Alman basınından özetler
21 Mayıs 2013
Märkische Oderzeitung Suriye'deki gelişmeleri yorum sütunlarında şöyle ele alıyor:
"Esad rejimi, ülkesindeki iç savaşı, Suriye’nin sınırlarını aşan büyük bir yangın alanına çevirme amacına bir adım daha yaklaşmış gibi görünüyor. Lübnan’daki Hizbullah Esad birliklerine destek verirken, Tahran rejimi Suriye ordusunu yeniden örgütlüyor, Rusya ise yeni silah ve füzelerle destek çıkıyor. Diktatör de çıkıp komşularına uyarı dolu mesajlar gönderebiliyor. Türkiye’nin sınır kentini hedef alan bombalı saldırı gibi İsrail’e yapılan saldırıları da başka türlü anlamak mümkün değil. Tüm bunlar yaşanırken birlik olmayı başaramayan isyancılar ise giderek radikalleşiyor. Bazı Sünni cihat grupları, çoktan sert şeriat mahkemeleri ile asıp kesmeye başladı bile."
Ulm’da yayımlanan Südwest Presse gazetesinin aynı konuya ilişkin yorumunda da şu satırları okuyoruz.
"Şiddetin boyutu yıldan yıla artıyor. Suriye’de iç savaşın patlak verdiği ilk yıl, Esad yönetimi, Suriye sokaklarında barışçıl gösteri yapanların üzerine ateş açılmasına izin vermişti. İkinci yılda Suriye ordusu, muhaliflerin olduğu tüm şehirleri, yerle bir etti. İç savaşın üçüncü yılında ise çatışmalar, tüm bölgeyi içine çekmeye başladı. Lübnan ve Irak çoktan sarsılmakta. Körfez ülkeleri, İran ve Türkiye gibi istikrarlı rakipler ise gelecekte Ortadoğu’daki güç dağılımı uğruna oynadıkları pokerde hiçbir geri adım işareti göstermiyorlar. Şimdi Uluslararası Suriye Konferansı’nın bu cinayetleri durdurması hedefleniyor. Eğer o da başaramazsa, yakında her şey kontrolden çıkacak demektir."
Geçiyoruz Suriye’den Almanya’ya. Berlin, insansız hava aracı krizi ile çalkalanıyor. Avrupa havacılık kurallarına uymadığı gerekçesi ile Almanya Savunma Bakanlığı’nın birkaç gün önce iptal ettiği 'Euro Hawk' adlı insansız hava aracı projesi nedeniyle, Savunma Bakanı Thomas de Maiziere, zor durumda. Muhalefet, bugüne dek 680 milyon euro harcandığı iddia edilen proje ile ilgili birçok sorunu, Bakan’ın uzun süredir sakladığını savunuyor. Eleştirilerin hedefindeki Bakan sessizliğini korurken, muhalefetten istifa sesleri yükseliyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung konuyu yorum sütunlarına taşıyor:
"Peki, Thomas de Maiziere başka ne yapmalıydı? Selefi zu Guttenberg’in kriz durumlarında yaptığı gibi, birileri kurban mı edilmeliydi? Daha önce sık sık skandallar nedeniyle birilerinin işlerine son verildi. Ama bunun genelde utandırıcı sonuçları oldu. Tıpkı Deniz Kuvvetlerine bağlı Gorch Fock adlı eğitim gemisinde bir kadın askerin ölümü ya da Afganistan’da bir Alman subayının talimatıyla düzenlenen ve sivillerin öldüğü hava saldırısının ardından Genelkurmay Başkanı ve müsteşarın istifasıyla sonuçlanan skandalda olduğu gibi. Bir bakanının görevini sürdürmesi, muhalefet partileri tarafından ne kadar sert bir biçimde eleştirileceğine bağlı değildir. Zira muhalefetin görevi zaten budur. Aksine bir bakanın görevinde kalması, kendi mensubu olduğu siyasi parti tarafından ne kadar desteklendiği ve başbakanın ona güvenine bağlıdır. Şimdiye dek Hrıstiyan Birlik Partileri’nin Thomas de Maiziere’yi yarı yolda bırakması için ortada hiçbir sebep görünmüyor. Sayın Merkel de ona ne kadar güvendiği göstermiş bulunuyor; Bakan'ın kanatları ne kadar yara almış gibi görünse de Başbakan'ın ona verdiği değer azalmayacaktır."
Süddeutsche Zeitung’un aynı konuya ilişkin yorumu ise şöyle:
"İnsanız hava aracı temin etme fikrinin sorumlusu Thomas de Maiziere değildir. 2007 yılında imzalanan tuhaf gizlilik şartlarının sorumlusu da o değildir. Ama bu başarısızlıkla sonuçlanan proje, onu bir başka biçimde köşeye sıkıştırabilir: Bugün, 'acil çıkış' yolunu tercih etmekle övünen Bakan’ın, aslında görev süresi içerisinde çok daha önceden projeyi iptal etmiş olması gerektiği ortaya çıkarsa, eğer muhalefetin iddiaları kanıtlanırsa, yani başarısız olacağı bilindiği halde başka tedbirlere başvurulmuş ve Federal Meclis konuya ilişkin yeterince bilgilendirilmemiş ise, eğer Bakan'ın iddia ettiği gibi çok daha korkunç bir malî zararın eşiğinden dönülmemiş, aksine zaten şimdiye dek yeterince büyük bir malî zarara katlanılmışsa…İşte o zaman Bakan zor durumda demektir."
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Başak Demir
Editör: Ayhan Şimşek