1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

22.07.2011 - Alman basınından özetler

22 Temmuz 2011

Euro Bölgesi liderlerinin Brüksel'deki kritik zirvesinin sonuçları bugünkü Alman basınının da başlıca yorum konusunu oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/121WM

Neue Osnabrücker Zeitung, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, pakete özel alacaklıların da katılması konusundaki ısrarlı tutumunda sözünü geçirmeyi başardığını belirtiyor ve ekliyor:

“Merkel bunu nasıl yapıyor? İstediğini aldı. Belki de karşısındakilerden daha inatçı diye. Ama Brüksel’de politikacıların önemli mali kuruluşların yöneticileriyle yaptıkları görüşmelerin tek nedeni, onların uzmanlıklarından yararlanmak, fikir danışmak değil. Görünen o ki, bu çevre içinde, kurtarma paketine özel alacaklıların da katılmasının riskinin göze alınabileceği görüşü hâkim. Bu, Alman hükümeti için siyasî bir başarı. Ancak euronun kurtarılmasına gerçekten önemli bir katkı sağlayıp sağlamayacağı henüz belirsiz. Aynı, kurtarma paketinin etkisinin ne olacağı gibi.”

Düsseldorf kentinde yayımlanan Rheinische Post gazetesinin yorumu ise şöyle:

“Alman-Fransız ekseni işledi. Liderlerin dün yaptıkları, kurtuluş yönünde önemli bir adımdı. Borsaların tepkisi de bunu gösteriyor. Kurtarma paketinin ayrıntılarının sızmaya başlamasıyla birlikte euro yükselişe geçti. Başlangıçta endişeler büyüktü. Liderlerin yine zaman kazanmak için yeni bir paket hazırlayacağından endişe ediliyordu. Gerçi şimdi de olan bu, ama hepsi bu değil. Liderler, bankalar gibi özel alacaklıları da pakete dâhil etmek istiyor. Bunların, alacaklarının bir bölümünden vazgeçmesi öngörülüyor. Ekonomik açıdan bu zorunluydu. Borçları, GSYİH’sının bir buçuk katı olan bir ülke, alacaklıların yardımı olmadan ayağa kalkamaz. Ama güçlü euro ülkelerinin bunun için ödemek zorunda olduğu bedel çok büyük. Merkel ve Sarkozy, borçların silinmesiyle bağlantılı tüm sorunları büyük paralar dökerek çözmek istiyor. Avrupa Merkez Bankası, borçların silinmesinin ardından Yunan bankalarına kredi musluğunu kapatmasın diye euro bölgesi ülkelerinin milyarlarca euroluk kefalet vermesi gerekiyor. Sendeleyen bankalara dayanak sunmak için de ayrıca milyarlar ayrılacak. Borç silme kararı 2010 yılında alınmış olsaydı, tüm bunlar çok daha ucuza gelir ve çok daha kolay olurdu.”

Berliner Morgenpost gazetesi ise zirvede alınan kararların uzun vadeli sonuçlar getirmeyeceği değerlendirmesinde bulunuyor.

“Bardağın yarısı dolu denebilir. Liderler zirvede önemli ilerlemeler kaydetti, Yunanistan’ın kurtarılmasına özel alacaklıları dâhil ettiler. Ama gerçekte bardağın diğer yarısı boş. Zirvenin hedefi, krizin giderek daha fazla ülkeye sıçraması korkusunun yatıştırılmasıydı. Bu başarıldı mı, tartışmalı. Ve euro krizinin en kötü yanı, yani Yunanistan'ın, borçlarını kendi başına ödeyemeyecek hale gelmesi sorunu aynen sürüyor. Borçların yeniden yapılandırılması konusunda öngörülenler, ülkenin yeniden borçlarını döndürebilecek duruma gelmesini sağlamaya yeterli değil. Emekleyerek yürüme politikası bir buçuk yıldır denendi. Avrupa, bir bir buçuk yılı daha kaldıramaz.”

Nürnberger Nachrichten gazetesi ise konuya AB’nin geleceği açısından yaklaşıyor.

“İşin özünde hep şu belirleyici soru yatıyor: Daha fazla Avrupa mı istiyoruz, daha az mı? Zirve bu konuda beklenen yanıtı veremedi. Alınan kararlar belki Yunanlara soluklanmak için biraz zaman kazandırmış olacak, ama Avrupa’yı tek bir adım bile ileriye götürmeyecek. Başka ne olacaktı ki? Sarkozy, Berlusconi, özellikle de Merkel, ülkelerinin muhasebecisi, kararsız idareciler. Ama hiçbir şekilde Avrupa fikrini kanatlandıracak vizyon sahibi, güçlü liderler değiller.”

© Deutsche Welle Türkçe


Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Başak Özay