1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

22.09.2009 - Avrupa basınından özetler

22 Eylül 2009

BM Genel Kurulu toplantıları çerçevesinde ABD Başkanı Obama ile İsrail ve Filistin liderleri Benyamin Netanyahu ve Mahmud Abbas arasında yapılacak üçlü zirve bugünkü Avrupa basınının başlıca konuları arasında yer alıyor.

https://p.dw.com/p/JmCQ
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa / Fotomontage: DW

Fransız Le Monde gazetesi, ABD’nin Ortadoğu politikasını irdeliyor yorumunda.

“Amerikan yönetimi, Yahudi yerleşim birimleri inşasına karşı sert muhalefetiyle büyük bir risk aldı. Çünkü İsrail hükümeti Kudüs’ün bölünmesi ve Filistinli mültecilerin kaderi gibi iki kilit konuyu tartışmaya yanaşmadığı sürece zorlu temel konularda tartışmak mümkün olmayacak. İsrail ve Filistin arasındaki müzakerelerde bu konularda 1993 yılından beri ilerleme kaydedilemedi. ABD Başkanı Obama arabuluculuk girişiminde bir nebze olsun başarı umuyorsa, düğümü çözmek için kendi yöntemini bulmak zorunda. Zorlu bir iş!”

Cenevre’de yayımlanan Neue Zürcher Zeitung ise İsrail iç siyasetindeki durumu ele alıyor.

“İsrail Başbakanı Netanyahu, zirvenin hayata geçirilebilmesini kendi başarısı olarak görebilir. Katı tutumunda o kadar uzun süre ısrar etti ki, önce Amerikalılar, ardından da Filistinliler teslim olmak zorunda kaldı. Ancak İsrail Başbakanı'nın bu başarısı, kendisine sonuçta faydadan çok zarar getirebilir. Netanyahu kısa vadeli hedefini, yani koalisyonunu ayakta tutmayı başardı. Ancak ABD ve Filistinlilere meydan okuyarak barışa ulaşamaz. Yahudi yerleşimciler için, yerleşim birimleri inşasının azıcık bile olsa, aksamasına yol açabilecek hiçbir gelişme kabul edilemez. Onlar, bugünkü üçlü zirvenin daha kapsamlı başka tavizlere gidecek yolu açmasından korkuyor.”

Avusturya'dan Der Standard gazetesi ise yorumunda ABD Başkanı Barack Obama’nın dış politikaya bakışını irdeliyor ve ‘iyi niyet yetmez' diyor.

“Bir Amerikan başkanı sadece mantık ve iyi niyete güvenemez. Saldırganlara haddini bildirmek için elindeki güç araçlarını kullanabileceğini de göstermek zorundadır. Bu, müttefiklerin güvenlik politikaları konusunda sırtını yaslamaya yönelmesini engellemek için de gerekli. Chicagolu hukuk profesörü dünyadaki çatışmaları çok net bir şekilde analiz edebilir, ama Ahmedinejad, Kaddafi ya da Sarkozy gibi kişilerle diplomatik mücadelede doğru mantalite ve deneyimden yoksun. Bu, tüm demokratların sorunu ve pekçok Amerikalı'nın Cumhuriyetçiler’in yönetiminde kendilerini daha güvende hissetmelerinin de nedenlerinden biri. Obama BM’de daha iyi bir dünya vizyonlarından bahsedebilir, ama Netanyahu ve Abbas ile yapacağı Ortadoğu zirvesinde iki tarafa da baskı yapmak ve sert önlemlere başvurmak zorunda. Yoksa barış sürecinde yol katedilemez.”


Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Hülya Köylü