1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

TÜR 2405 Presseschau 2

24 Mayıs 2010

Bugünkü Avrupa basınında Euro yüzünden sıkıntılı günler geçiren AB'nin geleceği ve dört ay önceki depremde büyük yıkım yaşayan Haiti'de yeniden inşa çalışmalarıyla ilgili yorumlar ağırlıkta.

https://p.dw.com/p/NVcY
Fotoğraf: DW

Polonya'dan Dziennik Gazeta Prawna, Avrupa'da ekonomik krizin sorumlusu olarak gösterilen finans şirketlerine getirilmesi planlanan mali işlem vergisini, AB'nin geleceğini şekillendiren Lizbon Antlaşması bağlamında ele alıyor. Yorum şöyle:

"Lizbon Antlaşması kesinlikle kusursuz değil. AB üyesi bütün ülkelerde referanduma sunularak kabul edilseydi, o zaman daha güçlü bir geçerliliğe sahip olurdu. Ancak bunun için artık çok geç. Üzerinde önemsiz değişikliklerin yapıldığı Lizbon Antlaşması'nın referanduma sunulması, tarihinin en büyük Euro krizini yaşayan AB için ölümcül bir fikir olur. Finans piyasaları şimdiden Yunanistan krizine olumsuz tepki gösteriyor. Lizbon'un yeniden onaylanması sözkonusu olsa, önümüzdeki aylarda yaşanabilecekleri düşünelim. Peki ya AB üyesi ülkelerden birisi referandumda hayır oyu verirse? İsviçre'de uygulanan doğrudan demokrasi, olası sistemler içinde en iyisi. Ancak şu sıralar AB'de istisnai bir durum yaşıyoruz. Lizbon Antlaşması'nın iyileştirilmesi ve yeniden referanduma sunulması, ekonomide bir felaketin yaşanması için mükemmel bir reçete olacaktır. İşte bu o zaman AB'nin dağılmasını öngören yeni bir antlaşma anlamına gelir."

Fransa'nın muhafazakar Le Figaro gazetesi ise bugünkü sayısında küresel dünya politikalarını analiz ediyor. Yorumda küreselleşmenin dünyanın en büyük gücü ABD'nin konumunu ve güç dengelerini değiştirdiği vurgulanıyor:

"Amerikalılar Taliban'a karşı tek başlarına mücadele edemeyeceklerini biliyorlar. Kriz, savaşın yükünün paylaşılması sonucunu beraberinde getirdi. Aynı görüşten yola çıkan Washington, Pekin ve Moskova, güç çekişmesi nedeniyle bundan birkaç yıl önce hayal edilemeyecek bir gelişmeye de imza atarak, Tahran'ı kendi taraflarına çekmeye çalışıyorlar. Ekonomik olarak hızla büyüyen ve önemli bir güç haline gelen Çin, dışarıya açılmak zorunda kaldı. Çin ve ABD ekonomik açıdan birbirlerine bağlılar. Ama sadece bu da değil. Çin yeni statüsüne kavuşmak için dünyada olup biten bütün konularda ülkelerle işbirliği yapmak zorunda olduğunu kavradı. Bu gelişmeler ışığında Avrupa'ya da ayakta kalabilmek için politik olarak daha sıkı işbirliği yapmaktan başka seçenek kalmıyor."

Paris'te yayımlanan sol liberal Liberation ise bugünkü sayısında, dört ay önce şiddetli bir depremle sarsılan Haiti'deki yardım ve yeniden inşa çalışmalarını yorumluyor:

"İyi haber, adada yeniden inşa çalışmalarına başlandı. Bazı kurumlar artık işliyor. Ancak Haiti'yi bekleyen daha önemli bir görev var: Ülkede yeni evler, okullar ve hastanelerin inşa edilmesi gerekiyor. Aslında Haitililer yeni bir devlet kurmak, yaratmak zorunda. Haiti uzun yıllar diktatörlerin elindeydi ve yıllarca şiddetli yolsuzluğun sıkıntısını çekti. Şimdi bu fırsat, yeni bir devletin inşa edilmesi için kullanılmalı. Daha adil ve toplum içinde barışın sağlanmasını garantileyecek, demokratik temellere dayalı bir devletin kurulması fırsatını. Uluslararası toplum, Haiti'ye yardım etmeye davet edildi. Bu, Haiti'nin yeniden doğuşunun başlamasını sağlayabilir."

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu