Avrupa basınından özetler

Fransız Le Courrier Picard yasa tasarısının Fransa'ya hiçbir getirisi olmayacağı görüşünde:

“Ankara Fransa'ya kızgın. Bu kızgınlık ülkemiz için önemli bir karar nedeniyle ortaya  çıkmış olsaydı, hiç de kötü olmazdı. Sağ ya da sol kanattan fark etmez, parlamenterlerimize ne oldu? Neden yararı olmayan, kullanılmayacak, ayrıca da anayasaya aykırı bir yasayı gündemlerine aldılar. 1789 yılında ilan edilen İnsan Hakları Bildirisinden bu yana uluslararası sözleşmelerle korunan düşünce ve ifade özgürlüğünü zedeleyen bir yasayı? Parlamenterlerimiz neye karışıyorlar? Tarih mi yazmak istiyorlar? Bu, onların işi değil. Ancak eğer bu olup bitenin arkasında seçim hesapları gizliyse, o zaman parlamenterler çok dibe düştü demektir. Bu yasanın kimseye yararı olmayacaktır. Hele Fransa'ya hiç.”

Bir başka Fransız gazetesi  muhafazakâr Le Figaro, aynı konuyla ilgili yorumunda şu satırlara yer veriyor:

“Ankara'nın da Paris'in de gerilimi yatıştırmak için birçok nedeni var. Tarihi olayların hatırlanmasına yönelik yasalar genellikle sorunludur. Fransa'da antisemitizm (Yahudi düşmanlığı) mücadele edilmesi gereken rahatsız edici bir durum, Ermenilerse bir tehlike içinde değil. Paris'teki Senato, oylama öncesinde Türkiye'deki firmalarımızın çalışmalarını dikkate almalıydı. Türkler Fransa'ya karşı olası bir ceza kararı almadan önce bunu mutlaka yapacaklardır. Fransa ve Türkiye çok uzun yıllardan bu yana sıkı ilişkilere sahip iki büyük ülke. Tüm görüş ayrılıklarına rağmen ilişkilerin muhafaza edilmesi iki tarafın da çıkarınadır.”

Bir başka Fransız gazetesi, La Charente Libre Fransa ve Türkiye arasındaki gerginliği şöyle yorumluyor:

“Farklı bir tepki beklenmiyordu: Ankara doğal olarak Ermeni soykırımının inkârını suç sayan yasa tasarısının onaylanmasına çok hassas bir tepki gösterdi. Paris müttefik bir ülke ile böylesine aşırı ve ölçüsüz bir gerginlik yaşamaktan kaçınsa iyi olur. Türkiye bir NATO üyesi ve kapısını yorulmaksızın çaldığı Avrupa ile Ortadoğu arasında stratejik bir konuma sahip. Bu yasanın yararsız, aptalca ve ayrıca uygulanamayacak bir yasa olduğunu ne kadar tekrarlasak az. 1915 yılındaki soykırımı inkâr edip, buna katliam diyen bir Türk turisti cezaevine mi atacağız?”

İngiliz Independent gazetesi ise Libya'daki çatışmaları ve devrik lider Kaddafi'ye bağlı güçlerin verdiği mücadeleyi ele alıyor:

“Libya'da durumun basit olmayacağı aşikârdı. Diktatör Muammer Kaddafi'nin sonunun gelmesi çok rahat bir biçimde kutlanırken, bu devrilmenin sadece bir başlangıç olduğu biliniyordu. Ve şimdi bunun doğruluğu kanıtlanıyor. Uluslararası dikkatler Suriye'deki kan gölüne çevrilmişken, Trablus'taki Ulusal Geçiş Konseyi'nin Libyalı isyancı birliklerin örgütlediği karışık, kalabalık milisleri durdurmak gibi büyük sorunları var. Özgürleşen   vatandaşların taleplerinin yerine getirilmesinde de sorunlar var, ya da devrim nedeniyle ortaya çıkan aşiret çatışmalarının çözümlenmesinde de. Kaddafi gitmiş olabilir, ancak Libya'daki huzursuzluk daha uzun süre bitmeyecek.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen:  Hülya Topcu

Editör: Beklan Kulaksızoğlu