1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Alman basınından özetler

26 Eylül 2012

Almanya’da sünnet tartışmaları ve Yunanistan başta olmak üzere Euro Bölgesi’nin borç krizindeki ülkelerinin durumu, bugünün Alman basınında öne çıkan yorum konuları.

https://p.dw.com/p/16G4G
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Almanya'da sünnet konusundaki hukukî belirsizliğe son vermek amacıyla Adalet Bakanlığı'nın sunduğu yasa taslağı ülkedeki Yahudi ve Müslümanlar tarafından memnuniyetle karşılandı.

Bielefeld kentinde yayımlanan Neue Westfaelische gazetesi, taslağın karmaşık bir konuda dengeyi sağlama açısından başarılı olduğu yorumunda bulunuyor:

“Almanya'daki Yahudi ve Müslüman kimliğinin temel ögelerinden biri olan sünnetin ceza muafiyetini güvence altına almak Almanya'ya yakışır. Aynı zamanda acısızlık ve kurallara uygunluğu da sağlamak zorunluydu. Kararı ebeveynin takdirine bırakmak ve dinsel nedenlerden bağımsız hale getirmek de zekiceydi. Böylece devletin ebeveyne din ve vicdan sınavı yapmasına da gerek kalmayacak. Federal Meclis milletvekilleri öneriler üzerinde özgürce, parti gruplarının baskısı olmadan sadece vicdanlarını dinleyerek karar verebilmeli. Bu, konuya sorumlu bir yaklaşım olacak ve toplumumuzdaki büyük bir kesimin içinde bulunduğu katlanılmaz hukukî belirsizliği sona erdirecektir.”

Mainz kentinde yayımlanan Allgemeine Zeitung, tartışmalarda çocuğun selametinden ziyade din özgürlüğü ve siyasetin rol oynadığını belirtiyor ve Almanya'nın tarihi göz önüne alındığında konunun özellikle de Yahudiler ile ilgili olarak ciddiyet kazandığını belirtiyor.

“Sünnet sadece bir Müslüman geleneği olsaydı konu bu kadar hassas bir boyut kazanmazdı. Alman Etik Kurulu bile bunun farkındaydı. Bu nedenle vücudun dokunulmazlığı hakkı ile din özgürlüğü arasındaki gerilim noktasındaki hukukî belirsizliğin hızla giderilmesi gerekiyor. Adalet Bakanlığı’nın sunduğu taslağa bakılırsa çok hızlı harekete geçilmiş oldu. Taslakta sadece her yere çekilebilecek tanımlamalar ve anlaşılması zor istisnalar yer alıyor. Taslak, sünnetin şu anki uygulanış şekliyle, mümkün olduğunca kısıtlanmadan meşrulaştırılması yönünde bir girişim. Çocuğun bu uygulama sırasında acı ve korku duyup duymadığı, hatta travma yaşıyor olup olmadığı tamamen arka plana atılmış görünüyor.”

Badische Zeitung ise yorumunu şu satırlarla noktalıyor: Sünnet yanlısı ya da karşıtı tüm açıklamaların ötesinde geriye tek bir tez kalıyor: Yahudi ve Müslümanlara saygıdan dolayı dinî bir uygulamanın devamını mümkün kılmak. Durum buysa, bunu böyle tanımlayacak cesarete de sahip olmak gerek.

Euro krizi, Yunanistan'da dün düzenlenen genel grev ve İspanya'daki gösterilerle yine gündemde. Frankfurter Allgemeine Zeitung Yunanistan'daki durumu irdeliyor:

“Devletin temelden yenilenmesi gereken ve Euro Bölgesi’ndeki geleceği pek de garanti olmayan Yunanistan’daki reform ihtiyacı, diğer ülkelerindekinden çok daha fazla. Ancak Portekiz ve İspanya’da da, hatta İtalya’da eklenebilir, birkaç düzeltmeyle iş bitmiyor. Bu ülkelerde de uzun vadeli politika değişiklikleri gerekiyor. Söz konusu hükümetlerin protestolar karşısında cesaretini yitirmemesi, aksine yeni rotayı izlemeye devam etmesi umulur. Bunu ummak, durumun siyasî açıdan ciddiyetini hafife almak anlamına da gelmiyor.”

Berlin’de yayımlanan Tagesspiegel gazetesinin yorumu ise şöyle:

“Ülke ölümüne tasarruf yolunda. Resesyona giderek daha derin saplanıyor. Reel ekonomiye el atılmıyorsa kamu maliyesine çeki düzen verilmesi ne işe yarar? Yunanistan’da geçtiğimiz bir yıl içinde neredeyse 70 bin ticarî işletme ve zanaatkar iflasını ilan etmek zorunda kaldı. Her gün ortalama 900 kişi işini kaybediyor. Her dört Yunandan biri işsiz, 24 yaşın altındakilerde bu oran yüzde 50’yi aşıyor. Kayıp bir nesil. İktisatçı Peter Bofinger haklı. Troyka kriz ülkelerinde yanlış terapi uyguluyor. Gerçekte Yunanistan’ın ihtiyacı olan, ekonomik büyüme yönünde ivme kazanmak. Felç olmuş ekonominin yeniden ayakları üzerine dikilebilmesi ve insanların yeniden umuda kavuşabilmesi için.

© Deutsche Welle Türkçe

Derleyen: Beklan Kulaksızoğlı

Editör: Başak Özay