1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

26.03.2007 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Jülide Mollaoğlu26 Mart 2007

Bugünkü basın özetlerimizde, Avrupa Birliği’nin 50. kuruluş yıl dönümü kutlamaları sırasında imzalanan Berlin Deklarasyonu, ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış olan Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu liderlerinden Brigitte Mohnhaupt’un serbest bırakılması ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin İran’a ilişkin kararına ilişkin yorumlar yer alıyor.

https://p.dw.com/p/Abiu

Berlin Deklarasyonu’na ilişkin yorumların dikkat çektiği Alman gazetelerinden biri Süddeutsche Zeitung. Gazetede Avrupa Birliği’nin Anayasa konusunda uzlaşmaya varması gerektiği vurgulanıyor: “Başbakan Merkel’e, ortaklarına egemenlikten vazgeçmenin, aynı zamanda güç kazanmak anlamına geldiği konusunda ikna etmek için, yaklaşık üç ay zamanı kaldı. Ardından, bir reform önerisi sunması gerekiyor. Berlin Deklarasyonu, Anayasa’ya giden yolun ne kadar uzun olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Reform ise şu anlama geliyor: Eğer, daha önce üzerinde uzlaşmaya varılan anayasa sözleşmesi temeline dayanmazsa, Avrupa hızla ilerleyen bir krizden, kalıcı bir krizin içine girecektir.”

Die Welt gazetesinde, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in gösterdiği başarılara rağmen, anayasa yüzünden yaşanan krizin tam olarak aşılamadığına işaret ediliyor. “Tüm direnenlere rağmen, Merkel, Berlin Deklarasyonu’na kesin bir tarih koydurmayı başardı. Bunun reform sürecinin yeniden canlanmasına olumlu etkisi olabilir. Ancak, sadece deklarasyonlar ve belgeler, ne yazık ki, krizin aşılması için yeterli olmayacaktır.”

Frankfurter Rundschau gazetesindeki yorumda ise Avrupa Birliği’ne üye ülkelerin, ortak değerler kolaylıkla birleşmesine rağmen, çıkarlar söz konusu olduğunda, işin zorlaştığı belirtiliyor: “50. yıl kutlamaları yenilik getirmedi. Ama, havanın değişmesi için bir fırsat doğdu- bu da az şey değil. Zira, uzun zamandır ilk kez, AB’yi neyin ayırdığı yerine, neyin birleştirdiği vurgulandı.”

Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun ikinci kuşak lideri olarak bilinen Brigitte Mohnhaupt, ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak, Mohnhaupt’un cezasını çektiği gerekçesi ile dün serbest bırakılması Almanya’da tartışmalara yol açtı. Tageszeitung gazetesinde yayımlanan yorumda Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun hapiste bulunan diğer üyelerinin durumu sorgulanıyor: “Christian Klar, Mohnhaupt ile birlikte yargılanmış, Stuttgart Eyalet Yüksek Mahkemesi tarafından asgari 26 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Buna göre, Klar’ın iki yıl daha cezasını çekmesi gerekecek. Ancak, Cumhurbaşkanı, Klar’ı affetmiş olsaydı, o da Mohnhaupt ile aynı zamanda serbest kalabilecekti. Ancak, Mohnhaupt hiç bir zaman af istemedi. Bu nedenle, Mohnhaupt’un yaptıklarından dolayı pişmanlık duyduğunu açıkça söylemesi ve kurbanlardan özür dilemesi isteniyor. Mantıklı olarak Klar’ın da pişman olduğunu göstermesi bekleniyor. Fakat anlaşılmaz olan, bunu yapmadığı için Klar’ın hala tehlikeli olarak görülmesi.”

Die Welt gazetesinde ise nasyonel sosyalizm döneminde yaşananları nasıl unutmamak gerekiyorsa, Alman Kızıl Ordu Fraksiyonu’nun eylemlerinin de hatırlanması gerektiği belirtiliyor. “Kimsenin bugün aftan veya bir dönemin artık sona erdiğinden söz etmeye hakkı yoktur. Terbiyemiz buna müsaade etmez, zira kurbanlar ve yakınları, hala bir açıklama bekliyor.”

Bugün Alman gazetelerinde yer alan dış politika ile ilgili yorumlardan biri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde, nükleer programına son vermeyen İran’a karşı yaptırımların sertleştirilmesi kararına ilişkin. Frankfurter Allgemeine Zeitung’da yayımlanan yorumda, İran’daki aydınların nükleer programa karşı çıkması gerektiği savunuluyor: “Bunu, askeri müdahaleyi engellemek, öncelikle İranlılar’ın görevi. Uluslararası düzeyde de, kararlı ve sakin bir tutum izlenmesi gerekiyor. Güvenlik Konseyi’nin üyeleri, kararlarını ciddiye aldıklarını göstermeliler. İran’ın daha önceden olduğu gibi şimdi de, uluslararası toplum tarafından kabul edilmesi için elinde bir fırsat daha bulunuyor. Bunu istemeli. Nükleer silahlanma ise tarafları karşı karşıya getirir.”