1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

25.02.2005 - Avrupa basınından özetler...

Derleyen: Tuba Tuncak25 Şubat 2005
https://p.dw.com/p/AbrT

Alman ve Avrupa basınında bugün yer alan yorumlarda ABD Başkanı George Bush’un dün sona eren Avrupa gezisi öne çıkıyor. Süddeutsche Zeitung, Bush’un son durağı Bratislava’da Rusya lideri Putin ile yaptığı görüşmeyi değerlendiriyor. Yorum şöyle:

“Bush bundan dört yıl önce Vladimir Putin ile Bratislava’daki ilk görüşmesinin ardından ’Rusya liderinin gözlerinden ruhunu okudum. Bu adama güvenilebilir’ demişti. Putin’in ruhunun öyle kolay okunamadığını sonunda kendisi de kavradı. Bu yüzden, bu sefer Putin’i, otoriter tutumu nedeniyle uyarmayı gerekli gördü. Ve bu uyarıyı dünkü buluşma sırasında değil, ziyareti öncesinde Pazartesi günü yaptı. Çünkü Bratislava’da öne çıkarmak istediği konu, uluslararası terörle mücadele ve nükleer malzemelerin yayılmasını önleme idi.”

Braunschwieger Zeitung da Bush’un Putin’e demokrasi dersi verdiği yorumunda bulunuyor. İsviçre gazetesi Baseler Zeitung’un yorumu ise şöyle:

“Demokrasinin dünya geneline yayılmasını amaç edinmiş bir Amerikan Başkanı’ndan, Rusya’nın git gide daha da otoriter hale gelen liderine yönelik daha sert eleştiriler beklenirdi. Bush, bunun yerine Rus meslektaşının politikasını desteklediği mesajını verdi. Önümüzdeki dört yıl içinde dostu Putin ile aralarındaki dialogu arttıracaklarını söylemesi buna işaret.”

Frankfurter Allgemeine gaztesinde ise şu satırlar yer alıyor:

“Bratislava buluşması önemliydi. Amerika’nın Rusya’ya ve diyaloğa açık bir Rus yönetimine ihtiyacı var. Çünkü Moskova’nın desteği olmadan, kitle imha silahlarının yayılmasını önleme çabası başarılı olamaz. Bush, İran’ın atom bombası üretmesini önleme ve Kuzey Kore’yi de aynı plandan vazgeçirme konusunda Rusya’ya ihtiyaç duyuyor. Bunun yanı sıra Batı için Rusya’daki nükleer malzemlerin güvenli bir şekilde muhafaza edilmesi de önem taşıyor.”

Thüringer Allgemeine gazetesi de ABD’nin Rusya’yı, İran’a karşı kendi tarafına çekmek için Moskova’nın Dünya Ticaret Örgütü üyeliğini desteklediğini belirtiyor. Münih’te yayımlanan Die Tageszeitung ise Bush’un gezisi ile ilgili genel bir bilanço çıkarıyor. Yorum şöyle:

“Bu geziden çıkarılacak sonuç, Başkan Bush’un istediğinde esprili dahi olabileceği. Ama Avrupa gezisinin Amerikan Başkanı için hiç de kolay olmadığını söylemek gerek. Bush, Irak Savaşı’nda kendisini destekleyen Slovakya dışında sadece savaş karşıtlarını ziyaret etti ve onları dostça kucaklamak zorunda kaldı. Chirac, Schröder ve Putin’in tekrar ABD’ye yakınlaştırılması gerekiyordu. Bush, kendi hedeflerinden taviz vermeden bunu başardı. İran konusuna gelince: Bu ülke ile yaşanan sorunun, önce diplomatik yolla çözülmeye çalışılması, Amerika’nın da menfaatine. Çünkü Washington’un Irak Savaşı nedeniyle içinde bulunduğu durum malum. Bunun yanı sıra Washington’un çevre korumaya, kendi çapında da olsa, önem verdiğini Mainz’da imzalanan anlaşma gösterdi.“

Danimarka gazetesi Information’da ise Bush’un, Fransa ve Almanya ile arasındaki buzları erittiği belirtiliyor. Gazete, Bush’un Irak Savaşı’na karşı çıkan bu iki ülkeyi izole etme politikasından vazgeçmesini, koşullara ve pragmatik yaklaşıma bağlıyor.

Düsseldorf’ta yayımlanan Westdeutsche Zeitung, Almanya gündeminde yerini koruyan vize skandalını irdeliyor. 2000 yılında Doğu Avrupalılara getirilen vize kolaylığının insan tacirlerince istismar edildiğinin ortaya çıkması, özellike Dışişleri Bakanı Fischer’in başını ağrıtıyor. Yorum şöyle:

“Fischer siyasi sorumluluğun sadece laftan ibaret olamdığını göstermek istiyorsa Başbakan’a istifasını sunmalı. Başbakan Fischer’e 'Joschka, şimdiye kadarki hizmetlerin, vize konusunda yaptığın hatadan ağır basıyor’ deyip istifayı geri çevirebilir. Ama Yeşiller Partisi’nin bu en gözde isminin kamuoyunda sempati kaybetmesi, Schröder’i bu istifayı kabule zorlayabilir. Çünkü Sosyal Demokratlar'ın önünde önce Kuzey Ren Vestfalya’da yapılacak eyalet seçimleri ardından da genel seçimler var.”

Avrupa gazetelerinden aktaracağımız son yorumlar ise İngiliz Kraliyet ailesini bekleyen düğün ile ilgili. Fuldaer Zeitung, Kraliçe’nin, oğlu Charles ile müstakbel gelini Camilla’nın evlendirme dairesindeki nikah törenine katılmayacağı yönündeki açıklamasını “garip bir tutum, garip bir aile” şeklinde niteliyor. Berliner Zeitung ise Kraliçe II. Elisabeth’in oğlunun kararına saygı göstererek gelin ve damada nikah salonunda eşlik etmesi gerektiğini yazıyor.