1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Presseschau

24 Eylül 2009

Bugünkü Alman gazetelerinde New York'ta başlayan Birleşmiş Milletler'in 64. Genel Kurulu ile yine ABD'nin Pittsburgh kentinde yapılan G20 Zirvesi'yle ilgili değerlendirmeler ön plana çıkıyor.

https://p.dw.com/p/JnlN
Fotoğraf: AP

BM’in 64. Genel Kurulu, 100’den fazla devlet ve hükümet başkanının katılımıyla dün New York’ta başladı. Genel Kurul toplantılarının ilk gününe, ABD Başkanı Barack Obama, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ve Libya lideri Muammer Kaddafi’nin konuşmaları damgasını vurdu. Obama yeni bir işbirliği çağrısında bulunurken, Ahmedinejad’ın ABD ve Yahudileri eleştiren sözleri tepki çekti. Kaddafi ise konuşmasında BM’e sert eleştiriler yöneltti. Almanya'nın ulusal gazetelerinden Münih merkezli Süddeutsche Zeitung, Obama’nın konuşmasını mercek altına alıyor:

“Barack Obama, hızlı bir Başkanlık süreci yaşıyor. Selefi Bush’un dört yılda ulaşamadığı noktaya sekiz ay içinde ulaştı. Ancak Başkan Obama zor durumda. Obama’nın önünde birkaç hafta, hatta birkaç ay sürecek zorlu bir sınav dönemi var. Ancak bu süreci atlattıktan sonra, ona bugüne kadar atfedilen 'başarılı' statüsüne gerçek anlamda haiz olup olmadığı görülecek. Bugüne kadar teoriler üreten Başkan Obama, şimdi bunları icraata dönüştürmek zorunda."

Neue Osnabrücker Zeitung'un Genel Kurul'la ilgili yorumu ise şöyle:

“Yeni dünya düzeninde Çin ve Rusya gibi ülkeler önemli bir role sahip. Ancak her iki ülkenin demokratik prensiplere fazlasıyla riayet ettiği söylenemez. Libya lideri Kaddafi ile Yahudi soykırımını inkar eden İran’ın diktatörü Mahmud Ahmedinejad, BM’in önemli bir çıkmazda olduğunu gösterdi: Dünyada birçok ülke, BM bildirgesini her gün ihlal eden rejimler tarafından yönetilmektedir. Obama, konuşmasında ülkeleri karşı karşıya getirmek yerine, uzlaşma çağrısında bulundu. Ancak Obama’nın diyalog çağrıları şimdiye dek fazla bir şey getirmedi. ABD’ni tek başına hareket etmekle suçlayan Avrupalılar bile Afganistan'daki dramda da görüldüğü gibi, daha fazla sorumluluk almak istemiyor.”

Frankfurter Rundschau gazetesi ise Obama’nın yeni dünya düzeni için yaptığı işbirliği çağrısını yorumluyor. Gazete, ABD Başkanı'nın "nükleer silahlardan arınmış dünya" planını çok gerçekçi bulmuyor:

“BM Genel Kurulu, daha fazla işbirliği, silahsızlanma ve daha iyi bir dünya umutlarının yeşerdiği bir ortam oldu. Obama bu olumlu havayı kullanarak, müttefiklere yöneldi. Ancak alkışlarla hiçbir sorun çözümlenmez, hiçbir amaca ulaşılamaz. Rusya Devlet Başkanı ile ABD Başkanı’nın buluşmasının, gerginliğin azaldığının sinyalini vermesi beklentisi mucize değil. Ancak coşkulu alkışlar, hayallerin gerçeğe dönüşmesi anlamına gelmiyor. Bunu herkes biliyor. Eğer bu yılın sonunda dolacak ve kısa adı START olan Stratejik Silahların İndirimi Anlaşması'nın süresini uzatırlarsa, iyi bir örnek olurlar. Ancak bu bile silahsızlanıldığı anlamına gelmiyor. Nükleer silahların azaltılması mümkün. Rusya ve ABD nükleer silahların yüzde 95’ine sahip. Eğer uzlaşma sağlayıp bu silahların dörtte birini yok ederlerse o zaman bazı şeyler daha iyiye gider. Ancak bu da her şeyin tamamen toz pembe olduğu anlamına gelmez.”

Leutkirch’de yayımlanan Schwäbische Zeitung’sa ABD’nin Pensilvanya Eyaleti’ndeki Pittsburgh kentinde yapılan ve Almanya ile Türkiye’nin de dahil olduğu 20'ler Grubu Zirvesi'ni yorum sütunlarına taşıyor. Yorum şöyle:

“Üçüncü zirve nihayet bir sonucu beraberinde getirmeli. Bu buluşma, bütün düzenleme ve uygulamaların incelenmesi ve neyin değişmesi, neyin sertleştirilmesi gerektiğini göstermesi açısından bir fırsat olmalıdır. Bu görev zorlu ve çok karmaşık. Ancak bunu yapmak için tekerleği yeniden icat etmek gerekmiyor. Aslında küresel sistemde birçok şey işliyor, küresel para sistemi şaşırtıcı biçimde kusursuz, pazar ekonomisinin daha iyi bir alternatifi yok. Şimdi önemli olan sistemdeki kara koyunlara; yani geçmişte yasal boşlukları istismar eden ve neşeli neşeli işe yaramayan hurdaları satan bankalara yönelmek. Başkalarına zarar verecek tehlikeli finans ürünleri yasaklanmalı.”

Derleyen: Hülya Topçu

Editör: Murat Çelikkafa