1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2305 Presseschau 2

23 Mayıs 2011

Bugünkü Avrupa gazetelerinin ağırlıklı konuları Libya'daki son durum, ABD Başkanı Barack Obama'nın Ortadoğu politikası ve İspanya'da Sosyalist hükümetin yerel seçimlerde uğradığı yenilgi.

https://p.dw.com/p/11Ldx

Fransız Katolik La Croix gazetesi, NATO'nun hava saldırısını sürdürdüğü Libya'daki gelişmeleri ele alıyor. Yorum şöyle:

"BM Güvenlik Konseyi, 17 Mart'ta Libya liderine karşı askerî operasyona izin verdi. Birçok ülke o zaman Batılı ülkelerin az sayıdaki yaylım ateşinin, Muammer Kaddafi rejimini devirmeye yeteceğini umut ediyordu. İki ayın ve 2 bin 700 bombalı saldırının ardından diktatör hâlâ Libya'da. Hatta geçen hafta NATO'nun hava saldırısında yaralandığı yönündeki söylentilerin doğru olmadığını göstermek için televizyona bile çıktı. Libya'da çatışmalar daha uzun süre devam edebilir. Bu nedenle Batılı ülkeler bir kara harekâtı başlatmayı planlıyor. Ancak bu, hem insani, hem de siyasi açıdan tehlikeli olabilir. Bunun için çok pahalı bir bedel ödenebilir. Ve bunun bedelini ödeyecek olanlar da Libyalılar."

İspanya'da dün yapılan ve ana muhalefetteki muhafazakâr Halk Partisi'nin zaferiyle sonuçlanan yerel seçimler, basında geniş yer bulan bir başka konu. İspanya'dan sol liberal El Pais, seçim sonuçlarını şöyle yorumluyor:

"Muhafazakâr Halk Partisi şimdi, yerel yönetimler ve belediyeler düzleminde, İspanya'nın demokrasiye dönmesinden bu yana bir siyasi partinin sahip olduğundan çok daha fazla güce sahip. Halk Partisi'nin bu seçim başarısını kendisine mi yoksa politik rakiplerinin hatalarına mı borçlu olup olmadığı tartışılabilir. Başbakan Jose Manuel Rodriquez Zapatero, bu yenilginin sorumluğunu üstlendi. Bunu yaparak, bir kez daha adaylığını koymayacak olmasına rağmen, hâlâ Sosyalist Parti'nin genel başkanı olduğunu göstermiş oldu. Zapatero istifa etmiyor, çünkü ekonomi alanındaki reformları devam ettirmek istiyor. Bu yönde istekli olma konusunda eksiği yok. Sorun, bu amacını uygulayıp uygulayamacağı."

Fransız La Voix du Nord gazetesi ise İspanya'da gençlerin son haftalarda düzenlediği protesto gösterilerini masaya yatırıyor:

"Bir meydan, planlansız bir biçimde, doğaçlama kurulan bir çadır ve öfke... Bu görüntüler diğer protestoları hatırlatıyor. Peki Arap baharı Avrupa'ya ulaşmalı mı? İsyan rüzgârı İspanya'dan Kuzey'e doğru mu esmeli? Madrid'deki Puerta del Sol Meydanı tıka basa dolu ve dün yapılan seçimler de bu durumdabir değişikliğe neden olmadı. Oy kullanmak, vatandaşların öfkesinin geçmesi için yetmiyor. Ekonomik krizin başlamasından bu yana Avrupa'nın her yerinde protestolar yapılıyor. Protestoların hedefinde ise bizleri yönetenler var: İktidardakiler ve onların ekonomik krizi kontrol altına alma konusundaki kabiliyetsizlikleri."

İngiliz Indepentent gazetesi bugünkü sayısında, ABD Başkanı Barack Obama'nın İngiltere'ye yapacağı ziyaret bağlamında, Ortadoğu ile ilgili olarak geçen hafta yaptığı açıklamaları yorumluyor:

"Obama'nın, ABD'nin, İsrail'in 1967'deki sınırlarını esas alan iki devletli çözüme sunduğu desteği onaylamasının ardından, İsrail'le Filistin arasındaki gerginlik yine tartışmaların odak noktasını oluşturuyor. Obama, İsrail için Hamas'la aynı müzakere masasına oturmanın çok zor olduğunu, çünkü Hamas'ın şiddetten vazgeçmediğini söylüyor. Ancak 1990'lı yıllarda dönemin İngiltere hükümeti, Kuzey İrlanda'da barış sürecini harekete geçirmek için tam da bunu yaptı ve IRA ile müzakere masasına oturdu. Başbakan David Cameron'un ABD Başkanı Obama ile yapacağı görüşmede bu örneğe işaret etmesi kesinlikle akıllıca olur."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Murat Çelikkafa