1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.03.2010 - Avrupa basınından özetler

23 Mart 2010

Avrupa’nın en büyük ülkesi olan Almanya, Yunanistan’a yapılacak olası bir mali yardım paketinde en büyük yükü üstleneceği için, bu seçeneğe karşı muhalefetini sürdürüyor. Avrupa gazeteleri bu konuyu mercek altına alıyor.

https://p.dw.com/p/MZqS
Fotoğraf: Bilderbox

Polonya'nın başkenti Varşova'da yayımlanan Dziennik Gazeta Prawna, ‘Almanya Yunanistan'a yardım etmeyecek' diyor ve ekliyor:

“Başbakan Merkel, vatandaşla aynı çizgide ilerliyor. Anketler, ellerinde olsa Almanlar'ın bizzat kendilerinin Euro Bölgesi'nden çıkmak istediğini gösteriyor. Berlin'in tutumu, ekonomik milliyetçiliktir, sadece ortak para biriminin değil, Avrupa bütünleşmesinin de altına döşenmiş bir mayındır. Almanya, istihdam maliyetlerinin düşmesinden ve ihracatın artmasından kâr etti ve ucuz işgücü sunan ülkelere zarar verdi. AB ve euro olmasaydı, bu tür bir manevra da mümkün olmazdı. Şimdi Almanya'nın muhtaç durumdakilere yardım etmesi gerek. Aksi takdirde IMF devreye girecek. AB ve Euro Bölgesi ülkesi Yunanistan, Gine gibi dolar yardımlarına el açmak zorunda kalacak. Avrupa topluluğu için bundan daha büyük bir rezalet olamaz herhalde.”

İtalyan La Stampa gazetesi de Yunanistan'a yardım edilmesi gerektiği görüşünde:

“Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, AB'deki ortaklarından mali destek konusunda 15 gündür sürekli bir sıcak bir soğuk duş almak zorunda kalıyor. AB'deki çekimserliğin arkasında, çoğu Avrupa ülkesinin kendi ekonomi politikalarını rayına oturtma çabası yatıyor. Ancak Birlik içinde 'tek seslilik' sadece boş bir vaat olarak kalmamalı. Avrupa'nın gerçek anlamda ekonomik ve siyasi bir birlik haline gelebilmesi, ancak göç yasalarından, emekliliğe; enerjiden vergi politikalarına, koordinasyon yolunu tuttuğunda mümkün olabilir. Ancak bu yol maalesef oldukça dik yokuşlu ve yürümeye ara verdiğiniz zaman geri kayma riski var. Yunanistan'a yardım edilmek zorunda.”

Yunanistan'dan iktidardaki Sosyalistlere yakınlığıyla bilinen To Vima gazetesi ise ‘Hesaplaşma vakti yaklaştı' diyor yorumunda:

“İzansızlık. Avrupa sürekli siyasi yönetimlerin izansızlığının bedelini ödüyor. Geçmişte bunun bedeli kanla ödendi. Bugünse dünyada olup bitenin dışına itilmekle. Temeldeki neden ise birbirini anlayabilmek konusundaki zayıflık. Topluluğun çıkarlarını gözönünde bulundurmak yerine dar, kısa vadeli şahsî çıkarlar ağır basıyor. Şu an Bayan Merkel'in yaptığı da işte bu. Merkel pandoranın kutusunu açıyor. Hesaplaşma vakti yaklaşıyor. Hepimiz için!”

ABD Başkanı Barack Obama'nın en önemli iç siyasî projesi olan sağlık reformunun Temsilciler Meclisi'nde de kabul edilmesinin yankıları sürüyor. Avrupa gazetelerindeki yorumlar Obama'nın büyük bir zafer kazandığı, ancak iç siyasî bedelinin de yüksek olacağı konusunda hemfikir. Varşova'dan Rzeczpospolita adlı Polonya gazetesi bu başarı ve etkilerini irdeliyor:

“Bu, Obama'nın en büyük zaferi. Ama bu başarı Amerika için de iyi mi? Bu konuda görüşler ikiye bölünmüş durumda. Reform taraftarları, yasanın milyonlarca insanın yaşamına getireceği istikrarın, ekonomiye ek enerji getireceğini savunuyor. Karşıtları ise bütçenin çökeceği ve Amerika'daki kapitalizm mitinin, hatta ABD'nin sonunun geleceği uyarısında bulunuyor. Muhalefetteki Cumhuriyetçiler, Marx hayaletini kullanıp toplumun geniş kesimlerinde korku uyandırmayı başardı. Amerika bu aşamada sosyalizm tehdidi altında değil. Amerikalıları asıl tehdit eden, kamu borçlarının zaten rekor seviyelere tırmandığı bir dönemde bütçede oluşacak delik. Obama taraftarları, reformun maliyetinin kontrol dışına çıkmayacağını savunuyor. Ama bu iddiadan şüphelenmek için her tür neden de mevcut.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Murat Çelikkafa