1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

23.11.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Seda Serdar23 Kasım 2006
https://p.dw.com/p/AbkG

Alman basınında bugün süikasta uğrayan Lübnanlı Sanayi Bakanı Pierre Cemayel’in öldürülmesine ilişkin değerlendirmeler ön plana çıkıyor.

Frankfurter Allgemeine Zeitung şu yorumu yapıyor:

“Hristiyan ve Suriye karşırtı bir siyasetçi olan Pierre Cemayel’in öldürülmesi, Şam’daki rejimin komşu ülkede, kendisine düşman olan siyasetçi ve gazetecileri öldürme arzusu konusundaki şüphelerin gerçek olduğunu kanıtladı. Bu ilk defa, geçen sene Şubat ayında öldürülen eski Başbakan Refik el Hariri ile başlamıştı. Her ne kadar Suriye rejimi, Lübnan’daki suikastin arkasında olmadığını iddia etse ve halkının bu yönde gösteriler yapmasına izin verse de, Birleşmiş Milletler’in yaptığı araştırlamalar bu şüphelerin çok da yersiz olmadığına işaret ediyor. Beyrut’daki Suriye karşıtları ise bu kanlı olaydan sonra daha da birbirine kenetlendi. Diğer taraftan Lübnan’da yaşanan siyasi süikast, ülke içerisindeki ayrımı derinleştiriyor.”

Süddeutsche Zeitung ise Cemayel suikasti hakkında şunları yazıyor:

“Lübnan’da gerçekleştirilen siyasi suikastten kimin sorumlu olduğu açık. Batı yanlısı bu siyasetçiye atılan kurşunlar, Hariri davasını son dakikada engellemeye çalışan, komşu ülkedeki kısmen diktatörlük olan rejimin vahşi bir teşebbüsü olabilir. Çünkü eski Başbakan Hariri davasındaki araştırmalar hem Şam’ın hem de lideri Beşer Esad’ın uluslararası boyutta şiddetli bir şekilde eleştirilmesine yol açacaktı.”

Hamburg’da yayınlanan Financial Times Deutschland Lübnan’ın uluslararası barış için önemine dikkat çekiyor ve şu yorumu yapıyor.

“İsrail ve Hizbullah arasında yaşanan savaş sonrası, Beyrut’daki hükümete, uluslararası toplum tarafından ülkenin yeniden yapılandırılması ve barışın sağlanması için anahtar bir rol biçildi. Hizbullah ve örgütün vaftiz babaları olan Suriye ve İran ellerindeki tüm imkanlarla ve açıkça ilan ettikleri gibi tüm şiddet yöntemlerini kullanarak güç elde etmeye çalışıyorlar. Eğer bunu başarırlarsa, BM Güvenlik Konseyi ve Barış Gücü’nün kararları alay edilecek bir hal alır.”

Münih’de yayınlanan Abendzeitung ise şunları yazıyor:

“İsrail’in de dahil olduğu Ortadoğu’da birbirine karşı olan bir çok kesim bulunuyor, bu özellikle Lübnan için geçerli. Batı’yla ilişkileri sabote etmek istiyor diye kim Suriye’yi bunun dışında tutmak ister ki? Bu yapılmamalı. Ortaçağı anımsatan Suudi Arabistan rejiminin yaptığı herşey affediliyorsa, bu ülkeyle kıyaslandığında aydınlanmayı yaşamış sayılabilecek olan Suriye ile en azından konuşulması gerekiyor.”

Nürnberger Nachrichten gazetesi ise şu yorumu yapıyor:

“Hariri suikastinden sonra BM Genel Sekreteri Annan, konunun araştırılması için özel olarak Alman yetkili Detlev Mehlis’i atamıştı. Geniş araştırmaların sonunda Şam’dan gelen güvenlik cihazlarının ve Suriye taraftarı Beyrut’lu gizli servis çalışanlarının süikastle bağlantıları olduğunu ortaya çıktı. Birleşmiş Milletler’in konuyu uluslararası mahkemeye taşıma kararı almasına sadece saatler kala ise kimlikleri belirlenemeyen kişiler Hristiyan Cemayel’i öldürdü.”