1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

27 Mayıs 2013

Fransa’da bir askerin bıçaklı saldırıya uğraması ve Şampiyonlar Ligi final karşılaşması Alman basınında öne çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/18eNz
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

23 yaşındaki bir Fransız asker, başkent Paris'te, Londra'dakine benzer şekilde kimliği tespit edilemeyen bir kişi tarafından saldırıya uğradı. Frankfurter Allgemeine Zeitung Avrupa'da son dönemde artan bu tarz bireysel şiddet olaylarını şu sözlerle yorumluyor:

“Bu tarz eylemlerin gerçekleşme riski İslam dünyasındaki kanlı hesaplaşmaların süresine ve çapına göre artıyor. Riski artıran bir başka faktör de sanki hiçbir tehlikesi yokmuş gibi adına ‘cihat turizmi‘ denilen olgu. Güvenlik makamları, yüzlerce ‘kutsal savaşçının‘ Avrupa'dan kalkıp Türkiye ya da Lübnan üzerinden Suriye'ye gittiğini ve Esad karşıtı cephenin saflarında savaştığını tahmin ediyor. Bunlar günün birinde yıkıma uğramış hayal dünyaları ve ağır zarar görmüş ruhlarıyla ama aynı zamanda öldürme konusunda edindikleri tecrübeler ve gerilla savaşında edindikleri pratik bilgilerle Avrupa'ya geri dönecekler. İngiltere'den dünyaya yayılan soğukkanlılığını koruyarak hayata devam etme düsturuna rağmen manzara oldukça rahatsız edici.“

Nürnberger Zeitung ise olayların arkasında bir terör örgütü olmadığına dikkat çekerek şu yorumu yapıyor:

"Boston ve Londra'daki, büyük ihtimalle Paris'teki olaylar El Kaide benzeri uluslararası çapta faaliyet gösteren bir terör örgütüne işaret etmiyor. Bu da durumun ne olduğunu kavramayı daha da zorlaştırıyor. Belli ki genç insanlar adına cihatçılık verilen bir zehirle zehirlenmişler. Bu şekilde failler öldürmeyi bir suç olarak görmüyor ve bunu meşru kabul ediyor. Halbuki ciddiye alınacak düzeyde her İslam alimi bunu bir yanlış öğreti olarak tanımlardı. Vahşi ve insanı hiçe sayan bu saldırılar doğru kavranmış bir İslamiyetle nasıl bağdaşabilir ki.“

Frankfurter Rundschau gazetesinin aynı konuyla ilgili yorumu ise şu şekilde:

"Geçen hafta Londra'da bir İngiliz askerinin ilkel bir biçimde öldürülmesi benzeri saldırılara kamusal alanda uygulanacak önleyici konseptlerle yaklaşmak mümkün değil. Bu tarz terör eylemlerinin hazırlığı sırasında geride iz bırakılmıyor, bunlar gizli, komplocu gruplar tarafından tertipleniyor. Şiddetin yeni yüzü, hemen her yerde saldırma becerisine ve isteğine sahip radikal bir bireyselleşmeyi içeriyor. Zahmetli bir ideolojik eğitime de gerek kalmıyor. Söz konusu olan her türlü yolla sürekli körüklenen saf bir nefret. Toplumun bu şiddete karşı bütünüyle savunmasız olduğu söylenenemez. Tek tek bireylerin radikalleşmesi bir günde olup bitmiyor. Fark edildikleri takdirde çevre buna aldırmazlık etmemeli.“

Almanya'nın iki kulübü Bayern Münih ile Borussia Dortmund'un Şampiyonlar Ligi finalinde karşı karşıya gelmesi Alman kamuoyunu yoğun olarak meşgul etti, dolayısıyla Alman basınında da konuyla ilgili yorumlar ağırlıkta. Bonn'da yayımlanan General Anzeiger gazetesinin bu konudaki yorumu şöyle:

“Ne şair Goethe‘nin ne de eski Papa 16'ncı Benedikt‘in, ne kültürün ne de dinin, hele hele siyasetin yapamadığını futbol başardı ve Almanların dışarıda sergilediği görüntüyü biraz olsun yumuşattı. Gri rengin daha az, buna karşılık pastel tonların ağırlıkta olduğu bir resim bu. Daha az ciddiyet, daha fazla gülümseme içeriyor. Elbette bu resmin sürekliliğinin olup olmadığı sorulması gereken bir soru. Bunun önceden hesaplanmış olup olmadığı da öyle. Ama öyle ya da böyle Almanya'nın daha renkli bir etikete kavuşmuş olması kesinlikle çok güzel."

 ©Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Ercan Coşkun

Editör: Ahmet Günaltay