TÜR 2210 Presseschau 1

Düsseldorf'da yayımlanan ekonomi gazetesi Handelsblatt, Christian Wulff'un beş günlük Türkiye ziyaretini şöyle yorumluyor:

"Cumhurbaşkanı Christian Wulff, bugün sona erecek ziyaretinde kendinden emin bir Türkiye gördü. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ya da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan gibi Türk politikacılar yabancı konuklarıyla aynı kulvarda, aynı hizadalar. Giderek büyüyen ekonomik gücün ve ülkelerinin jeopolitik ağırlığının giderek artmasının Avrupa'da birçoklarınca hafife alındığını ve yeterince anlaşılmadığını biliyorlar. İşte bu yeni Türkiye, AB için çok cazip bir ortak olmalı. Ancak Avrupa'daki birçok kişi Türkiye'yi çok farklı algılıyor. Onların kafalarındaki Türkiye resmi 90'lı yıllara ait. Türkiye'yi tek taraflı biçimde sadece bir İslam ülkesi olarak tanımlıyor ve Doğu'daki komşularına doğru yüzünü dönmesinin AB adaylığı açısından çelişkili olduğunu düşünüyorlar."

Frankfurter Allgemeine gazetesi ise bugün Almanya Başbakanı Angela Merkel ile Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle arasında, Euro İstikrar Paktı kriterlerinin sertleştirilmesi nedeniyle çıkan anlaşmazlığı ele alıyor. Gazete, Merkel'in Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile bu konuda uzlaşma sağladığı haberinin Westerwelle'yi kızdırdığına dikkat çekerek şu yorumu yapıyor:

"Hür Demokrat Parti (FDP), Dışişleri Bakanı sıfatıyla güçlenen Genel Başkan Westerwelle ile öne çıkıp, AB İstikrar Paktı reformunu kutlayan Merkel'e itiraz ediyor. Bu aslında kayda değer bir hareket. AB maliye bakanları bu konuda pazarlıklar yaparken, Deauville'den, Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Euro İstikrar Paktı reformu konusunda uzlaştığı haberi geldi. Hükümet sözcüsü, Almanya'nın Euro İstikrar Paktı kriterlerinin sertleştirilmesi yönündeki tavrından vazgeçmesi kararının, Bakanlar Kurulu'nda alındığını iddia etti. Ancak hükümet ortağı Hür Demokrat Parti bunun tam tersini söylüyor. Bu açıklığa kavuşturulmalı, sonuç olarak Bakanlar Kurulu toplantısına yeterli sayıda yetkili katılmış olmalı. Tüm bu yaşananlara bakıldığında, Almanlar'ın politikanın felce uğradığı bir kış yaşamaması umut ediliyor."

Münih'te yayımlanan Süddeutsche Zeitung'sa, haftalardır iç politika gündeminden düşmeyen, onbinlerce vatandaşın karşı çıktığı, protesto gösterisi yaptığı ana tren garı projesinin gidişatını ele alıyor. Gazete yorumunda, Alman demiryolları Deutsche Bahn'ın bu projede de hatalar yapacağı uyarısında bulunuyor:

"Demiryolları bu projede de son 20 yıldır yaptığı hataları tekrarlama çabası içinde gibi görünüyor. Bunda sadece projenin maliyetinin daha düşükmüş gibi gösterilmesi sorunu yatmıyor. Bundan daha da kötüsü, Alman Demiryolları'nın yük taşımacılığına yine hiç uygun olmayan, tamamen yeni bir altyapı planlamış olması. Projede ana tren garı yolu yokuş olacağı için, bunu sadece hafif yük taşıyan trenlerin kullanması öngörülüyor. Bu da yeni bir otoban inşa edip en fazla 7.5 tonluk kamyonların bu yolu kullanmasına izin vermeye benziyor. Stuttgart 21 adlı ana tren garı projesini destekleyenler, sürekli inkâr etseler de, buraya milyarlar harcanırken, diğer tarafta bekleyen, daha önemli ve acil projelere kaynak bulunamıyor."

Bugünkü Alman gazetelerinde yer bulan bir başka konu ise Almanya'nın eski Başbakanlarından Helmut Schmidt'in 68 yıllık eşi Loki Scmhidt'in dün vefat etmesi. Braunschweiger Zeitung, halk tarafından sevilen Schmidt'in vefatını şöyle değerlendiriyor:

"Sadece eşi Helmut Schmidt tarafından değil, herkes tarafından Hannelore yerine Loki olarak adlandırıldı. Bu, bu büyük kadın için yerinde bir iltifattı. Schmidtler'in özel yaşamı şaşılacak biçimde sadece Brahmsee'deki tatilde ya da bir satranç oyununda çekilmiş fotoğraflarda göründü. Hamburg-Langenhorn'da yaşayan Schmidt'ler için bunun dışındaki herşey tabuydu ve aksini istemiyorlardı. Loki Schmidt yaşamıyla sahip olduğu birikimi anlatmış oldu: Alçakgönüllülük, kararlılık, bağımsızlık, dürüstlük ve sevgi. Yaşamı boyunca bunlara bağlı kaldı."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu