1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2303 Presseschau

Derleyen: Meltem Karagöz23 Mart 2009

Bugünkü Alman gazetelerinin yorum sütunlarında dikkat çeken konular, İstanbul’da dün sona eren Dünya Su Forumu, Almanya'da seçim öncesinde yaşanan tartışmalar ve İran ile ABD arasındaki yakınlaşma süreci.

https://p.dw.com/p/HHZ5
Fotoğraf: dpa

İstanbul'da 192 ülkeden 33 bin kişinin katıldığı bir hafta süren Dünya Su Forumu sona erdi. Forumda verilen en güçlü mesaj "Su konusunda derhal harekete geçilmesi gerektiği” oldu. Berlin’de yayımlanan Tageszeitung gazetesinin yorumunda, forumda ele alınan barajlar konusuna değiniliyor:

“Barajların verimli toprakları savurup, yüzlerce çiftçinin yerlerinden olmasına sebebiyet vermesi doğal bir süreç olarak algılanıyor. İnşası planlanan barajların sadece kurulacağı bölgenin doğal dokusuna zarar vermeyip suyun küresel doğal döngüsünü de etkileyebileceği hesaba katılmıyor. Zira böylece suyun azalması hızlandırılmış oluyor. Benzer bir duyarsızlık 60’lı yıllarda nükleer atıklar için de vardı. Oysa tarımda küçük ancak akıllı çözüm projeleriyle su israfının önüne geçilebilir. İstanbul’daki Dünya Su Forumu’nda da yine iklim değişikliğini tetikleyen etmenlerin üzerinde durulmaya devam edildi. Barajlara eleştirel yaklaşanlarsa forumda istenmeyen kişilerdi. Ulusal hükümetler ve su zenginleri arasındaki ittifaka zarar gelmemesi tercih edildi.”

Almanya Başbakanı Angela Merkel erken seçimlere gidilmeyeceğini açıkladı. Koalisyon hükümetinde olduğu kadar kendi partisinde de yaşanan iç çekişmeler ve mali kriz yüzünden zor durumdaki Opel’e devlet desteği verilmesi konusundaki anlaşmazlık nedeniyle baskı altına giren Angela Merkel dün erken seçim çağrılarını geri çevirdi. Hristiyan Sosyal Birlik Partisi (CSU) Başkanı Horst Seehofer, Sosyal Demokratların koalisyon hükümetinden ayrılması gerektiğini söylemiş, Hür Demokrat Parti lideri Guido Westerwelle de erken seçimlere gidilmesi yönünde açıklama yapmıştı. Halle’de yayımlanan Mitteldeutsche Zeitung gazetesi, koalisyon içindeki ve muhalefetle yaşanan sürtüşmelerle genel seçimler öncesindeki oy kapma yarışına değiniyor:

“Kesin olan şu ki, seçmende artık yorgunluk belirtileri baş gösterecek. Zira genel seçimlere daha neredeyse altı ay var. Siyasiler de belirli konularda kararsızlık yaşadıklarını açıkça ortaya koyabilirler. Çünkü çoğu vatandaş da örneğin Opel’e yardımların gereksiz olduğunu ve şirketin mali kriz olmasa da sektördeki üretim fazlası nedeniyle her halükarda iflas edeceğini düşünüyor. Ayrıca siyasilerin açıklamaları zaten boşa harcanan enerji, kuru gürültü ve gereksiz savaş nidalarından başka bir şey ifade etmiyor. Neticede hangi partiye oy vereceğini kestiremeyen kararsız seçmen, fikrini seçimden en erken sekiz hafta önce belirliyor.”

ABD Başkanı Obama’nın “yeni başlangıç” önerisine çekimser karşılık veren İran, diyaloğa da kapıyı kapatmıyor. İran’ın dini lideri Ayetullah Hamaney, ABD Başkanı Barack Obama’nın ikili ilişkilerde yeni bir başlangıç yapılması şeklindeki önerisine mesafeli yaklaşırken, İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Muttaki de ilk tepkisinde Washington’un Nevruz münasebetiyle barış mesajı göndermesinin nazikçe bir davranış olduğunu söyledi. Augsburger Allgemeine Zeitung gazetesinin ABD ve İran arasındaki yakınlaşma süreciyle ilgili yorumunda şu satırlar dikkat çekiyor:

“İran yönetiminin ABD’nin önerisine ilk yanıtı, Washington'un samimiyetinin belirlenebilmesi için ‘sözleri, girişimlerin izlemesi’ gerektiği oldu. Ancak bu durum büyük oranda İranlı mollalar için de geçerli. Zira uluslararası topluma yeniden entegre olabilmeleri için öncelikle İsrail’i yok etme tehditlerinden vazgeçmeliler. Tahran bununla beraber giriştiği nükleer maceralarıyla teröristlere destek vermeyi de bırakmalıdır. İran ancak o zaman uluslararası toplumda Obama tarafından kendisine önerilen yeri alabilir.”

Bağımsızlığıyla tanınan ve 2007 yılında eski Devlet Başkanı Pervez Müşerref tarafından görevden alınmasının yoğun protestolara yol açtığı Muhammed Çaduri yeniden Yüksek Mahkeme Başkanlığı görevine başladı. Pakistan Yüksek Mahkemesi Başkanı Abdülhamid Dogar, Pazar günü emekliye ayrılarak selefi Çaudri'nin göreve dönmesini kolaylaştırmıştı. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesinin bu konudaki yorumunda şu satırları okuyoruz:

“Yargının bağımsızlığının bu sembolik adımla güçlenip güçlenmeyeceğini zaman gösterecek. Çünkü Devlet Başkanı Zerdari Yüksek Mahkeme Başkanı’nı kendi iradesiyle değil toplumun, muhalefetin ve Washington'un baskısıyla emekliye ayırdı. Hükümet ayrıca mahalefet lideri ve eski başbakan Navaz Şerif’le, Pencap eyaletinin görevden alınan başbakanı kardeşinin devlet başkanlığı için aday olamamasını mahkemeye taşımak istiyor. Görünen o ki, Zerdari ilk başta eski koalisyon ortağını zayıflatmak için elinden gelen her şeyi yaptıktan ve Şerif de buna uygun karşılığı verdikten sonra, şimdi barış istiyor. Hükümetinin Pakistan’ın gerçek sorunları olan mali kriz, radikal İslamcılık ve terörün üstesinden gelecek güce sahip olup olmadığıysa başka bir konu.”