1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.06.2006 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Nihat Halıcı23 Haziran 2005
https://p.dw.com/p/AbqA

Avrupa basınında bugün Almanya’da Orhan Pamuk’a verilen barış ödülü, Avrupa Birliği tartışmaları ve Brüksel’de yapılan Irak konferansına dair haber ve yorumlar yer alıyor…

Alman Kitapçılar ve Yayıncılar Birliği, bu yılki „Barış Ödülü“nü Orhan Pamuk’a vermeyi kararlaştırdı. Pamuk, Yaşar Kemal’in ardından bu ödüle layık görülen ikinci Türk yazar oldu. Ödülü 23 Ekim’de alacak olan Pamuk, „doğu ve batı kültürlerinin kaynaşmasına katkısından“ dolayı ödüle layık görüldü. Die Welt gazetesinin yorumu şöyle:

“Alman kültür aleminin en önemli ödüllerinden biri, Avrupa Birliği krizinin devam ettiği, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği tartışmalarının kızıştığı bir zaman diliminde, eserlerinde İslami geleneklerle çağdaş batının pekala uyuşabileceğini sergileyen bir yazara veriliyor. Ödül, Avrupa’nın geleceğinden kuşku duyanlara da önemli bir mesaj niteliği taşıyor. Felsefeci Peter Sloterdijk’in geçen günlerde yaptığı analizi hatırlayalım: Filozofa göre, Fransızlar’ın kültür bilinci diye ön plana çıkardığı, ilkel bir narsizmden başka bir şey değil. İşte bu narsizme dayanarak hareket edenlere bakarsanız, Türkiye’yi Avrupa’nın çayırlarında mangal partisi yapan Türk aileler temsil ediyor. Bu bakış açısıyla yaklaştığınızda, Almanya’yı da güneyin tatil beldelerinde olanca kabalıklarıyla tatil yapan Alman turistler temsil ediyor. Ödül aynı zamanda Türkiye’ye de verilmiş bir mesajdır. Pamuk, eleştirileri nedeniyle milliyetçi tepkiye neden olmuştu. Bu ödül, Türkiye’ye, ‚yazarınızdan gurur duyun, eğer onunla kavga edecekseniz de bu uygar demokrat ülkelerde nasıl yapılıyorsa öyle yapın’ mesajıdır.“

Orhan Pamuk’a verilen ödüle sütunlarında değinen gazetelerden Süddeutsche Zeitung, 25 bin Euro değerindeki ödülün, „yazarın insan ve azınlık haklarından yana mücadelesi ile ülkesinin siyasi sorunları hakkında gözü pek bir şekilde görüş bildirmesi“ dikkate alınarak verildiğini yazdı. Orhan Pamuk’un romanlarında „Avrupa ile müslüman Türkiye’nin buluştuğuna“ dikkat çeken Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi, yazarın toplam 34 dilde yayımlanan kitaplarında „doğudaki batıyla, batıdaki doğunun izlerini kaynaştırdığını“ kaydetti. Die Taz gazetesi, Pamuk’un muhalif çizgisi nedeniyle dostların yanı sıra düşman da kazandığını, yazarın Türkiye’de tabu olarak pek çok konuya değindiğini yazdı.

Avrupa basınında, Avrupa Birliği krizine ilişkin haber ve yorumlarla devam ediyor. Frankfurter Allgemeine Zeitung gazetesi “Oportunist“ başlığıyla yayımladığı yorumda şu görüşleri ifade ediyor:

“Fransa ve Hollanda referandumları Avrupa Birliği zirvesinde ilginç görüşlerin ortaya çıkmasına neden oldu. Avrupa Birliği Komisyonu üyelerinden Günter Verheugen, aniden Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine kuşkuyla yaklaşmaya başladı. Eski Komisyon Başkanı Prodi de Alman muhafazakarlarının Türkiye karşıtı tutumunu örnek göstererek Ankara’nın üyeliğine kuşkusunu ortaya koyan Avrupalı siyasetçiler kervanına katıldı. Oysa aynı Prodi, komisyon başkanlığı döneminde Türkiye’nin tam üyelik perspektifine onay vermişti. İtalya Başbakanı Berlusconi, stratejik gerekçelerden dolayı Türkiye’nin üyeliğine destek verirken İtalyan Solu seçimleri göz önünde tutarak buna karşı çıkıyor. Trafik gerçekten arap saçına döndü. Prodi uyarıyor: ‚Mamma, li turchi’ yani ‚Anneciğim Türkler geliyor.’ Bakalım Prodi’nin ağzından daha ne inciler dökülecek.“

Fransız Liberation gazetesi, İngiltere Başbakanı Tony Blair’in Avrupa Birliği zirvesinde aldığı muhalif tutumun Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac tarafından bir savaş ilanı olarak algılandığını yazdı. Gazete, Chirac’ın şimdi sosyal Avrupa yanlıları tarafından Blair’e karşı verilecek mücadelenin liderliğine getirilmek istediğini kaydetti.

Brüksel'de yapılan "Irak'ın geleceği" konferansında, ülkenin yeniden yapılandırılması ile demokratik ve ekonomik reformların desteklenmesi için, yeni Irak hükümetine yardım kararı alındı. Süddeutsche Zeitung gazetesi, konferans katılımcısı 80 hükümetin Irak’a destek sözü verdiklerini dikkat çekerek şu görüşleri aktardı:

“Söz vermek işin en kolay yanı. Verilen sözleri hayata geçirmek ise maddi kaynağın yanı sıra cesaret ve sağlam sinir de istiyor. Çünkü Irak’ın en önemli sorunu hala güvenlik. Bombalar patlamaya, kurşunlar can almaya devam ettiği sürece bu ülkenin yeniden yapılandırılması mümkün değil. Irak, Sünniler yeniden yapılanma sürecine katılmayı yanaşmaması durumunda bir geleceğe de sahip olmayacaktır.“