23.07.2010 - Avrupa basınından özetler

Avusturya’nın başkenti Viyana’da yayımlanan Die Presse gazetesinin karara ilişkin yorumu şöyle:

“Adalet Divanı’nın görevi hiç de kolay değildi. Çünkü kaderini bizzat tayin hakkının mı, devlet sınırlarını koruma hakkının mı daha önemli olduğu arasında seçim yapmak zorundaydı. Bu kararın etkileri Kosova ve Güneydoğu Avrupa’yı aşar. İspanya ve Slovakya’nın Kosova’nın bağımsızlığını tanımayan beş Avrupa ülkesi arasında yer alması tesadüf değil. İspanya, Bask bölgesindeki ayrılıkçılarla Katalanların bağımsızlık mücadelesinin bu sayede teşvik edilmiş olabileceğinden endişe ediyor. Slovakya da sınırları içindeki Macar azınlıktan tedirgin.”

İspanyol El Pais gazetesi de kararın ayrılıkçıları cesaretlendireceği görüşünde:

“Bağlayıcı nitelikte olmasa da BM’nin en yüksek mahkemesi konumundaki Adalet Divanı’nın kararının önemli etkileri olacaktır. Özellikle Kosova’nın bağımsızlığının yasadışı olduğunu öne sürerek mahkemeye başvuran Sırbistan için. BM’ye üyelik yolu açılan Kosova için de karar büyük önem taşıyor. Bu sayede başka ülkelerin de Kosova’yı tanıma ihtimali arttı. Ancak karar, istikrarsız bölgelerde ayrılıkçılığı tetikleyecektir. Örneğin etnik açıdan bölünmüş Bosna-Hersek’in Sırp kesiminde.”

Sol-liberal görüşlü İtalyan La Repubblica ise ayrılıkçı düşüncenin yayılabileceği endişelerinin abartılmaması gerektiği görüşünde:

“Böyle bir kararın bazı bağımsızlık hareketlerini cesaretlendirip, Avrupa’nın kalbinde ayrılıkçı düşünceyi perçinleştirmesi ihtimal dahilinde. Ancak Kosova’nın bu duruma gelmesinin ve bağımsızlığının meşru kılınmasının müsebbibi Slobodan Miloşeviç rejimidir. Adalet Divanı’nın kararından farklı anlamlar çıkaran olursa, yanılır. Çünkü Yugoslavya’nın dağılmasının ardından kurulan devletlerin şekillenmesindeki siyasi şartlar diğerlerinden farklıydı. Gerisi hayalperestliktir."

Fransa'nın başkenti Paris'te yayımlanan Le Figaro'nun Kosova kararına ilişkin yorumunda da şu satırları okuyoruz:

“27 üyeli AB'nin beş ortağı İspanya, Kıbrıs, Yunanistan, Romanya ve Slovakya Cumhuriyeti, bizzat ayrılıkçılıktan muzdarip oldukları için Kosova'nın bağımsızlığını kabul etmediler. Adalet Divanı'nın kararı, bu konudaki kaygıları bertaraf etmeyecektir. Tam aksine, hukuki alana kaydırılan sorun, şu haliyle siyasi bir boyut kazanmış oldu. Kosova konusunda Sırbistan tarafından göreve çağırılan Uluslararası Adalet Divanı, aldığı kararla Priştina'nın Belgrad karşısındaki konumunu güçlendirmiş oldu. Ancak bundan böyle bu iki yönetimin de bu kararı kötüye kullanmaması gerekir.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Ahmet Günaltay