24.09.2010 - Avrupa basınından özetler

Luxemburger Wort gazetesi, Avrupa halklarında AB’ye karşı azalan desteği yorumluyor:

“Üyelerin giderek ulusalcı politikalara yönelmelerinin yanı sıra bu ülkelerde yaşayan nüfusun AB’ye yönelik heyecan ve desteğinin azaldığını gözlemlemek mümkün. Avrupa Birliği, birçokları için artık çok fazla önem taşımıyor. Ulusal çıkarlar ön planda. AB’nin Avrupa içindeki barış sağlayıcı görevi birçoklarınca unutulmuşa benziyor. Bunun bir nedeni de geçmişin kanlı izlerini taşıyan bu eski kıtayla ilgili tarih bilincinin yeterince gelişmemiş olmasıdır. Başka bir nedeniyse politikacıların pek de hoş olmayan kararlar karşısında Brüksel’i günah keçisi ilan etmesidir.”

Norveç’te yayımlanan muhafazakâr görüşlü Aftenposten gazetesiyse küresel iklim politikalarını değerlendiriyor:

“Kopenhag’da imzalanması gereken Küresel İklim Sözleşmesi bugün de -tıpkı geçen aralık ayında olduğu gibi- çok uzaklarda görünüyor. Bu oldukça dramatik olsa da şaşılacak bir durum değil. Çoğu devletin hükümet ve devlet başkanının yıl sonunda Meksika’da düzenlenecek konferansa bile katılma niyeti yok. Bu yüzden Meksika’daki buluşma, zirveden ziyade bürokratlar toplantısı niteliğini taşıyacaktır. Zengin ülkeler, ellerini ceplerine atma niyetinde değil. Emisyon oranları en fazla ve en hızlı artan kalkınmakta olan ülkelerse sorumluluk altına girmek istemiyor. Bu konuda ilerleme kat edilmek isteniyorsa ABD ve Çin'in ipleri eline alması gerekiyor.”

İspanya’nın başkenti Madrid’de yayımlanan ABC gazetesiyse Fransız askerlerinin Afrika'daki Sahel Kuşağı’nda düzenlediği El Kaide operasyonunu taşımış yorum sütunlarına:

“Fransızların geçtiğimiz haftalarda Sahel Kuşağı’nda beş Fransız mühendisi kaçıran El Kaide’ye yönelik askerî operasyonu, İslamcı teröre karşı savaşın ne denli zor olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Herkes ülkesinden binlerce kilometre uzakta bu denli sorunlu bölgelerde NATO’nun müdahalesi olmaksızın, kendi gücüyle mücadele etmeye çalışıyor. İspanya gibi bazı ülkeler, esirleri kurtarabilmek için fidye vererek aslında teröristleri de desteklemiş oluyor. Fransa ise çaresizce El Kaide’ye karşı savaş açmış durumda. Bu meşru bir davranış olmakla beraber uluslararası müdahaleyi de güçsüzleştirdiğini söylemek mümkün. Çünkü aşırı İslamcılıkla mücadalenin en etkin yolu, kalıcı ve birlik içinde hareket etmektir.”

İtalya’nın başkenti Roma’da yayımlanan La Repubblica gazetesiyse “Obama’nın zarar gören imajı” başlığıyla yayılmağı yorumunda ABD Başkanı’nın popülaritesinin giderek azaldığı görüşünü savunuyor:

“Barack Obama bir yıl önce Nobel Barış Ödülü sahibi ve ABD ile Çin’den oluşan nam-ı diğer G2’nin baş aktörü ve New York’taki BM’nin sırça köşkünden seslenen isimdi. Bunun üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Birçokları tarafından erken verildiği düşünülse de ödülün sahibi en azından kısmen de olsa bu onurun gereğini yerine getirmeye çalıştı. Ancak el attığı bir dizi sorun çözüme kavuşmuş değil. Örneğin Irak’taki 'Amerikan Savaşı'nın sona ermesini emretti ancak ülkeden çekilirken her gün yeni saldırılarla karşı karşıya kalan 50 bin askeri geride bıraktı. Ayrıca ekonomik kriz ve kendisine verilen desteğin azaldığını gösteren kamuoyu yoklamaları da imajının zedelendiğinin diğer göstergeleri arasında yer alıyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Murat Çelikkafa