26.07.2010 - Alman basınından özetler

Almanya Cumartesi günü Duisburg kentinde düzenlenen açık hava festivalinde yaşanan izdiham yüzünden hayatını kaybeden 19 gencin yasını tutuyor. Yetkililer olayın sorumlularının peşine düşerken, organizatörler festivalin bir daha düzenlenmeyeceğini duyurdu. Frankfurter Allgemeine Zeitung’un konuyla ilgili yorumu şöyle:

“Bu ne büyük bir skandal! 19 genç ölümüne sıkıştırılıp, ezildi, yüzlercesi de ağır yaralandı. Yetkililerse önümüzdeki günlerde facianın nedenlerinin iyice araştırılacağı şeklindeki basmakalıp laflarla olaydan sıyrılmaya çalışıyor. Savcılık tüm belgelere el koydu, mahkemeler Duisburg'da yaşanan korkunç olayı çözmeye çalışacak. Ancak daha şimdiden bazı basit gerçekleri ortaya koymak lazım. Örneğin bu yoğun katılımlı festivalin organizatörleri bu talebe hazırlıklı değildi. Katılımcıların uyarıları dikkate alınmadı, insanların hayatı ihmalkârlık sonucu riske atıldı.”

Berliner Zeitung’un aynı konudaki yorumunda da şöyle deniyor:

Bu facia festivalin sonunu hazırladı. Öncesinde bu organizasyonu tehlikeye sokan maddi kaynak sıkıntısıydı. Ancak ana amacı barış, mutluluk ve sevgi olan festival artık düzenlenmeyecek. 1989’da ilk düzenlendiği yıl festivalde 150 dansçı Kurfürstendamm’ı iki araçlık konvoyla aşmıştı. Bunu takip eden ve katılımcı sayısı bir buçuk milyonu aşan bir sonraki yılda da festivalin ana teması barış, sevgi ve müzikti. Duisburg şimdi cennetten kovulmanın sembolüne dönüştü denebilir.”

Süddeutsche Zeitung ise ABD ve Güney Kore’nin ortak askeri deniz tatbikatını değerlendiriyor:

“ABD ve Güney Kore tatbikatın, bir saldırı hazırlığı ya da büyük bir kışkırtma eylemi gibi görülmemesine özen gösterdi. Bu yüzden -özellikle de Çin’in hassasiyeti düşünülerek, tatbikatın yeri hassas bir bölge olan Sarı Deniz kıyılarından Japon Denizi’ne alındı. Ama güç ve kararlılık gösterisi baki kaldı. Çin, BM Güvenlik Konseyi’nde Kuzey Kore’ye, Güney Kore gemisini batırdığı için somut bir uyarı yapılmasına engel olmuştu. Bu da Pyöngyang’da büyük bir diplomatik zafer olarak yorumlandı. ABD’nin ise ne kendisinin ne de Güney Kore’nin askeri provokasyonlardan etkileneceğini göstermekten başka çaresi kalmadı. Şayet Çin durumun kontrolden çıkmasını istemiyorsa o zaman altılı görüşmelere yeniden başlanması için Pyöngyang’ı ikna yolunu aramaya başlar.”

Frankfurter Rundschau gazetesinin aynı konudaki yorumunda da şu satırlar dikkat çekiyor:

“ABD ve Güney Kore'nin ortak askeri tatbikat başlattıkları bir dönemde Kuzey Kore lideri Kim Jong-İl yine tehditkâr bir tavır sergiliyor. ABD ve Güney Kore'nin Kuzey Kore karşında askeri açıdan üstün olduğundan şüphe yok. Ancak Kuzey Kore müttefiki Çin'e güveniyor. BM Güvenlik Konseyi'nde Kuzey Kore aleyhine bir karar çıkmasını veto eden Çin, tüm uluslararası baskılara rağmen Kuzey'in, Güney Kore gemisini batırmasıyla ilgili somut bir açıklama yapmaktan kaçındı. Çin bölge istikrarının korunmasını istiyor ancak bunun ABD garantörlüğünde gerçekleşmesi taraftarı değil. Kim Jong-İl de bu durumdan istifade etmeyi iyi biliyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Meltem Karagöz

Editör: Beklan Kulaksızoğlu