Avrupa basınından özetler

İspanya'dan El Pais, Türkiye'deki gelişmeleri şöyle değerlendiriyor:

"Bu tarihi bir şans. Hiçbir şeyin kolay olmayacağı kesin, ama dün çıkılan yol buna değer. Öcalan çoğunluk tarafından kamuoyunun bir numaralı düşmanı olarak görülüyor ve örgütü Türkiye, AB ve ABD'de terörist organizasyon olarak nitelendiriliyor. Ancak nesiller boyu süren bir savaşın biriktirdiği ve tarif edilemeyen bu acının nihayet son bulması dileği, nefretten daha güçlü ve derin olmalı."

İsviçre'den Neue Zürcher Zeitung Türkiye'deki son gelişmeleri şöyle yorumluyor:

"Erdoğan görev süresinin sona ermesinden sonra başbakanlığa yeniden aday olamayacağı için, yetkileri genişletilmiş bir başkanlık için çabalıyor. Ancak bunun için öncelikle yeni anayasanın kabul edilmesini sağlamak zorunda. Bunun için de mecliste üçte ikilik çoğunluğun onayına ihtiyaç var. Erdoğan bu engeli aşmak için Barış ve Demokrasi Partisi'nin yardımına muhtaç. Kürtlerin kendisine vereceği destek karşılığında Kürt azınlığın taleplerinin de anayasaya alınması gerekiyor. Bu kültürel ve siyasi hakların yanı sıra bölgesel özerkliği kapsıyor. Güçlenmiş, yetkileri genişletilmiş bir Başkan olmanın siyasi bedeli, Kürtlerin haklarının anayasada sağlama alınmasıyla ödenmiş olacak. Ancak iş bu aşamaya gelir mi, o da ayrı bir soru işareti."

Belçika'dan De Standaard aynı konuyla ilgili yorumunda, ateşkesin tek başına sorunu çözümlemeye yetmeyeceği görüşünü dile getiriyor:

"Öcalan'ın cezaevinde geçirdiği 13 yılın ardından PKK'nın tamamı üzerinde yeniden kontrolü sağlayıp sağlamayacağı henüz belirsiz. Sonuç olarak PKK'nın silahlı üyeleri Kuzey Irak'ta. Ancak Türkiye yüzlerce Kürt aktivistin tutuklanmasına yol açan Terörle Mücadele Yasası'nın uygulanmasına son vermez, Türkiye'de sadece Türklerin yaşadığını söylemine devam eder ve Kürtlere siyasi ve kültürel haklar vermeyi redderse, işte o zaman PKK içindeki küçük grupların gelecekte de saldırılar düzenleme tehlikesi büyük. Bu iç savaşın gerçekten bitirilip bitirilmeyeceği konusunda beklemekten başka çare kalmıyor. Gerçi bu konuda dev bir adım atıldı, ama bunun bundan sonraki bölümlerinin hayata geçirilmesi çok daha zor olacak."

Basında yer bulan bir başka konu ise iflasın eşiğindeki Kıbrıs'ın durumu. Rusya'nın borç krizindeki Kıbrıs'la yaptığı pazarlıklar, Rus Nesavissimaya Gaseta'da şöyle değerlendiriliyor:

"Kremlin, Kıbrıs'ı, Rus işletmeler için de hiç uygun olmayan zorunlu vergi konusunda neredeyse aklını çelen AB'ye karşı bol hileli bir oyunla misillemeye girişiyor. Kıbrıs krizinden basitçe ya da sancısız bir biçimde çıkış yolu hala bulunmuş değil. Rusların Ada'ya yeni yardımlar yapma konusunda sergilediği ihtiyatlı tavır, AB'ye karşı rahatlıkla baskı uygulamak için bir araç. Bunu şimdi AB yetkilileri de farketti."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Hülya Schenk