27.07.2006 - Alman basınından özetler...

Alman basınında dün Roma’da yapılan Ortadoğu Konferansı ve bölgede yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmeler yer alıyor. Süddeutsche Zeitung, İsrail’in güvenliği arttırma koşullarına değiniyor:

“Ortadoğu’da barış bir alma - verme sorunu. Bu yüzden İsrail’in Filistinliler’den uzaklaşmak yerine onlarla müzakere etmesi gerek. Suriye ile de Golan Tepeleri’nin geri verilmesini konuşması gerek. İsrail tüm bunları istemiyor. Kudüs hükümeti, Filistinliler’e güvense – ki El Fetih ile Hamas arasındaki son yakınlaşma bunun mümkün olduğunu gösteriyor- güvenlik için şansını arttıracağı kesin. Bu sadece İsrail değil, Lübnan için de çözüm olacak. O zaman uluslararası barış gücü de sorunun çözümüne katkıda bulunabilir.”

Frankfurter Allgemeine Zeitung ise Roma konferansını şöyle değerlendiriyor:

“Güçsüz Lübnan hükümetinin, Hizbullah’ın silahsızlandırılmasını öngörün 1559 sayılı BM kararını uygulamasına yardımcı olunacak. Ama bunun pratikte nasıl mümkün olacağı belli değil, ABD’nin, ateşkesi “acil” statüsünde görmesi ama müzakerelerin temeli olarak görmemesinin nedeni bu. Ve bu tutum, İsrail’in beklentilerine uygun.”

Hamburger Abendblatt, bölgenin iki önemli ülkesinin masada bulunmamasını eleştiriyor:

“Arap dünyasında yıldızı parlayan Hizbullah’ın silahları kendiliğinden mi teslim edeceğini düşünüyorsunuz? Asla! Bu da Lübnan için planlanan barış gücünün sözde kalması anlamına gelecek. Tek bir çözüm yolu var: İran ve Suriye’yi masaya oturtmak. Hizbullah’ı sadece Tahran ve Şam dizginleyebilir.”

Kieler Nachrichten de Roma konferansını yetersiz buluyor:

“İsrail’i ne zaman ulusulararası topluluğun normal bir üyesi olarak kabul edeceğiz? Tüm hakları ve sorumlulukları ile... Roma’daki konferans, İsrail’in Lübnan topraklarındaki operasyonunun uluslararası hukuka uygun olup olmadığı sorusunu neden soramadı? Bunun yerine, çatışmaların durması için bir takım çağrılar yapıldı. Roma’daki konferans politik bir tiyatrodan öte değildi.”

Kölnische Rundschau, İsrail’in müdahale hakkına sahip uluslararası güç talebinin, politik bir dönüm noktası olduğu görüşünde:

“İsrail’in Hizbulah’ın durdurabilecek güçte bir barış gücü talebi ilginç bir dönüm noktası. Yahudi devleti şimdiye kadar, güvenlik konusunda sadece kendi ordusuna güvenirdi. Belki de Lübnan’da 18 yıl süren işgalden çıkardığı deneyimlerden hareket ediyor. Tabii bu değişimin beklenmedik sonuçları olabilir. Bu örnek başarılı olursa, günün birinde Filistin bölgelerinin güvenliğinin sağlanması için de kullanılabilir.”