi'nde kılpayı farkla onay aldı. Sayıları 32 milyonu bulan sigortasız vatandaşa sağlık sigortası öngören proje, finansman sorunu nedeniyle muhalefetteki Cumhuriyetçiler'in sert direnişiyle karşı karşıya. Madrid'de yayımlanan ABC gazetesinin yorumu şöyle:

“Sağlık reformu için verilen meydan muharebesi daha sona ermedi. Çünkü asıl sorun hâlâ çözülebilmiş değil. Gerçi Başkan Obama ülkede sağlık sisteminin bu şekilde devam edemeyeceği düşüncesinde haklı. Ama sorun, reformun nasıl finanse edileceği. Bir yanda, mevcut ekonomik durum gözönüne alındığında kemerleri olabildiğince sıkmak gerekiyor. Diğer yanda reform, büyük siyasi bedel gerektiriyor. Obama'nın kendini toparlayıp seçmeni geri kazanmak için teorik olarak 2012'ye kadar zamanı var. Ancak partisi Demokratlar'dan milletvekilleri bu yıl kasım ayındaki yerel seçimlerde reform nedeniyle ağır bedel ödeyecek.”

Fransa'da yerel seçim sonuçları da Avrupa basınında geniş yer alıyor. Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin partisi Halk Hareketi Birliği'nin kan kaybettiği ve sol partilerin puan kazandığı seçimlerle ilgili Liberation gazetesinin yorumu şöyle:

“Fransoz solu, yerel seçimlerin tartışmasız galibi oldu. Hiçkimse bundan 2012'deki Cumhurbaşkanlığı seçimleri için sonuçlar çıkaramaz. Ama yine de Sarkozy'nin yeniden seçilme olasılığı azalmış oldu. Ekonomik kriz, mali kapitalizmi gözden düşürdü ve sol bu durumdan yararlandı. Ancak bir çiçekle yaz gelmez. Seçmenlerin umutları solun omuzuna büyük bir ödev yüklüyor. Solun neoliberalizmi kıracak inandırıcı bir proje bulması, ve herşeyden önce sandıktan uzak duran alt toplum sınıflarının güvenini yeniden kazanması gerekiyor. Sol şimdi vaatlerini yerine getirmek zorunda.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Murat Çelikkafa