1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

27.02.2004 - Alman basınından özetler...

Derleyen: Aydın Üstünel27 Şubat 2004
https://p.dw.com/p/AbvY

Bu sabahki Alman gazetelerinin yorum sütunlarında ağırlıklı olarak göze çarpan konular, Başbakan Gerhard Schröder’in Washington’da Başkan Bush ile buluşması ve BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın Irak Savaşı öncesi İngiliz gizli haberalma örgütü tarafından dinlendiği iddiası ile patlak veren telekulak skandalı, Makedonya Devlet Başkanı Traykovski’nin ölümü ve Haiti’deki kriz.

Stuttgarter Zeitung adlı gazete, iki yıl aradan sonra ilk kez Beyaz Saray’da konuk olacak olan Schröder’in Bush ile görüşmesi hakkında şu yorumu yapıyor:

"İki taraf da Irak Savaşı nedeniyle patlak veren krizin sürmemesi gerektiğini ve süremeyeceğini idrak etti. Berlin ve Washington'ın birbirlerine cephe almaya devam etmesinin, Alman-Amerikan ilişkilerini temelden sarsacağının ve Almanya'nın ekonomik açıdan da ciddi zarara uğrayacağının bilincine ilk olarak Schröder vardı. Ancak birkaç haftadır Amerikan Başkanı da barış mesajlari gönderiyor, bu tutumun ardında da tabiiki iç politik hesaplar var. Tartışmalı Irak Savaşı yüzünden Washington'ın müttefikleri ile arasının bozulduğu yönünde iç siyasi rakiplerinden gelen suçlamaları zayıflatmak için, Bush'un Schröder ile birlik, beraberlik sergilediği televizyon görüntülerine ihtiyacı var."

Düsseldorf’dan Handelsblatt’a geciyoruz:

“ABD Başkanı George W. Bush ile Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in bugünkü buluşmasında, siyaset sanatının en parlak saatlerinin yaşanacağını söylemek epey şakacılık olur. İki taraf da Atlantikaşırı ilişkilerdeki bozukluğun geçtiğini vurgulayacak. İki lider de ileriye bakıyor. Siyasi olsun, ekonomik olsun, kültürel olsun, ortak temeller her zamanki gibi güçlü. Bu doğru ancak yine de iki ülke ilişkilerinde önemli değişiklikler oldu. Daha kısa bir süre öncesine kadar Almanya Başbakanı minnetkarlıkla tevazu karışımı bir duyguyla Washington’a gider ve büyük müttefiğinin uluslararası krizlerin çözümünde kendisi için öngördüğü rolü söylemesini beklerdi. Durum değişti. AB içinde hızla ilerleyen entegrasyon ve buna bağlı olarak güçlenen özbilinç, Atlantikaşırı ilişkilerde de hissediliyor. Almanlar artık sadece söz dinlemiyor, tam tersi genelde Washington’ın dikte ettirdiği siyasi gündemde etkin bir rol arayışı içinde.”

Münih’de çıkan Süddeutsche Zeitung, Schröder’in ABD ziyareti ışığında, Berlin-Washington ilişkilerini değerlendiriyor:

“Alman dış politikasının başkaldırma ile boyun eğme arasında, kafa tutma ile görev bilinci arasında bir yol bulması gerekiyor. Bu yolun, yelken tabiatlı olmadan ve kendinden emin bir şekilde izlenmesi gerekiyor. ‚ABD savaşsın, diğerleri barışı güvence altına alsın‘ - Washington bu formülü kabullenmeye artık pek niyetli gözükmüyor. NATO üyelerinin ordu harcamalarında bunun etkisi hissedilecektir. AB’nin uluslararası misyonlarda ABD ile iş ve maliyeti bölüşecek ortak silahlı kuvvetlerinin olması gerekecek. Aksi takdirde, ABD’nin askeri üstünlüğü Atlas Okyanusu’nun iki yakası arasındaki uçurumun daha da derinleşmesine yolaçacak. Belki Schröder, Bush ile bu konuya da değinir. Birbirlerine bayılmalarına gerek yok, iyi geçinsinler yeter.”

BBC radyosuna bir açıklama yapan eski İngiltere Uluslararası Kalkınma Bakanı Clare Short, İngiliz ajanların, BM Genel Sekreteri Kofi Annan’ın bürosunu dinlediklerini söylemiş, Annan’ın kayda geçirilen konuşmalarını içeren bazı belgeleri kendisinin de okuduğunu belirtmişti. Patlak veren telekulak skandalı ile ilgili olarak Düsseldorf’dan Westdeutsche Zeitung şu yorumu yapıyor:

”Suçlamaların ünlü bir Irak savaşı karşıtından geliyor olması, içeriğinin önemini azaltmıyor. Clare Short’un sözkonusu operasyon sırasında bakan olduğunu ve kabine üyesi olarak bütün hassas bilgilere ulaşma imkanı bulunduğunu unutmamak gerek. Başbakan Tony Blair beklenildiği gibi herhangi bir yorum yapmayı reddediyor. Gizli istihbarat örgütünün çalışmalarının kamuoyuna açık bir şekilde tartışılamayacağını belirten Blair, bunun ulusun güvenliğinin çıkarına olmadığını söylüyor. Ancak Başbakan bu sözlerin ardında uzun süre saklanamayacak. Hukuk devletinin, kendi prensiplerini çiğnememesi de ulusun çıkarınadır.”

Makedonya Devlet Başkanı Boris Traykovski’nin dün bir uçak kazasında ölmesi, Neue Osnabrücker Zeitung adlı gazetenin yorum sütununa konu olmuş:

””Daha 47 yaşındaki Traykovski ve sekiz personelinin ölümü insani açıdan bir trajedi. Ancak bu trajedi siyasi alanda da tekerrür edebilir. Makedonya Devlet Başkanı, ülkedeki Slav çoğunluk ve Arnavut azınlık arasındaki gerginlikte en önemli uzlaşma ve denge faktörüydü....2001 yılında Ohrid Anlaşması ile sağlanan barışın kök salması epey zorlu yürüyen bir süreç. Ayrıca gençler arasında işsizlik yüzde 70’i buluyor. Arnavut milisler ise saldırılarına devam ediyor. Aslında tam da uzlaşmacı Traykovski stiline ihtiyaç var, ancak görünürde bu rolü estlenecek bir isim bulunmuyor."

Son olarak Haiti’deki olaylar ile ilgili Rheinische Post gazetesinden bir yorum sunuyoruz:

”Aristide’in görevdeki günleri sayılı. Haiti Devlet Başkanı, çocuklarını yurtdışına gönderdi bile. Aristide artık koltuk sevdasından geçip can derdine düşmek üzere. Halktan giderek daha çok destek gören isyancılar başkent Port-au-Prince’ı sardılar. Şimdi Güvenlik Konseyi’nin ülkeye barış birliği göndermesi görüşülüyor. Ancak durum pek parlak gözükmüyor.”