1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

25.04.2006 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Çelik Akpınar25 Mayıs 2006
https://p.dw.com/p/AbmL

Alman basınında bugün, ağırlıklı olarak Federal Anayasa Mahkemesi’nin, yalan beyanda bulunarak Alman vatandaşlığına geçen ve dürüstlük ilkesini ihlal edenlerin, vatandaşlıktan çıkarılabileceğine ilişkin verdiği karar değerlendiriliyor. Dikkat çeken bir diğer konu da Bonn’da düzenlenmesi planlanan İslam Konferansı...

Kölner Stadtanzeiger Gazetesi, bir Nijeryalı’nın Alman makamlarına yalan beyanda bulunması nedeniyle vatandaşlıktan çıkarılması üzerine Anayasa Mahkemesi’ne açtığı dava ve mahkemenin aleyhinde verdiği kararı şöyle yorumluyor:

“Federal Anayasa Mahkemesi, anayasanın ilgili maddesine atıfta bulunarak, verilen vatandaşlığın geri alınabileceğine hükmetmiştir ve doğrudur. Çünkü yabancı uyruklu birinin, silah zoruyla Alman vatandaşlığına başvurmasanı ve sonunda Alman pasaportunu almasını kimseye izah etmek mümkün değildir. Bu yüzden, rüşvet vererek ya da makamları yanıltarak elde edilmiş bir vatandaşlığın geri alınması da mümkün olmalıdır.”

Westfalenpost Gazetesi de aynı konudaki yorumunda, Alman pasaportu almaya yönelik cömert düzenlemelerin, başvuranların sahte bilgiler vermesini aslında gereksiz kıldığına işaret ediyor. Gazete, yorumunda şu görüşleri savunuyor:

“Bu durumda acaba hangi yabancılar için, kendi kimliği pahasına Alman vatandaşlığını almak bu kadar çekici hale gelmektedir? Mahkemeye başvuran uyuşturucu ticareti yapan kişi, yeni kimliğinin kendisine kolaylıklar tanıyacağı beklentisi içindedir. Kısacası, Almanya’da sade bir yabancı olarak Alman vatandaşlığını almak isteyenlerin sahteciliğe yönelmesine gerek yoktur. Almanca’yı öğrenip, geçimini de kendi başına sağladığını kanıtlayabiliyorsa bu yeterlidir. Bu da kendisinden çok şey isteniyor olarak algılanmamalıdır.”

Kölnischer Rundschau Gazetesi, Bonn’da yapılması planlanan İslam Konferansı’na değinerek şu değerlendirmeyi yapıyor:

“Almanya’da yaşayan Müslümanlar’ın yüzde 24’ü, Kuran ile anayasayı birbiriyle bağdaşmaz olarak algılıyorlar. Bu bir propaganda tezi değil, geçenlerde Soest kenti İslam Arşivi’nin yaptırdığı bir anketin sonucu. Bonn’da hükümet temsilcileriyle önde gelen Müslüman kuruluşlarının sürekli olarak yapmayı planladıkları İslam konferansları dizisini de bu çerçevede görmek durumundayız: Alman İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble, Müslümanlar’la bir ‘toplumsal sözleşme’ imzalamayı ümit ettiğini söylüyor. Müslümanlar’la diyalog başlatabilmek için bağlayıcı bir form bulunması açısından Schaeuble’nin kararı oldukça önemli. Şu dönemde toplumsal sözleşme kararına şimdiden karşı çıkma eğilimi olsa bile, bu adımın atılması önemlidir.”