22.06.2011-Alman basınından özetler

Würzburg'dan Main Post gazetesi, iflasın eşiğine gelen Yunanistan ile ilgili şu değerlendirmeyi yapıyor;

"Siyasiler, ayaklarını yorganlarına göre uzatmak zorunda olduklarını idrak etmek zorunda. Bu durumdan da öncelikli olarak, bol keseden yapılan vaatlere kanmamamak suretiyle seçmenlerin ders çıkarması gerekiyor. Yunanistan, Portekiz ve daha birçok ülke, bu hesapsız vaatlerin ve bunları yerine getirmeye çalışmanın kurbanı oldu. İflas, sadece özel kişiler ve işletmeler için bir şansızlık değil. Devletler iflas ettiğinde, domino etkisi yaratıyor; taşlardan birinin düşmesi, diğerlerinin de düşmesini kaçınılmaz hâle getiriyor."

Alman gazetelerinde öne çıkan bir diğer konu ise nitelikli işgücü açığı... Frankfurter Rundschau gazetesi, sorunun çözümünün göç politikalarındaki değişikliğe bağlı olduğuna dikkat çekiyor ve ekliyor:

"Artık iş akitleri sadece süreli hazırlanıyor. İs hayatına yeni başlayanlar, kendilerini bir staj yerinden diğerine atarak güvenceye almaya çalışıyor. Part time iş bulabilenler, sıklıkla patron tarafindan yanlış değerlendiriliyor. Yaşlı ve deneyimli çalışan emekli edilerek bu sayede güya tasarrufa gidiliyor. Şimdi de patronlar nitelikli işgücü açığından şikayet ediyor. Kalifiye elemanları, iyi çalışma koşulları cezbeder. Sadece makinelere değil, çalışanlara da yatırım yapılmalı. Göç yasasının değiştirilerek, nitelikli işgücü açığının kapatılması kulağa hoş geliyor ancak bu sadece bir illüzyon. Yurtdişindaki doktorlar ve mühendisler de her işi kabul etmezler. Çünkü Almanya'daki şartlarda iş başka yerlerde de var."

Aynı konuyu Mitteldeutsche Zeitung gazetesi de Almanya'nın, daha iyi okul ve akademik kaliteye, daha fazla meslek eğitimine, kadınlara istihdam piyasasında daha fazla şans sunulmasına ihtiyacı olduğunu söylüyor. Yorumun devamı şöyle;

"Vasıflı işgücü açığını tam olarak kapatmaya ve devletin sosyal sisteminin mali devamlılığını sağlamaya ihtiyacımız var. Ancak işverenler ve sendikalar, sanki her derde deva olan şifali bir ot varmış gibi davranıyorlar. Oysa kalifiye eleman açığını, işsizlerle 'aktif istihdam piyasası politikasıyla' gidermeye calışmak gerçekci bir yaklaşım değil. Artırılmış eğitim çabaları da ancak birkaç yılda meyve verecek. Diğer yandan işletmelerin, kalifiye eleman açığını gidermek için yabancı işgücünden medet umması, birçok şifali ottan sadece biri olarak mahiyetindedir."

Son olarak BM Genel Sekreterliği görevine yeniden seçilen Ban Ki Moon ile ilgili bir yorum aktarıyoruz. Berlin'den Tageszeitung, Ban'ın ikinci kez bu göreve getirilmesini eleştiriyor:

"Geçen 5 yıllık görev süresi içinde, Ban'ın somut tavır alması gereken gelişmeler yaşandı. Ban'ın bu önemli dönemeçlerde etkili olduğunu iddia edilemez. Olsa olsa Sri Lanka vakası sayesinde Ban tarih kitaplarında zikredilecektir. 2009 yılında Sri Lanka yönetiminin, Tamil gerillalarına karşı olan son savaşta binlerce sivili katletmesi, BM ise bu konuda kendisine ulaşan bilgiyi hasır altı etmesi ve bir kaç hafta sonra çatışma bölgesini ziyaret eden Ban'ın olup bitenlere dair tek kelime eleştiride bulunmaması, skandal niteliğinde bir hataydı. Hem de 1994 yılında Ruanda'ya müdahale edilmemesini hatırlatan türden. Bu tür kayıtsızlıklarla Ban Ki Moon, BM Genel Sekreterliği görevini etkisiz hale getirmek için elinden geleni ardına koymuyor!"

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Gezal Acer

Editör: Murat Çelikkafa