1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

24 Ekim 2013

ABD Ulusal Güvenlik Kurumu NSA'nın, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in cep telefonlarını dinlediği iddiası, bugünkü Alman basınında öne çıkan yorum konusu.

https://p.dw.com/p/1A5op
Ein Käufer entnimmt einem Zeitungsständer mit den Tageszeitungen "Die Welt" und "Frankfurter Allgemeine Zeitung" am Freitag (06.08.2004) das Nachrichtenmagazin " Der Spiegel". Wie schon die FAZ, kehren nun auch die Axel Springer AG und der Spiegel-Verlag in ihren Print- und Online-Publikationen zur alten Rechtschreibung zurück. Auch der S¸ddeutsche Verlag will sich anschlieflen. Die Deutsche Presse-Agentur dpa will ein Meinungsbild bei den Kunden einholen, auf dessen Grundlage eine Entscheidung in Zusammenarbeit mit den anderen deutsch-sprachigen Nachrichtenagenturen gefällt werden soll. Foto: Ulrich Perrey dpa/lno
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Ulusal gazetelerden Süddeutsche Zeitung skandalın Almanya'da büyüme ihtimaline değiniyor.

"Angela Merkel ve başbakanlığın, ABD’nin dinleme skandalına ilişkin temmuz ayında söylediklerinden daha fazla şey bildikleri ve bu bilgileri seçim kampanyası nedeniyle gizli tuttukları ortaya çıkarsa, o zaman NSA skandalına bir de Almanya’nın skandalı eklenir. Zira böyle bir durumda seçmenin aldatılması da söz konusu olur. Gelişmeler, meclis araştırma komisyonunun kurulmasını gerektiriyor. Ancak burada da büyük koalisyon kurulmadan önce muhalefetin sesinin ne kadar zayıf kaldığı göze çarpıyor. Zira Başbakan Merkel’in ABD’ye karşı gecikmiş sert tepkisine, Sosyal Demokrat Parti’nin müstakbel koalisyon ortağına gecikmeli yumuşaklığı eşlik ediyor."

Frankfurter Allgemeine Zeitung'un ABD'yi sert bir şekilde eleştiren yorumunda ise Alman hükümetinin aptal yerine konulduğu görüşüne yer veriliyor:

"Başbakan Merkel, Obama yönetiminin terörle mücadelede her türlü ölçüyü kaçırdığını ve çok açık bir biçimde dostla düşmanı ayırt edemediğini, kendi kulağı ile duymuş oldu. Washington dinleme operasyonlarıyla dört dostuna büyük ayıp etmiş oldu. Hatta Almanya Başbakanı ve kabinesi iki kat kandırılmış oldu. Zira muhtemelen dinlenmeye devam edilirken, hükümet kanadı, Amerikalıların asla böyle bir şey yapmayacağına kefil olma saflığını gösterdi. Başbakanlık Dairesi Başkanı Ronald Pofalla, ağustos ayında NSA skandalının kapandığını bildirmişti. Atlantik’in karşı yakasındakiler buna mikrofon bile gerektirmeyecek kadar yüksek sesle gülmüş olmalılar. Almanya ve AB, Washington’un iyi niyetine artık daha fazla güvenemez."

Essen’de yayımlanan Neue Ruhr/Neue Rhein Zeitung ABD’nin dostlarını dinleme huyundan vazgeçebileceğine ihtimal vermiyor:

"Edward Snowden’in ifşaatıyla ortaya çıkan kural ihlalleri personel olduğu kadar yapısal bakımdan da radikal değişiklikleri gerektirmektedir. Samanlıkta toplu iğne aramak için küresel boyutta bilgi toplama çılgınlığına artık son verilmelidir. Lâkin ABD geri adım atmayacaktır. Avrupa bu yolu tek başına kat etmek zorundadır. Ancak internette ABD’nin çalmasına meydan vermeyen ve özel ile devlet arasındaki çizgiyi yeniden belirleyen bir güvenlik mimarisi kurulması şartıyla Amerikan Büyük Biraderi’nin veri hırsızlığı kısmen de olsa önlenebilir. İnşallah öyle olur."

Frankfurter Rundschau gazetesinde ise şu satırları okuyoruz:

"Amerikan Anayasası, ‘Bütün insanlar eşit doğar’ der. Anlaşılan, Amerikan istihbarat servislerinden Ulusal Güvenlik Ajansı bu mesajı son derece ciddiye alıyor. Madem istediği Almanı dinleyebiliyor, o zaman Alman milletinin en üstteki hizmetkârı Başbakan Angela Merkel’i neden dinlemesin. Merkel’in infiali yalandan bile olsa, bu hadise önemli bir fırsattır. Şimdi insanlık tarihindeki en kapsamlı dinleme operasyonunu bastırmak için süre kazanılmıştır. Yurttaş, siyasetçileri beklemeyip, sürekli dinlenmeye karşı kendiliğinden harekete geçmelidir. Bir zamanlar çoğumuzun insan hakları ile siyasi ve fikir hürriyetleri alanlarında örnek aldığı bir ülkenin şimdi bu hürriyetleri tehdit eder hale gelmesine kimse tepkisiz kalamaz."

©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Başak Demir

Editör: Ahmet Günaltay