1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa basınından özetler

23 Temmuz 2013

Yorumlar dijital veri skandalı, Hizbullah’ın silahlı kanadını AB'nin terör örgütleri listesine alması ve Ortadoğu barış görüşmeleri gibi konuları içeriyor.

https://p.dw.com/p/19Cqd
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/Fotoreport

Dijital veri casusluğu ile kişisel ve kurumsal verilerin korunmasına ilişkin AB ile ABD arasındaki tartışmayı sol liberal İspanyol gazetesi El Pais şöyle yorumluyor:

“Verilerin korunması kapsamında ABD’nin AB’yi baskı altına alması fazla önemli olmayan bir olay gibi görülebilir. Ama bu tartışmaya bir dizi olumsuz gelişme de eşlik etti. Örneğin CIA’nin gizli uçuş skandalı, Snowden’ın ifşa ettiği ABD'nin dijital casusluk faaliyetleri ya da Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales’in uçağına Avrupa semalarında uçuş izni verilmemesi gibi gülünç olaylar bunlar arasında sayılabilir. Amerikalıların verilerin korunmasına ilişkin yeni düzenlemeler çerçevesinde AB’ye uyguladığı yoğun baskı küçümsenemez. Zira bu noktada Batılı medeniyetlerin en temel değeri olan kişisel özgürlük hakkı sorgulanmış oluyor. Amerikan hükümetleri bu temel hakkı sadece güvenlik politikaları ve tröstlerinin çıkarlarını korumaya yönelik bir araca dönüştürdü.”

Liberal Avusturya gazetesi Der Standard da dijital veri skandalına ilişkin yer verdiği yorumda Alman istihbarat birimleriyle Amerikan Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) arasındaki işbirliğine değiniyor:

“Almanya Başbakanı Angela Merkel, Almanya’nın istihbarat skandalı konusunda suya sabuna dokunmayan bir açıklamayla yaz tatiline çıktı. Oysa ki bir devletin ve onun yurttaşlarının güvenliği Başbakan'ın sorumluluğundadır. Böyle olduğu içindir ki Başbakanlık Dairesi Başkanı Ronald Pofalla Alman istihbarat birimlerinin koordinasyonundan sorumlu kişi. Peki Pofalla Alman istihbarat birimlerinin ABD'nin Ulusal Güvenlik Kurumu (NSA) ile sıkı ve büyük olasılıkla yasadışı işbirliği hakkında ne biliyordu? Ayrıca Pofalla’nın şefi Merkel bu konuda neler biliyordu? Bunun yanıtı kolay: Sadece bilmek istedikleri kadarını biliyorlardı.”

Sağ liberal İtalyan gazetesi Corriere della Sera ise AB’nin Lübnan’daki Hizbullah’ın silahlı kanadını terör örgütleri listesine alma kararını yorum sütununa taşımış: 

“AB dışişleri bakanları Lübnan’daki Şii Hizbullah’ın askerî kolunu kara listeye, yani terör listesine almakla insanlık adına bir adım atmış oldular. Her ne kadar kararlarında bazı kuşkular ve çekinceler etkili olmuş olsa da… Her şeyden önce bu adım dolaylı olarak Suriye adresine de yollanmış ve AB’yi hedef alacak olası terör saldırılarının engellenmesi amacıyla verilmiş siyasi bir mesaj olarak da algılanabilir. Ancak Brüksel’de şimdiye kadar hiç kimsenin yanıt bulamadığı soru güncelliğini koruyor: Bu örgütün silahlı kanadı ile iyi  ve zengin donanımlı, sosyal desteğe sahip ve yıllardan bu yana Avrupa ülkeleri de dahil birçok ülkede özgürce dolaşan siyasi kanadı arasındaki fark nasıl anlaşılacak?”

Hollanda gazetesi De Volkskrant'tan seçtiğimiz yorum da yeniden Ortadoğu barış görüşmelerine geçiş için başlatılan diyalog konusunda:  

“Barış görüşmeleri gerçekten başlatılabilirse, bunun hem Filistinlilerin başkanı Mahmud Abbas’a hem de İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’ya yararı olur. İsrail, Filistinlilerin ılımlı liderinin zayıf pozisyonu konusunda endişeli; özellikle de bölgedeki diplomatik atmosferin son derece istikrarsızlaşması nedeniyle… Ciddi görüşmeler Abbas’ın Gazze Şeridi’nde iktidarda olan Hamas’a karşı pozisyonunu güçlendirecektir. Bunun olabilmesi için de İsrail ile Filistinlilerin anlaşma iradesi göstermeleri gerekiyor. Abbas, İsrail’in 1967 öncesi statükosunun artık geçerliliği kalmadığını halkına izah edebilmesi gerekir. Netanyahu ise İsrail’in 1967 sonrası statükosunda ısrar edilemeyeceği konusunda halkını ikna etmek zorundadır. Tüm bunların gerçekleşebilmesi için büyük bir mucize olması gerekiyor.”   

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen Çelik Akpınar

Editör: Hülya Schenk