1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

21 Mart 2012

Seçtiğimiz yorumların tümü Fransa'daki Yahudi okuluna düzenlenen saldırıyla ilgili.

https://p.dw.com/p/14Otm
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Bugünkü Alman basınından seçtiğimiz yorumların tümü Fransa'daki Yahudi okuluna saldırı düzenlemekle suçlanan zanlı ve bağlamda ülkedeki cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasıyla ilgili.

Frankfurter Rundschau gazetesinden aktaracağımız ve Fransa'daki saldırının arka planının irdelendiği bir yorumla başlıyoruz basın turumuza:

“Nicolas Sarkozy görevine başlarken ‘Varoşlar için umut’ adlı büyük bir planın ortaya koydu ama bu plan kapsamında verdiği sözleri pek de yerine getirdi denilemez. Sarkozy, muhafazakârların dışa açılımını sembolize etmesi öngörülen göçmen çocuklarını, kendi hükümet kademelerinde bir kenara itti. Nicolas Sarkozy, tam 5 yıl önce cumhurbaşkanlığı görevine seçilmesini, aşırı sağcı cephenin oylarına borçlu. Çünkü 'güçlü erkek' profili çizerek, aşırı sağcı Milliyetçi Cephe'nin oylarını kapmayı başarmıştı. Acaba bunu önümüzdeki seçimlerde de başarabilecek mı? Bu pekâlâ mümkün. Ancak kesin olan bir şey varsa o da şu: Sarkozy, son 5 yıl içerisinde Muhammed Merah’ın büyüyüp geliştiği koşulları, biraz olsun değiştiren bir cumhurbaşkanı olmadı.”

Halle kentinde çıkan Mitteldeutsche Zeitung'un aynı konudaki değerlendirmesi ise şöyle:

"Toulouse kentindeki saldırı Fransa'yı değiştirecek. Azınlıklar üzerinden yürütülen cumhurbaşkanlığı seçim kampayasının tam ortasında sıkılan kurşunlar, daha önce birçok kanaldan verilen korkunç mesajların sorgulanmasına vesile oldu. Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ve aşırı sağcı politikacı Marine Le Pen, Toulouse'daki cinayetler nedeniyle seçim kampanyalarını bitirmek zorunda kaldı. Çünkü artık dinî ve etnik azınlık gruplar üzerinden bir oy dahi alamayacakları âşikâr."

Potstdam merkezli Märkische Allgemeine gazetesi ise tüm olup bitenden en kârlı çıkan cumhurbaşkanı adayının Nicolas Sarkozy olduğu görüşünde:

"Fransız cumhurbaşkanı adayları, resmî olarak seçim kampanyasını bırakıp yine de ön planda kalmaya çalışarak, ip cambazlığı yapmayı deniyor. Adaylardan biri tüm olup bitenlerden açıkça kârlı çıkmışa benziyor: Nicolas Sarkozy, devletin zirvesindeki meşru otoriteye sahip kişi olarak en ön cephede karşımıza çıkıyor. Bir anda aday rolünden cumhurbaşkanı rolüne bürünüyor, agresif seçim savaşçısından terör tehlikesinin egemen olduğu bir dönemde halkının yanında olan ve empati kuran, ciddi devlet adamına dönüşüveriyor. Yaşananlar ise Sosyalistlerin adayı François Hollande'ı en zayıf noktasından vuruyor: Zira Hollande, başkanlık karizmasından yoksun olması ve kriz yönetimindeki deneyim eksikliği ile eleştirliyor."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir

Editör: Murat Çelikkafa