1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

22.12.2004 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu22 Aralık 2004
https://p.dw.com/p/AbsE

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in dün akşam sona eren Almanya gezisi bugün Alman basınında yer alan yorumlarda geniş yer tutuyor. ABD’nin Irak’ta içinde bulunduğu durum ve Irak politikaları öne çıkan konular arasında...

Die Welt gazetesinin yorumunda, Vladimir Putin’in Çeçen sorununun çözümüne Almanya ve AB’yi dahil etmek istediği açıklamasına şüpheyle yaklaşılıyor:

‘’Putin’in ifadeleri ciddi bir niyeti mi yansıtıyor, yoksa sadece diplomatik edebiyat mı yaptı, bunu değerlendirebilmek için daha çok erken. Putin’in, Çeçenistan’da savaşın üç yıl önce sona erdiği yönündeki ifadesi pek umut vermiyor. Diğer yandan Rusya’nın Kafkas sorununu tek başına çözemediğini Putin de artık anlamış olmalı. Ama Almanya’nın çözüme katkısının ne olabileceği sorusu bir bilmece. Kapsamlı mali yardımlar için Berlin’de para yok. Hem para gönderilse bile bu kaynağın nereye gittiğini kontrol edebilmek mümkün olmayacaktır. Sonuçta Putin ile Schröder muhtemelen sadece karşılıklı umutları dile getirmiş oldu.’’

Mitteldeutsche Zeitung, Putin’in neredeyse tüm tartışmalı alanlarda işbirliği niyetini ortaya koyan tutumunun nedenini sorguluyor:

‘’Putin’i bu kadar şaşırtıcı adımlara iten ne? İç muhakeme ve siyasi hesapların bir karışımı. Putin, güven oluşturucu önlemler yoluyla kaybettiği alanları yeniden fethetmeye çalışıyor. Kremlin lideri, özellikle de tüm eski uydu devletlerinin AB ve NATO’da nüfuz kazandığı bir dönemde kendisini izole etmek istemiyor.’’

Maerkische Allgemeine gazetesi ise konuya farklı bir açıdan yaklaşıyor:

‘’Fransa ile ittifakın Alman devlet politikası olması ve ABD ile ilişkilerin önemine rağmen Rusya ile iyi ilişkilere sahip olmak da Almanya’nın çıkarınadır. ABD’nin etkisi o kadar büyük ki terazi kefesinde bir ek ağırlık Almanlar’a da diğer Avrupalılar’a da seçenekler sunacaktır. Güçlü bir Rusya Avrupa güvenliğine tehdit oluşturmayacaktır.’’

Mannheimer Morgen gazetesi ise Schröder’in Rusya politikası çerçevesinde Yeşiller partisinin tutumunun hayalkırıklığı yarattığını savunuyor:

‘’Schröder’in Rusya poltikasının Yeşiller partisinde bile eleştiri görmemesi garip. Dışişleri Bakanı Joschka Fischer’den de ses seda çıkmıyor. Fischer, Başbakan Schröder’i o kadar fazla ilgilendirmeyen Ortadoğu konusuna odaklanmayı tercih ediyor. Dış politikanın diğer alanlarında ise Schröder herşeyin içinde, her konuya karışıyor. ‘Almanya’nın çıkarları herşeyden önce gelir’ anlayışı ön planda tutuluyor. Yeşiller de genelde sorun çıkarmıyor, insan hakları nedeniyle koalisyonda tartışma riskine pek girmiyor. Yeşiller partisi bu tutumuyla profilinden çok şey kaybetmiştir.’’

Alman-Rus ilişkilerinden bir başka konuya, Irak’taki durum ve ABD’nin Irak politikası ile ilgili yorumlara geçiyoruz. Thüringische Landeszeitung’da ABD’nin Irak konusunda içinde bulunduğu durumla ilgili şu yorum yer alıyor:

‘’ Amerika Irak batağının içine tamamen saplanmış durumda. Çünkü Amerikalılar en önemli sermayelerini, halk arasındaki inandırıcılıklarını kaybetti. Iraklı tutuklulara hapishanelerde uygulanan kötü muamele, Felluce operasyonunda halkı hiçe sayan tutum, tüm bunlar Amerikan ordusuna zalim bir rejimi devirmiş bir kurtarıcı değil, bir işgal gücü damgasını vurdu. Şu anki durumdan bir çıkış yolu görünmüyor. Planlanan seçimler de, gerçekleştirilebilse bile ülkeye barış getirmeyecektir.’’

Neue Westfaelische Zeitung’un yorumunda ise şu satırlar yer alıyor:

‘’Askeri olarak ne ileri ne de geri gidiliyor Siyasi olarak ise planlanan seçim takvimine bağlı kalınacağını tekrarlamaktan başka fazla birşey yok. Amerikalılar ve müttefikleri zamana karşı yarışı ve yıkıma karşı güçlerini kaybetmek üzere. Haftasonunda Necef ve Kerbela’daki ve dün Musul’daki gibi saldırıların arkasındakilerin hedefi, Sünni ve Şiiler arasında düşmanlığı körüklemek ve Irak’ın acilen ihtiyaç duyduğu barışı imkansız kılmak. Onlar kaos istiyor ve Amerikalılar’ın tüm gücüyle bütün cephelere doluşmasını. Bu isteklerinde başarıya da ulaşabilirler.’’

Paris’te yayımlanan Liberation gazetesi ise Irak’ta kaçırılan Fransız gazetecinin serbest bırakılmasına ayırmış yorum sütunlarını:

‘’Fransız diplomasisi, rehine krizinden büyük yara alarak çıktı. Bush’un Irak’ta yürüttüğü haçlı seferi karşısında Fransa’nın geleneksel Arap politikası ve tarafsızlık ilkesi ne olabilecek en kötü durumlara hazırlıklıydı ne de uluslararası sahnede sözünü geçirebilmesine yardım etti. Fransa bundan dersler çıkarmalı ve eksiklerini görmeli. Cumhurbaşkanı Chirac gelecekte benzer acı deneyimler yaşanmaması için izlediği politikayı düzeltmeli.’’